• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Sivas’ta idam, Gezi’de beraat!

19 Şubat 2020
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Var mısınız, somut örnekler üzerinden, Gezi isyanı için verilen beraat kararını değerlendirmeye?

Yüz yıl öncesinden örneklerle değil..

50 yıl öncesinden "unutulmuş gitmiş olaylar" üzerinden değil..

Halen, cezaevinde tutulan mahkumları olan "Sivas olayı" ile "Gezi isyanı"nı karşılaştıralım..

Bakalım, Türk yargısı, "Sivas olayları"nda ne karar vermiş..

Henüz kesinleşmemiş de olsa, "Gezi isyanı" davasında ne karar vermiş..

Kıyaslayalım..

Sivas’ta 2 Temmuz 1993 günü yaşanan olayda, eylemin tamamı 6 saat idi.. 

6 saat süren eylem sebebi ile 33 Sivaslıyı, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal düzenini cebren değiştirmeye teşebbüs etmekle suçladılar ve mahkum ettiler.. Topu topu 6 saat.. Başı, sonu hepsi 6 saat.. 

Anayasal düzeni değiştirmek için, gerçekten bir niyetin olsa.. Bir planlama yapmaya kalksan, 6 saat değil, 6 gün yetmez, 6 hafta yetmez.. 

Ama 6 saatlik eylem; anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs suçu olarak yorumlandı.. Şüpheliler idam cezasına çarptırıldı.

Peki Gezi isyanında ne oldu?

6 saatlik eylemden değil.. 6 gün süren bir kalkışmadan değil.. Tamamen durulmasını dikkate alırsak; 6 aydan fazla süren bir isyan hareketinden bahsediyoruz.. Amaçlanan fiili gerçekleştirmeye elverişlilik açısından anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs suçunun işlenmiş olma ciddiyeti Sivas’ta 1 ihtimal ise, Gezi olaylarında 1 milyon olmasına rağmen, Sivas idamla, Gezi isyanı beraatle sonuçlandırıldı..

Sivas’ta hangi anayasal kurum var? Hangi anayasal kurumun temsilciliği var? Her ilde olan Valilik dışında, Sivas’ta anayasal kurumların hiçbirisinin önemli bir temsilciliği yok.. Vurulsa, devrilse, yıkılsa da, Sivas’taki olaylar, tümü ile Sivas’ta kalır. Buna rağmen, Ankara’ya 440 kilometre mesafedeki Sivas’ta yaşanan, diğer hiçbir ilde yansıması olmayan, bir gün içinde başlayıp biten olay sebebi ile, 33 insana “anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs” suçundan dava açıldı, ceza kanunundaki en ağır ceza verildi..

Gezi isyanında ise, darbelerin hep hedef aldığı "Başbakan"ın İstanbul’daki temsilciliği hedef alındı. Dolmabahçe’deki "Başbakanlık Ofisi" basılmak istendi.. Geceyarısı Başbakanlık Ofisi’ne zorla girilmek istendi.. Başbakanlık Ofisi yağmalanmak istendi..  Ama bu olaylar sebebi ile, tek bir kişiye, bir ceza verilmedi.. 

Sivas’taki olaylarda yargılanan kişilerde tek bir silah bulunamadı. Göstericiler, şu veya bu şekilde hiçbir kişiyi kasıtlı bir hareketle silahla yaralamadı.. Ama Sivas olayları sebebi ile 33 Sivaslı, idam cezasına çarptırıldı.

Gezi isyanında ise, bir komiser yardımcısı öldürüldü.. Yüzlerce polis yaralandı, hatta bazıları sakat kaldı. Taşlar atıldı, polis araçları yakıldı, ters çevrildi, üzerlerine Başbakan’a küfür içerikli yazılar yazıldı.. Polisler, kamu görevlileri sopalarla kovalandı, yakalananlar dövüldü. Tüm bu olaylar sebebi ile yargılananlar, beraat ettirildi..

• 

Sivas’ta yaşanan olayda, hiçkimsenin hedefi anayasal düzeni değiştirmek değildi.. Cumhurbaşkanı’nı indirmek, başbakanı devirmek değildi.. Hatta tam aksine, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın ildeki temsilcisi Vali’nin makamına da hiç kimse bir saldırı, bir tepki göstermedi.. “Asker bizim asker” sloganları atılan gösteri, anayasal düzeni cebren değiştirme olarak kabul edildi, Türkiye Cumhuriyeti’nde suçlulara verilebilecek en ağır ceza verildi..

Gezi isyanında ise, hedef alınan polis panzerleri idi.. Polis araçları idi.. Kamu binaları idi. Sloganlar; Başbakan aleyhine, polisler aleyhine idi.. Açılan pankartlarda, “Siz gideceksiniz, biz kalacağız” yazıları vardı.. Buna rağmen, İstanbul’un göbeğindeki Başbakanlık Çalışma Ofisi’ne zor kullanılarak girmek isteyenlerin hiçbirisine ceza verilmedi.. 

Sivas’ta yaşanan olaylar sebebi ile yargılanan kişilerin hemen tamamı, hayatlarında karakol önünden bile geçmeyen, kendi halinde hayatlarını idame ettirmeye çalışan insanlar.. 2 Temmuz 1993 öncesinde veya sonrasında, devlete karşı, anayasal düzene karşı, haklarında olumsuz bir iddia bile sözkonusu değil.. Tek bir olay üzerinden, anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs suçu kendilerine yüklendi ve mahkum edildiler..

Gezi isyanındaki insanlar ise, tamamı olmasa da, büyük çoğunluğu itibari ile Gezi olayları öncesinde ve sonrasında, defalarca siyasi iktidara parmak sallayan, tehditler savuran, meşru hükümeti devirme amaçlı eylemlere imza atan kişiler.. Anayasal düzeni cebren değiştirme yönündeki fiiller açısından, kendilerine tek suçlama Gezi isyanı sırasındaki eylemleri değil.. Can Dündar önümüzde.. MİT TIR’ları üzerinden, Gezi isyanı sonrasında hükümeti devirme girişimine nasıl imza attığı ortada.. DİSK yöneticilerinin, odaların yöneticilerinin, baro yöneticilerinin Gezi isyanı öncesindeki yıllara varan fiilleri önümüzde..  Ama hepsi beraat etti.. Beraat ettirildi..

Sivas olaylarından dolayı yargılananlara, yurtdışından hiç kimseden bir destek gelmedi.. Adil karar verilmesine yönelik hiçbir kuruluştan “İzliyoruz” mesajı görülmedi.. Tam aksine, yargılanan kişilerin mahkeme mahkeme dolaştırılıp, en ağır ceza verebilecek Ankara DGM’de karar kılındıktan sonra.. O mahkemenin de en ağır cezayı vermediği görülünce, devreye Yargıtay girdi, cumhuriyet tarihinin en ağır cezası Sivaslılara verildi..

Gezi isyanı davasında ise, AİHM’inden tutun, AB’sine, ABD’sine kadar olaya burnunu sokmayan kalmadı.. Olay sırasında CNN International’ın, BBC’nin ve birçok yabancı kanalın, olayları yaygınlaştırmak için yaptıkları tahrikkar yayınlar bir kenara..

Dün karar verildikten sonra, ABD Büyükelçisi, “Davayı yakından takip ediyorduk” açıklaması bile yaptı..

AİHM, yargılananlardan Osman Kavala için, şimdiye kadar görülmemiş şekilde, “Tutukluluk şartları oluşmadı” kararı bile verdi..

Sivas olayı sebebi ile yargılananlar için adil bir karar verilmesi amacı ile, iç siyasetimizden hiç kimse sahip çıkamadı.. 

Ne başbakanlardan, ne bakanlardan, ne milletvekillerinden, ne sağ kesimden, ne sol kesimden kimse “Vicdanlı bir karar verilsin” çağrısı yapamadı..

Ya Gezi isyanında?

Boşverin Gezi isyanına imza atan, AK Parti’yi iktidardan devirmek isteyen solcuları.. PKK uzantısı grupları.. DHKP-C’lileri.. Onların asli görevleri, anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs etmek, başaramayınca yargılamada beraat etmek.. 

Acı olan o ki, Gezi isyanı ile devrilmek istenen hükümetin bakanı, o hükümetin seçtirdiği Cumhurbaşkanı da, Gezi’cilerin beraat etmesi yönünde çağrılarda bulundu..

Ahmet Davutoğlu, ne demekse, “Şikayetçi değilim” dedi.. 

Sanki onun şikayetçi olmaması, anayasal düzeni cebren değiştirmeye kalkışma suçunu ortadan kaldıracakmış gibi, cahilce, ama çok sinsice açıklama yaptı..

Yetmedi..

O dönem Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Abdullah Gül, “Başlangıçta gurur verici bir hareketti” diyerek, Gezi’cileri akladı..

Sonrasında vandallık mı ortaya çıkmış?

Kimse orasını sormaz zaten.. Önemli olan “Gurur verici olay” demek.

"Sivas olayları" için bir tane, “İslam dinine hakaret eden Aziz Nesin’i protesto etmek, gurur verici bir olaydır. Sonrasındakileri kabul edemeyiz” açıklamasını duyamadığımız Abdullah Gül’lerin açıklaması ile, Gezi’ciler beraat etti.. Ettirildi..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Allahın adaletini beğenmezsen.....

Avrupadan Kopya ceza kanunlarına razı olacaksın....., Allahın huzurunda ne diyecek, onu düşünen yok! Sen daha anlamadın mı?

Yasemin

Yuh olsun abdullahgule. REİS sayesinde haketmedigi makama oturdu haketmedigi paraları millete versin millet getimedi nankörumillet adına konuşmasın millet sevmiyor nanköruchpkki ile beraber karısıda iyi saltanat sürdüler İngiltere'deki hallerinden belli idi kraliyet ailesi çok ilgilenmişti Ahmetdavutogluda tam bir nankör dür ben o söylemleri kaçırmışım kinim bir kat daha arttı yazınızdan dolayı teşekkür ederiz
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23