Son yıllarda gelişen teknoloji ile birlikte benzinli ve dizel araçların yanında hibrit adı verilen elektrikli araçlarda karşımıza çıkıyor. Peki dünyamıza hızla giren bu araçlar alınır mı?
“Dünya Hibrit’e Dönüyor” ifadesi duymaya başladık. Sanıldığı kadar yeni olmayan bu araçların tarihi oldukça eskiye dayanıyor. Fakat 2000 li yıllarda batarya teknolojilerindeki gelişmeler, çevre kirliğine olan duyarlılığın artması, yakıt masraflarındaki fazlalık gibi nedenlerle elektrikli ve hibrit araçların yayılması hız kazandı.
Hibrit araçlar, İçten yanmalı (benzin) motor ve elektrikli motor olmak üzere iki farklı motor bulunur. Motorlara ek olarak iki adet batarya ve jeneratör sistemi bulunur. Araç hareket halindeyken iki motorda çalışır. Elektrikli motora bağlı batarya, hareket enerjisinden yararlanarak kendini şarj eder. Bu araçlar 40 kilometre hıza kadar sadece elektrik motorundan güç alır. Elektrik motorunun gücünün yetmediği durumlarda devreye benzinli motor girer ve her iki motor aynı anda çalışır.
Bu durum daha ekonomik ve daha çevreci bir aracı karşımıza çıkarmaktadır. Ülkemizde hibrit otomobiller bir alt vergi diliminde yer almaktadır. Örneğin 1,8 litrelik motora sahip olan benzinli otomobilden %90 Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) alınırken aynı özelliklere sahip hibrit otomobilden ise %50 ÖTV alınıyor. Sağladığı bu avantajların karşısında ciddi eleştirilere maruz kalıyor. Bu eleştirileri şu şekilde sıralayabiliriz; Dengi araçlara göre pahalı olması, Dur kalk teknolojisini hissettirmesi, sürüş konforu ve performans anlamında geride kalması…