Cumhurbaşkanlığı seçimine aylar kala sol partiler ve kartel medyası tarafından ön plana çıkartılan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a eski dostları ve STK’lardan ‘Oyuna gelme’ çağrısı yapıldı.
EMİR YILDIRIM-YAĞIZ KILIÇ / İSTANBUL
30 Mart yenilgisini sindirmeden Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kolları sıvayan ulusalcı cephe ve mut’a nikahlısı paralel yapı tarafından kışkırtıldığı iddia edilen Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a yakın çevresi ve STK’lardan uyarı geldi. Cumhurbaşkanlığı seçimine aylar kala sol partiler ve kartel medyası tarafından ön plana çıkartılan Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’a çağrıda bulunan Hüsnü Kılıç, “Haşim Bey’in bu tezgaha gelmeyeceğini umuyorum” dedi. Altay Siyasi Araştırmalar Merkezi Başkanı Hasan Kapar ise, “Abdüllatif Şener vakasında olduğu gibi yarı yolda terk edeceklerini hatırlatmak isteriz” şeklinde konuştu.
KAPAR: SEÇİMLERİNDE KULLANACAKLAR, SONRA KENARA ATACAKLAR
“Birbiriyle muta nikahı kıymış yapıların işbirliği ile devlet-i ebed müddet kaygılarına yönelik bu tarz kampanyaların” sonuçsuz kalacağını belirten Altay Siyasi Araştırmalar Merkezi Başkanı Hasan Kapar, “Sayın Haşim Kılıç beyefendiyi kendi camiasından koparıp, Anadolu insanının genel arzu ve seçimine muhalif yapıların adayıymış gibi pohpohlayanlar, onu tıpkı Abdüllatif Şener vakasında olduğu gibi yarı yolda terk edeceklerini hatırlatmak isteriz. Bu tehlike sayın Abdullah Gül için de geçerlidir. Anadolu insanı, Haşim Kılıç’ı ve Sayın Abdullah Gül’ü, Erdoğan iktidarıyla istişare içinde olmasını arzu ettiği bir vakıadır. Altay yönetimi olarak biz de bu düşüncedeyiz. Bu meyanda, muta nikahıyla nikahlı paralel yapı ve ulusalcı-Ergenekoncu ittifakının bu istişare mekanizmasına yönelik imha gayretleri boşa çıkarılmalıdır” açıklamasında bulundu.
KILIÇ: TEZGÂHA GELMEYECEĞİNİ UMUYORUM
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın yakın dostlarından Hüsnü Kılıç ise Cumhurbaşkanlığı seçim gündemini yakından takip ettiğini söyledi. Kılıç, AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın içinde bulunduğu bir senaryo üzerinde çalışıldığı izlenimini edindiğinin altını çizerek şunları söyledi: “Böyle bir durum var. Ama ben Haşim Bey’in basiretinin, ferasetinin bu senaryonun bir parçası olabilecek zaafı taşıdığı kanaatinde değilim. Bunu belirtmek isterim. Eğer şayet böyle bir yanılgı içinde olacaksak, bunu bir zaaf olarak kabul ettiğimi dolayısıyla ifade etmiş oluyorum. Haşim Bey’in bu tezgaha gelmeyeceğini umuyorum. Halkın siyasi eğilimleri ve yönelimlerinde bu konuda nasıl bir refleksin oluştuğunu 30 Mart yerel seçimlerinde gördük. Bu durumu sanıyorum Haşim Bey de görmüştür. Haşim Bey’in iradeye aykırı bir tutum içerisinde olacağı kanaatinde değilim. Böyle bir yanlışın içinde olacağını düşünmüyorum. Tabii ki her vatandaş Cumhurbaşkanı olmak gibi bir şerefi isteyebilir ama şu an içinde bulunduğumuz süreç hangi yönde tercihler yapılması gerektiğini, kimlerin hangi tezgahın içinde olduğunu açıkça gördüğü müşahede ettiği bir süreçtir. Burada bir yanlışa düşmemek önemlidir. Çünkü normal bir süreçte değiliz. Burada yeni baştan dünya dengelerinin bölgemizde yeniden kurulmak istendiği ve birtakım hesapların yapıldığı, küresel güçlerin operasyon yaptığı bir coğrafyadan bahsediyoruz. Dolayısıyla burada kişisel birtakım hesapların bu Türkiye’nin küresel ölçekteki hesaplarının önüne geçmemesi gerektiğini düşünüyorum. Haşim Bey’in de bu feraseti göstereceğinden eminim.”
