Gece yanığı (Zona Hastalığı) bulaşıcı mı? Zona hastalığı nedir, neden olur, nasıl bulaşır?
Zona halk arasında gece yanığı olarak bilinen, genellikle ileri yaşlarda en sık gövdede olmak üzere önce ağrı, sonrasında kızarıklık ve içi sıvı dolu kesecikler şeklinde görülen viral bir deri hastalığıdır. 70 yaşından sonra da dört kişiden birinde, 80 yaş üzerinde olan her iki kişiden biri için görülen zonanın en önemli nedeni de yaşlanma ile bağışıklık sisteminin baskılanması olarak bilinir.
Zona Nedir?
Zona hastalığı, ağrılı kızarıklıklar şeklinde görülen, viral kaynaklı bulaşıcı bir sinir enfeksiyonudur. Zona hastalığı vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir, ancak birçok vakada gövdenin sol veya sağ tarafını saran tekli bir kabarcık şeridi olarak görünür.
Zona hastalığı, suçiçeği hastalığına neden olan Varicella zoster virüsünden kaynaklanır. Normal şartlarda birey suçiçeği geçirdikten sonra, Varicella zoster virüsü bireyin omuriliği ve beyninin yakınındaki sinir dokusunda inaktif olarak varlığını sürdürmeye devam eder. Aradan yıllar geçtikten sonra virüs tekrar aktif hale geçebilir ve zona hastalığının belirtilerinin görülmesine neden olabilir.
Zona hayatı tehdit eden bir tıbbi durum olmasa da, birey için çok acı verici bir deneyim olabilir. Önceden olunan aşı, bireylerde zona görülmesi riskini azaltmaya yardımcı olurken, benzeri şekilde erken tedavi hem zona enfeksiyonunun süresini kısaltmaya hem de bir takım komplikasyonların gelişmesi olasılığını azaltmaya yardımcı olabilir.
Nedenleri
Zona Neden Olur?
Zona hastalığı, suçiçeği hastalığına neden olan Varicella zoster virüsünden kaynaklanır. Daha önce suçiçeği geçirmiş hemen her birey zona hastalığına yakalanabilir. Ancak suçiçeği geçiren herkes zona geliştirmez. Suçiçeği iyileştikten sonra virüs sinir sistemine yerleşerek yıllarca uykuda kalabilir. Bir süre sonra tekrar aktif hale geçebilen virüs, bireyin cildine uzanan sinir yolları boyunca ilerleyerek zona hastalığına neden olabilir.
Zona oluşumunun nedeni tıp uzmanları tarafından henüz kesin olarak belirlenememiştir. Bir teori birey yaşlandıkça bireyin enfeksiyonlara karşı bağışıklığının azalmasından kaynaklandığını öne sürmektedir. Zona, yaşlı yetişkinlerde ve bağışıklık sistemi zayıflamış bireylerde daha yaygın görülür.
Varisella-zoster virüsü, Herpes virüsü adı verilen ve normalde uçuk ile genital herpese neden olan virüslerden meydana gelen bir virüs ailesinin parçasıdır. Zona, bu sebeple Herpes Zoster olarak da bilinir. Ancak bireylerde suçiçeği ve zona hastalığına neden olan virüs, cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon olan ve uçuk veya genital herpesten sorumlu olan virüsle aynı değildir.
Zona hastalığı olan bireyler, taşıdıkları Varicella-zoster virüsünü suçiçeği bağışıklığı olmayan hemen herkese geçirebilir. Bu geçiş en yaygın olarak zona döküntüsünün açık yaralarıyla doğrudan temas yoluyla gerçekleşir. Bireyler virüs ile enfekte olduktan sonra su çiçeği geliştirebilirler, ancak zona hastalığı geliştirmezler.
Suçiçeği, bazı bireyler için oldukça tehlikeli olabilir. Normalde birey zona kabarcıkları kabuklanıncaya kadar bulaşıcıdır. Bu nedenle henüz suçiçeği geçirmemiş veya suçiçeği aşısı olmamış bireyler ile, özellikle de bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerle, hamile kadınlarla ve yeni doğanlarla fiziksel temastan kaçınmak önemlidir.
Daha önce suçiçeği hastalığı geçirmiş bireylerin zona geliştirmesi riskini artırabilecek bir takım faktörler mevcuttur. Bunlar arasında ilki 50 yaşın üzerinde olmaktır. Zona en çok 50 yaşın üzerindeki bireylerde yaygın olarak görülür ve risk ilerleyen yaşla beraber artar. Bazı tıp uzmanları 80 yaş ve üzerindeki insanların yarısının zona geçirdiğini tahmin etmektedir.
AIDS ve kanser gibi bireyin bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar, zona riskini artırabilir. Yine kanser tedavisi sürecinde uygulanan radyoterapi veya kemoterapi bireyin hastalıklara karşı direncini azaltabilir ve zona gelişimini tetikleyebilir. Özellikle nakledilen organların reddini önlemek üzere bağışıklık sistemini baskılamak için tasarlanan ilaçlar veya prednizon gibi steroidlerin uzun süreli kullanımı zona riskini artırabilir.
Gece yanığı (Zona Hastalığı) bulaşıcı mı?
Su çiçeğine yol açan “Varisella Zoster” virüsünün neden olduğu ikincil bir hastalık olarak bilinen zona, halk arasında da “Gece yanığı” ismi ile bilinir.
Gece Yanığı (Zona Hastalığı) Bulaşıcı mı ve Nasıl Bulaşır?
Zona hastalığı, su çiçeğine yol açan varicella zoster adı verilen virüsün yol açtığı bir enfeksiyon hastalığıdır. Su çiçeği enfeksiyonu sonrasında ise bu etken virüs, kişinin sinir sistemine zamanla yerleşerek uzun yıllar boyunca inaktif bir şekilde yaşayabilir. Virüs, özellikle de vücudun bağışıklık sisteminin zayıfladığı dönemlerde zona olarak yeniden harekete geçer. Ama zoster virüsü de genellikle aktif bir hale geçmez ve zona hastalığı ya da diğer bir soruna da yol açmaz. Bazı kişilerde ise birden fazla kez zona hastalığı meydana gelebilir.
Zona hastalığı, olarak bulaşıcı bir hastalık değildir. Çünkü kendisi ikincil bir hastalık olarak da bilinir. Zonanın primer hastalığı ise, su çiçeğidir. Zona, su çiçeği aşısı olmamış olan çocuklarda ve daha önce de hiç su çiçeği geçirmemiş olan gebelerde su çiçeği hastalığına yol açar. Bu nedenle de zona olan kişilerin, gebelerin ve küçük çocukların yanına yaklaşmamak gerekir.
Zona Hastalığı Ölüm Riski Yaratır mı?
Zona hastalığı, ölümcül bir hastalık değildir. Ama hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bir rahatsızlıktır. Çok ağır hastalığı olan kişilerde zona görülmesi, ağrılarının ve enfeksiyon riskinin artmasına yol açarak hastalığın altında yatan hastalığın kötüleşmesine neden olur.
Bitkisel Tedavilerin Zona tedavisinde Yeri Var mıdır?
Zona hastalığının tedavisi için hekimler tarafından önerilen bir bitkisel yöntem bulunmuyor. Ama ağrıların devam ettiği süreçlerde yoğun bir sinir ağrısı nedeni ile alternatif yöntemler arasında yer alan akapunktur tedavisi de rahatlıkla uygulanabilir. Farklı fizik tedavi uygulamalarından yararlanan bu hastalar yine aynı ağrılı bölgeye soğuk ya da sıcak uygulamalar da yapabilir.
Zona hastalığında en sık görülen belirtiler arasında kaşıntı da yer alır. Kaşıntıyı gidermek için de genellikle antihistamin ilaçlar kullanılabilir. Bu hastalığın tedavisi için hastaların semptomlarına göre hareket etmek gerekir.