• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Sazcı gaysever, bizi BM’ye şikayet etmiş!

13 Ağustos 2015
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

CNN’de saz çalarak barışçı tasvirler yapan HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, sırtını dayadığı teröristler silaha sarılınca..

“Gözyaşlarının rengi aynıdır. Cenazeleri ayıramayız” diyerek yeniden sahne almış!..

Bir yandan “Gözyaşlarının rengini ayıramayız” derken.. Asker-polis, sivil, terörist hepsi için akıtılan gözyaşlarını aynı görürken..

Bizim daha, “Ulan gaysever.. Senin teröristin bilinçli olarak yolunu seçmiş, silahı eline alıp, askerimizin karşısına çıkmış. Bombayı yemiş ölmüş. Bu teröristin ölüsüne akıtılan gözyaşı ile.. Ülke insanının güvenliği için şehid olan askere-polise akıtılan gözyaşı hiç aynı olur mu?” dememize fırsat vermeden..

O tam diğer uçta, ahlaksızlığın zirvesine çıkmış.

Ne yapmış?

“Gözyaşlarının rengini ayıramayız” sözünü unutup.. 

HDP adına Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne verdikleri dilekçe ile..

Türkiye Cumhuriyeti’ni şikayet etmişler..

Niye?

“İnsanlığa karşı suçlar işleniyor”muş!.

Peki, neymiş o insanlık suçları?

Madde madde sıralamışlar.

Birisi; Kilis’te, sınırı kaçak olarak geçip, ülkeye girmek isteyenin vurulması...

Diğeri; dükkanların, evlerin tahrip edildiği gösteri sırasında yaralanan kişinin ölümü...

Bir diğeri, bir apartmanın 7. katından hava boşluğuna düşen kişinin, polisten kaçarken öldüğüne ilişkin iddia..

Hatta..

Kandil Dağı’nda öldüğü söylenen insanlar bile, “insanlığa karşı işlenen suçlar” başlığı altında, dilekçede yer almış!

Hatta..

Suriye’de iç çatışmalarda ölen, ama Türkiye’de toprağa verilmek istenen cenazelerin, “terör örgütü bayrakları olmaksızın tören düzenlenmesi” şartı kabul edilmediği için, sınırda bekletilmesine kadar..

Bir sürü olay yazılmış..

Olayların hepsi, 20 Temmuz’dan sonra yaşanan olaylar..

Şikayet dilekçesinde hepsi tek tek yazılmış. 

Tarihleri ile.. İsimleri ile.. Ayrıntıları ile..

Baktım..

Hani bu sazcı arkadaş... “Gözyaşlarının rengi aynı” diyordu ya..

Hani.. “Cenazeleri ayıramayız” diyordu ya..

Tam 12 sayfalık dilekçeyi satır satır okudum..

Ama, 20 Temmuz’dan bu yana... Esas insanlık suçu olarak tanımlanması gereken cinayetlerin hiçbirisini o dilekçede göremedim..

Hayret.. 

Hayret ki, ne hayret..

Bunların, Suruç patlamasının hemen üç saat sonrasında şehid edilen askerimiz Tesellüm Ünal’dan hiç mi haberleri yok?

22 Temmuz’da evlerinde uyurken şehid edilen Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar polislerimizi hiç mi duymamışlar?

23 Temmuz’da.. “Trafik kazası var” diye çağrılan, sonra çağrıldığı yerde kurşunlanıp öldürülen polis memurumuz Tansu Aydın’dan habersiz olabilirler mi?

20 Temmuz Suruç’u yazıyorlar dilekçelerine..

20 Temmuz, Adıyaman şehidimizi atlıyorlar.. 22 Temmuz Ceylanpınar’ı atlıyorlar..

23 Temmuz, Kilis’te sınırı kaçak geçmek isteyeni dilekçelerine yazıyorlar.

Aynı gün Diyarbakır’da şehid edilen trafik polisimizi atlıyorlar..

25 Temmuz’da Cizre’deki gösteride yaşanılan ölümü yazıyorlar..

Aynı gün, Diyarbakır’da şehid edilen iki askerimizi atlıyorlar..

Böyle böyle gidiyor, ikiyüzlü dilekçe..

Bu kadar ahlaksızca..

Bu kadar vicdansızca..

Bu kadar kör.

Bu kadar utanmaz bir tavır sergiliyorlar..

“Gözyaşlarını ayırmamak” ne demek!

Resmen “gözyaşlarımız”la dalga geçiyorlar..

“Bizim kılımıza zarar gelirse..

Biz sınırdan kaçak da geçerken olsa..

Biz binanın tepesinden kayıp düşsek de..

Biz, sağa sola saldırırken, nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla ölsek de..

Hepsinde siz suçlusunuz. Siz hesap vereceksiniz. Sizin suçunuz, ‘savaş suçu’dur.. 

Ama..

Sizin polisinize.. Bizim desteklediğimiz teröristler, bilerek.. Planlı olarak.. Taammüden.. haince kurşun da sıksalar..

Tuzak kurup, “Bir trafik kazamız var babo. Bir gelsen de tutanak tutsak” diye telefon edip.. Çağırdıkları trafik polisine haince kurşun da sıkıp öldürseler....

Sizin polisinizin, sizin askerinizin hiçbir değeri yok..” 

Bunu demeye getiriyorlar..

“İnsanlık suçu işlendiği” iddiası ile BM Güvenlik Konseyi’ne müracaat ediyorlar..

Esas “insanlık suçları”nın hiçbirisini yazmıyorlar..

O “insanlık suçları”nın önlenmesi için alınan tedbirler sırasında ölen insanların, “insanlık suçuna maruz kaldıkları”nı iddia ediyorlar..

Haydi ordan, şaklabanlar..

Haydi ordan, terörist işbirlikçileri..

İstediğiniz yere gidin. İstediğiniz yere şikayet edin..

Eski Türkiye yok karşınızda..

Bu ülkede, dünyanın egemenlerine, “Dünya ‘beş’ten büyüktür” diye haykıran bir Cumhurbaşkanı var..

Sadece BM’ye değil, istediğiniz yere şikayet edin..

ABD’ye.. Almanya’ya.. İsrail’e..

Vız gelir, tırıs gidersiniz..

Siz ki.. Teröristlerin tabutlarına verdiğiniz önemi.. Bu ülkenin güvenliği için can veren askerlerimize, polislerimize vermiyorsunuz..

Size söylenecek tek şey var: “Hoşt’un... Hoşt’un..”

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23