"Mezarlarda genellikle silahlarla gömülü askerler bulunuyor. Biraz daha yüksek rütbeliyse, mesela bu sene candelabrum adı verilen Roma dönemine ait olduğu değerlendirilen demirden büyük bir şamdan ortaya çıkartıldı. Bu askeri malzemeler bizim açımızdan oldukça önemli. Candelabrum ve silahların bulunduğu mezarın, büyük olasılıkla yüzbaşı rütbesinde subaya ait olabileceğini düşünüyoruz." - Antropologlar alandaki araştırmalara katkı sağlayacak Yıldırım, bu alandaki çalışmaların çok yeni olduğuna işaret ederek, "Alan biraz daha genişleyip, daha fazla çalışma gerçekleşince buradaki verileri daha net bir şekilde sunabileceğiz. Antropologların incelemesi neticesinde de askerlerin ölüm nedenleri hakkında daha fazla veri elde etmiş olacağız." ifadelerini kullandı. Şahin Yıldırım, mezarlarda çıkan kılıç ve mızraklara ait demir parçalarının korozyondan etkilenerek bozulduğunu da gözlemlediklerini söyledi. Anadolu'da ilk kez Roma lejyonerlerine ait mezarlıkların geçen yıl bu bölgede yapılan kazılarda ortaya çıkartıldığına işaret eden Yıldırım, şöyle devam etti: "2022 yılında Gölbaşı mevkisinde yapmış olduğumuz çalışmalarda Roma İmparatorluk dönemi lejyonerlerinin mezarlarıyla karşılaştık. Bu mezarlar bizim için çok önemliydi çünkü Anadolu'da bilinen bu tipte bir askeri mezarlık günümüze kadar bulunamamıştı. Bizim yaptığımız çalışmalarda lejyoner mezarlığının ortaya çıkmasıyla birlikte Roma askerlerinin ölüm ritüelleriyle ilgili de çok önemli verilere ulaştık." Yıldırım, askerlerin yaklaşık 25 yıl Roma ordusuna hizmet ettiğinin bilindiğini anlatarak, şunları kaydetti: "Bu sürecin sonunda da emekli oluyorlar. Evlenmiyorlar ve bu süreçte eğer hayatta kalabilirlerse ki bu çok zor çünkü hayatları boyunca onlarca büyük savaşa katılıyorlar ve bu savaşlardan ağır, büyük ölümcül yaralar alıyorlar. Önemli bir kısmı da savaş alanlarında ölüyor. Biz bunları tarihi kaynaklarda da görmekteyiz. Özellikle milattan sonra 250 ila 260 yılları arasında doğu sınırındaki İran'la Sasanilerle olan mücadelelerde Satala'da 50-100 bin askerin öldüğünü biliyoruz. Doğal olarak kentin hemen her yeri büyük mezarlık halinde. Bu mezarlarda özellikle antropologlardan alacağımız tavsiyelerle birlikte ölüm nedenlerini belirleyecek kalıntılarla, yara izleriyle karşılaşmayı umut ediyoruz."