Amerikalı ünlü İslam alimi Şeyh Halid Yasin, Batı toplumunda, “Nefret dolu saldırgan, küçük bir topluluğun” medya yoluyla bilgi kirliliği oluşturduğunu söyledi. “Batı medyasının İslam ve Müslümanları olumsuz şekilde yansıtmalarına karşılık olarak yine medya kullanılmalı” diyen Yasin, “Batı’da İslamofobi’nin yükselişte olduğunu sanmıyorum. Müslümanların sadece gözü korkutuluyor” diye konuştu.
“Batı medyası zayıf ve paranoyak Müslümanları kışkırtıyor”
Batı medyasının İslam dünyası ve Müslümanları olumsuz şekilde yansıtmasına yine medya yoluyla karşılık verilmesi gerektiğini vurgulayan Yasin, şunları söyledi: “İslam ve Müslümanlar hakkında bulunan önyargı ve yanlış bilgilendirmelerin önüne medyanın gücünü kullanarak geçebiliriz. Bunun bir anda olmasını beklemek doğru olmaz. Bunlar her gün, her ay, her yıl adım adım yapılması gereken şeyler. Müslümanlığı seçmemin üzerinden geçen 47 yılda İslam yükselişe geçti. Bugün hiç olmadığı kadar İslam ve Müslümanlara yakın olan dostumuz, bizi seven arkadaşlarımız var. Batı medyası zayıf, paranoyak Müslümanları kışkırtıyor ve onları olmadık halleriyle periyodik olarak görüntülüyor. Entelektüel, eğitimli, İslam’ı ve dünyayı anlayan Müslümanları kimse göz önüne almıyor. İslamofobi gibi söylemleri ortaya atanlar bu tür Müslümanlarla yüz yüze gelmekten ve tartışmaktan çekiniyorlar.” Konuşmasında iyi bir Müslüman olmanın gereklerine de değinen Yasin, “İyi bir Müslüman olmak için öncelikle İslam dinini çok iyi şekilde her yönüyle öğrenmemiz, çalışmamız gerekiyor. Sakin, sağduyulu ve eğitimli olmamız lazım. Müslüman olarak doğmuş olmanız İslam’ı araştırmayacağınız anlamına gelmez. İslam’ı insanlara anlatmadan önce onu iyi öğrenmemiz, okumamız gerekiyor. Bir kişinin çarşaf ya da cübbe giymesi onun İslam’ı çok iyi bildiği anlamına gelmiyor” diye konuştu. Günümüzde medyanın insan hayatı üzerindeki önemine dikkati çeken Yasin, “Bugün insanlar okullarda öğrendiklerinden daha fazlasını medyadan öğreniyor. Bu yüzden Müslümanların bu alanda aktif faaliyet göstermeleri gerekiyor. Bu alanda yatırım yapılmalı. Müslümanlar olarak teknolojiyi, bilimi, dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
Müslümanların sadece gözü korkutuluyor
Yasin, Batı’da İslamofobi’nin yükselişte olduğunu zannetmediğini dile getirerek, “70’den fazla ülkeye seyahat etmiş, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde senelerce yaşamış biri olarak Batı’da İslamofobi’nin yükselişte olduğunu sanmıyorum. Müslümanların sadece gözü korkutuluyor. Müslümanların kendilerine özgüvenleri yok. Kendilerine güvenmeyen, hayatta belirli amacı olmayan ve neyi temsil ettiklerini bilmeyen kişiler paranoyak oluyor ve bu yönde tepki gösteriyorlar. Kendini ve dinini bilen Müslümanlarda ise böyle bir şey görmüyoruz” dedi. Gelecek İslÂmındır”
İslam dünyasının dinamiklerinin değiştiğini ifade eden Yasin, sözlerini şöyle tamamladı:
“İslam dünyasının dinamikleri değişiyor. İslam bugün Doğu’dan değil, Batı’dan geliyor. Bugün İslam’ı anlatmak için çalışan, bu yönde uğraş veren kişiler daha çok Batı’dan çıkıyor. Mekke ve Medine artık İslam’ın dinamikleri değil. İslam davasını savunma Batı’ya geçti. Abaya giyen Müslüman kadınlar ile sakallı erkeklerin dış görünümlerinin İslam’a katkısı yok. Gelecek İslamındır çünkü İslam, her çağa hitap eden aktif dindir. İslam, dünyanın neresinde ve hangi zamanda olursa olsun her soruna çözüm sunan, hitap eden dindir.”
Halid Yasin kimdir?
Halid Yasin, Hıristiyanlara Müslümanlığı tanıtmak ve anlatmak için dünyanın birçok yerinde dini dersler veren Amerikalı bir İslam alimi. New York’un Harlem bölgesinde, Hıristiyan ailenin çocuğu olarak 1946 yılında dünyaya geldi. Öksüz olmamasına rağmen üç yaşından on beş yaşına kadar evlatlık olarak farklı Hıristiyan mezheplerine bağlı ailelerin yanında yaşadı. Yasin, dindar kişiliği olduğunu ve İslam’la tanışmadan önce Katolikliği araştırdığını fakat zihnindeki sorulara cevap bulamadığını, 1964’te Vietnam Savaşı’nın kendisini insani ve dini değerleri tekrar sorgulamaya ittiğini ve bu dönemde, ABD’de ortaya çıkan İslam Ulusu grubu (The Nation of İslam - ABD’de siyah Müslümanlar olarak bilinen Malcolm X’in içinde bulunduğu grup) ile karşılaştığını belirtiyor.
