Yüzde 51,3 oy oranıyla ülkenin seçilmiş tek cumhurbaşkanı Muhammed Mürsi’ye darbe yapan Mısır cuntasının elinde Türkiye’deki OYAK’a benzer yüzlerce kurum varmış. Büyük imtiyazlara sahip olan askeri şirketler, cuntacı Mısır ordusuna tam bir iktisadi krallık sunuyor. Ülke topraklarının yüzde 87’sinin üzerinde defakto kontrolü bulunan Mısır ordusunun elindeki şirketler; emlak alım satımları başta olmak üzere enerji, elektronik, temizlik, eğlence, gıda ve ağır sanayi sektörlerinde faaliyet gösteriyorlar.
Mısır tarihinin seçilmiş tek cumhurbaşkanı olan ve geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde yüzde 51,3 oy alan Muhammed Mürsi’yi darbe yaparak iktidardan indiren cuntacı Mısır ordusu, diktatörlük dönemlerinden kalma büyük bir iktisadi krallığa sahip bulunuyor. 1952 Hür Subaylar Devrimi’nin ardından tüm Mısır’ın sahibi haline gelen generaller, aradan geçen 61 yıllık sürede kendilerine büyük imtiyazlar sağlayan bir ekonomi oluşturdukları görülüyor.
Türkiye’deki Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK)’a benzeyen bir sistemle düşük vergi ve ücretsiz iş gücü imkanı avantajından yararlanan Mısır ordusunun elindeki şirketlerin, zamanla kapitalist sisteme adapte olarak ekonomik gücünü günümüze kadar sürdürmesi dikkat çekiyor.
ÜLKE TOPRAKLARININ YÜZDE
87’SİNİ KONTROL EDİYORLAR
Mısır Toprak Planlama Otoritesi’ne göre; ülke topraklarının yüzde 87’lik kısmı üzerinde ordunun defacto kontolü bulunuyor. Generallere ait şirketlerin hakimiyetinde bulunan alanlarda planlanan bütün sivil projelerin yürütülmesi ulusal güvenlik gerekçesiyle ordunun inisiyatifinde mümkün olabiliyor. Cuntacı generallere büyük imtiyazlar sunan Mısır ordusunun elindeki şirketler; emlak alım satımları başta olmak üzere enerji, elektronik, temizlik, eğlence, gıda ve ağır sanayi sektöründe faaliyet gösteriyorlar.
Gündelik hayatın içine de sirayet etmiş bulunan ordunun elindeki şirketler; alışveriş merkezinden bilardo salonlarına varıncaya kadar Mısır’ı adeta sarmış durumdalar.
ACUN: “EKONOMİNİN YÜZDE
25-40’I ORDUNUN
ELİNDE” DÜŞÜNCESİ VAR
Kahire’de yaşayan ve geçtiğimiz Nisan ayında SETA için Mısır’da ordunun iktisadi ağırlığını inceleyen strateji uzmanı Can Acun, Mısır’da yönetime el koyan ordunun aynı zamanda önemli bir iktisadi aktör olduğunu vurguluyor. Mısır Ordusu’nun yönettiği ekonominin büyüklüğünü tam olarak bilmenin mümkün olmadığını anlatan Acun, “Uluslararası basın ve Mısır’daki yaygın söylemle, ordunun Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 25-40’ını kontrol ettiği düşüncesi var. Bu konuda şimdiye kadar açıklanmış ciddi bir araştırma yok. Mısır GSYH’sı 2012 itibariyle yaklaşık 255 milyar dolar.
Bu anlamda ordunun 100 milyar doları her yıl yönetiyor olması gerekir ki, ciddi mübalağalı bir rakam. Daha rasyonel değerlendirmelerle bu oranın yüzde 10-15 bandında olabileceği öngörülebilir” dedi.
ORDU’NUN TİCARİ
FAALİYETLERİ KAPALI KUTU GİBİ
Mısır askeri harcamaların son yıllarda düşüş trendine girdiğini belirten Stratejist Can Acun, Mısır’da hem askerin kendi aslî faaliyet alanında etkinliğini artırabilmek için hem de demokratik açıdan ordunun ticari faaliyetlerini hazineye devretmesi ve sivil siyasetçe belirlenen şeffaf hesap verilebilir bir bütçeye sahip olması gerektiğini ifade ediyor.
Can Acun, Haziran 2012’deki seçimlerde Cumhurbaşkanı seçilen Müslüman Kardeşler’in adayı Muhammed Mursi’nin; reform hareketlerinde öncelik verdiği oligarşik yargı ve liberal/seküler muhalefet ile boğuştuğuna dikkat çekiyor.
BÜTÇESİNİ KENDİSİ BELİRLEYEN
ORDUNUN İMTİYAZLARI
Acun’un şu analizi dikkat çekiyor: “Mürsi ve İhvan; orduyu karşısına alacak bir hamle yapmak istemediğinden, siyasete müdahil olmaması karşılığında ordunun ekonomik imtiyazlarına dokunmama eğilimi gösterdi. Yeni Mısır Anayasası’nda ordu hâlâ kendi bütçesini belirleyip denetleyebiliyorken, ticari alanda yürüttüğü faaliyetlerle de ekonomik imtiyazlarını sürdürmeye devam ediyor. Mısır’da ilk Meclis seçimlerini İhvan ve Selefi hareketlerin kazanmasından bu yana sistemli bir şekilde ordu siyasetin içine çekilmek istendi.
Hatta El-Baraday gibi liberal siyaset ürettiğini iddia eden muhalif aktörler dahi orduya müdahale etme çağrısı yaptılar. Ancak generaller yönettikleri dev şirketlere zarar verebilecek bir askeri müdahale sürecine taraftar değillerdi. İhvan da askerin ekonomik gücüne dokunmayıp, biraz da bu kartı sahibinin aleyhine işlemesi için çalıştı.