Kaygı bozukluğu çocukları ekrana yöneltebiliyor! Anksiyete belirtilerine dikkat
ESOGÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Damla Eyüboğlu, çocuğun ekranı sosyal yalnızlığını ve zor duygularını kontrol etmek amacıyla kullanabildiği uyarısında bulundu
Anksiyete (kaygı bozukluğu) nedir?
Anksiyete bir diğer adıyla kaygı bozukluğu, psikolojik bir rahatsızlıktır. Günlük hayatımızda ara sıra anksiyete yaşamak olağandır. Çünkü zaman içerisinde karşı karşıya kaldığımız olaylardan ötürü endişelenebilir ya da gelecek ile ilgili maddi-manevi anlamda kaygılar duyabiliriz.
Anksiyete belirtileri nelerdir?
- Kendini gergin, huzursuz, panik halinde hissetmek.
- Nefes darlığı, ağız kuruluğu yaşamak,
- Kötü bir şey olacakmış gibi endişeli hal.
- Kalp atışlarında yaşanan aşırı hızlanma.
- Aşırı terleme.
- Ellerde titreme hali.
- Odaklanma, konsantrasyon problemleri.
- Hazımsızlık sıkıntıları
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Damla Eyüboğlu, yaptığı yazılı açıklamada, çocukların kaygı bozukluğunu, henüz tam olgunlaşmamış mekanizmalara sahip olduklarından bazen farklı şekillerde gösterebildiğini belirtti.
Ebeveynlerin çocuklarının farklı davranış sergileyip sergilemediğine, okul hayatlarının nasıl olduğuna, akran ilişkilerine yakından bakması ve araştırması gerektiğini kaydeden Eyüboğlu, çocukların kaygı bozukluğunu ya da kaygıyı dile getiremediklerinde çok gerilebildiklerini, tahammüllerinin az olabildiğini ve işlevselliklerinin bozulabildiğini aktardı.
Doç. Dr. Damla Eyüboğlu, şunları ifade etti:
"Çocuklar bazen çok kaygılandıklarında tablet, telefon, bilgisayar gibi ekrana yönelebiliyorlar. Daha çok kontrolün kendilerinde olduğu materyalleri kullanabiliyorlar. Ekranın çocukların ve gençlerin hayatında birçok işlevi var. Kaygıdan kaçınmaya yardımcı olabilir. Bir çocuk çok fazla sosyal kaygı yaşıyorsa, arkadaşları tarafından kabul görmeyeceğini düşünüyorsa, gençler arasında yeterince sevilmediğini, istenmediğini düşünüyorsa ya da zorbalığa maruz kalıyorsa ekranı bu sosyal yalnızlığını ve zor duygularını kontrol etmek amacıyla kullanabiliyor. Ancak bu bir süre sonra ekran düşkünlüğüne yol açabiliyor. Ekrandan çıkamayan çocuk sosyalleşemiyor sosyalleşemedikçe de sosyal kaygısı varsa çözümden uzaklaşıyor ya da diğer kaygıları aslında sümenaltı edilmiş oluyor ama o kaygıları aslında orada, kenarda bir yerde duruyor."
Doç. Dr. Eyüboğlu, sorun yaşayan ailelerin profesyonel yardım almalarını önerdi.