Akhisar İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmeni Mehmet Çavul, bugünkü Akit'te yayımlanan, "Öğrencilere Tatil Rehberi" başlıklı yazısında önümüzdeki Cuma günü yaz tatiline çıkacak öğrencilere tavsiyelerde bulundu.
İŞTE O YAZI:
12 Haziran Cuma günü ülke genelindeki okullar tatile girecek. 19 milyona yaklaşan ilk, orta ve lise öğrencisi ile 870 bin civarındaki öğretmenin yaz tatili başlamış olacak. Öğrenciler için üç, öğretmenler için ise iki ay sürecek yaz tatili, iyi değerlendirildiğinde ciddi fırsatlara dönüşebilecektir. Bu incelememizde, önümüzdeki üç ayı, en yararlı şekilde geçirmenin yollarını ve bazı önerileri ele alacağız. “Tatil Rehberi”ni oluştururken sadece öğrencileri dikkate almaya çalıştığımızı, öğretmenlere dönük herhangi bir önerimizin olmadığını belirtmeliyim.
Bu girişten sonra şu noktaları göz önünde bulundurmamız yararlı olacaktır: 2015-2016 Eğitim Öğretim Yılı 14 Eylül Pazartesi günü başlayacaktır. Fakat okulların açıldığı hafta içerisinde öğrencilerimizin büyük bir kısmı, yaz tatilini iyi değerlendirmediği/değerlendiremediği hissiyle okulun yolunu tutacaktır. Ve kendi kendilerine “eğer şimdi tatil başlangıcı olsaydı şöyle bir plan yapardım, böyle bir plan yapardım” ifadeleriyle pişmanlıklarını itiraf edeceklerdir. Bir de hayatın hızlı akışı var. Şimdilerde ortaokul veya lisede okuyan öğrenciler fark etmeden, kendilerini bir üst okulun kapısı önünde bulacaklar ve geriye dönüp baktıklarında pek çok şeyi eksik bıraktıklarını göreceklerdir. Ama zamanın geriye işletilememe gibi bir kaderi vardır. Hayatımıza dair pişmanlıklarımız, planlı, programlı, bilinçli adımlarla geleceğimizi şekillendirebildiğimiz ölçüde azalacaktır. Yıllar sonra pek az insan; “şimdi lisede, ya da üniversitede olsam yine aynı şekilde bir öğrencilik yapardım” der. Bu hep böyledir. Zira insan her daim tekamül eder ve önceki zamanlarına dair daha sağlıklı özeleştiriler yapabilir.
Yaz Tatil Programımız şu dört etkinlik türünü içerisinde barındırmalıdır: 1. Dinlenme 2. Eğlenme 3. Öğrenme 4. Ailemize Yardım
Tatil planı yapılırken bu dört unsurun dengeli dağıtılmasında yarar vardır.
1) Dinlenme etkinlikleri olarak; kır ve köy gezileri, akraba ziyaretleri, yüzme, yürüyüş, mehtap ve doğa keşfini sayabiliriz.
2) Eğlenme etkinlikleri olarak; arkadaşlarla yapacağımız geziler, oynayacağımız oyunlar, kuracağımız yeni arkadaşlıklar, piknikler, bisiklet ve motor gezileri, yüzme, binicilik, atıcılık gibi spor türleri vb. faaliyetler de bu gruba dahil edilebilir.
3) Öğrenme etkinliği olarak; Okul döneminde okumayı isteyipte okuyamadığımız kitaplar veya tavsiye edilen kitaplar gibi, eserler için okuma programları yapabiliriz. (incelememizin sonuna örnek bir “Okuma Listesi” çıkaracağız). Ayrıca Camilerde açılan yaz kursları, vakıf ve derneklerin düzenlediği okuma kampı, dinlenme ve eğlenme kampları, geziler de bu guruba dahildir. Dil kursu, bilmeyenler için yüzme öğrenimi, eksiğini hissettiğimiz derslerden alabileceğimiz takviye kurslar vb. gibi.
Burada Kur’an öğrenimine ayrı bir paragraf açalım. Eğer herhangi bir lisede okuyorsanız artık Kuran’ı mealiyle birlikte en azından bir kez okumanız gerekir. Lise bitmeden bunu yapmamız elzemdir. Çünkü Kuran bir Müslüman için her şeyden önce hayat kitabıdır. Okuyup anlaşılmayan bir hayat kitabı olamaz. Ramazan ayı bu iş için güzel bir fırsattır. Sabahları Arapça metnini, akşam üzeri veya gece vakti mealini okuyabiliriz. Günlük bir cüz yeterli olacaktır. Anlamını kavrayamadığımız ayetleri iftar sonrası aile fertlerine sorabiliriz. Daha da olmazsa teravih namazına gittiğimiz caminin imamına o ayeti sorup öğrenebiliriz. Surelerin ana konularını çıkarmaya çalışmak yararlı olacaktır. Ayrıca Surelerin Kuran’daki sıralarını da Türkiye’deki illerin plaka numaralarıyla beraber okuyarak kalıcı hale getirebiliriz. 45. Sure olan Casiye’nin Manisa ile, 34. Sure olan Sebe’nin İstanbul ile, 43. Sure olan Zuhruf’un Kütahya ile hatırlanması gibi.
Bu yöntem daha aktüel olduğu için kalıcılık sağlayacaktır. En öğretici faaliyet olarak gezilerden bahsetmeden geçmeyelim. Her yaz tatilinde imkanlarımız ölçüsünde yeni yerler ve yeni insanlar tanımak kesinlikle bilgisayar oyunlarından daha öğreticidir. Köy veya komşu evine gezmeye giderken dahi akıllı telefonunu veya tabletini alıp ta, gittiği yerde ilk sorusu internet veya Wi-fi şifresi olan gençler a-sosyal olmaktan kurtulamayacaklardır. Bu tür bir durum ne yazık ki öğretici de olmamaktadır. Kendisini tabletinin ekranına hapseden gencin kurup geliştirebileceği sosyal ilişki biçimi, ancak sosyal medya denen ve fakat gerçekte a-sosyal olan bir dünyaya mahkum olmaktan ibaret olacaktır.
Gençlerimiz tabii olanı sanal olana tercih edebilmelidir. Bu noktada büyüklerin yönlendirici bir rol oynaması kaçınılmaz bir zorunluluk olarak önümüzde duruyor. Çocuklarımız için, basit bir akıllı telefonda dahi bulunan araba yarışı oyunu yerine, köyde bir yakınımızın atına bindirip 15 dakika gezme imkanı sağlayabiliriz. Elde edeceğimiz sonuç, daha yararlı olacaktır. Yine gençlerimizin bilgisayarda oynadıkları, vurdulu-kırdılı oyunlar yerine, onları bir gece avına, ya da bir av önüzesine (avcıların av beklemek için kurduğu pusu) götürmek çok daha eğlenceli ve öğretici olacaktır.
4) Aile ekonomisine katkı sağlayıcı faaliyetler: Ekonomik şartlar gereği, pek çok öğrencimizin yaz tatilinde çalışarak aile bütçesine katkı sağladığını görmekteyiz. Bu, taktire şayan bir durum olmakla birlikte ileriki yıllarda bazı sorunların oluşmasına da ortam hazırlamaktadır. Zira çocukluğunda ve gençliğinde oyun ve eğlenceden mahrum bırakılmış kişiler ileriki yaşlarında bu eksiğini gidermek için bazı maceralara dalıyor. Telafisi zor ve belki de imkansız ailevi problemler oluşuyor. Bu nedenle, çalışma konusu, anne-babalar tarafından üzerinde dikkatle durulması gereken bir konudur. Anne-baba genellikle “kötü karne” karşılığında böyle bir çözüm yolu üretiyor. Güya hayatın zorluklarını öğretiyor evladına. Başta söylediğimizi burada bir kez daha hatırlatalım: Tatil programında çalışma da olmalı, eğlenme de olmalı, öğrenme ve dinlenme de olmalı. Sadece birisi ve ya ikisi yoğunluk oluşturmamalı. Yani, faaliyet türlerini ne kadar dengeli dağıtmışsak o kadar başarılı bir program hazırladığımızı düşünebiliriz. Tatil programı yaparken atlamamız gereken hususlardan birisi de aile ve akraba ziyaretleridir. Özellikle bayramlarda mutlaka büyükler ziyaret edilip bayramlaşılmalıdır. Tatil planı, aile fertlerinin hepsinin katıldığı “Aile Meclisi”nde yapılmalıdır. İsterseniz bu yazıyı “Aile Meclisi”nde okuyup müzakere ederek işe başlayabilirsiniz.