Milletin onayı ile seçilen meşru Mursi’yi darbe ile devirdikten sonra ülkeyi kan gölüne çeviren Sisi, baskı altına aldığı sözde mahkemeler üzerinden kan kusmaya devam ediyor. Darbeci mahkemeler, 528 kişiye verdiği idam kararının ardından, dün de 9 dakikada 683 mazlum hakkında idam kararı aldı.
HASAN ÖNAL / TBMM BÜROSU - Mısır’da darbe mahsulü mahkemelerin 528 idam kararının ardından, 683 idam kararı daha vermesi Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Mısır’daki darbe yönetimin idam kararlarına tepki göstererek “Demokrasinin askıya alındığı bir dönemde siyasi mahkemelerin aldığı kararları kabullenmek mümkün değil” dedi. “Mısır’ın geleceği için büyük bir kötülük olarak görüyorum” diyen Cumhurbaşkanı Gül, Mısır’daki idam kararının kabul edilemeyeceğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da, “Vehim bir olay, dünya için yüzkarası bir olay” dedi.
AK Parti milletvekilleri de idam kararlarına sert tepki gösterdi.
SİSİ KADAR BUNA SESSİZ KALANLARIN DA VEBALİ VAR
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, Mısır’da yaşananların önceden yazılmış bir senaryonun tatbikinden ibaret olduğunu hatırlatarak, “Bu senaryo adım adım gerçekleşiyor. Bunun böyle olacağını daha darbenin yapıldığı ilk günden ifade etmiştik. Darbe kan, gözyaşı, kaostur demiştik, bunlar gerçekleşiyor. Mısır’da o kadar kana susamış bir iktidarla karşı karşıyayız ki bunlar gözünü kırpmadan meydandaki insanlara ateş ettirdiler. Şimdi hukuk kılıfı altında, uyduruk mahkemelerde bu idam kararlarını çıkartıyorlar. İdamlara sesini çıkartmayan İslam âleminin de batının bu işte büyük vebali vardır. Sisi’nin sorumluğu kadar idamlarda onların da sorumluğu vardır” dedi.
İSLAM ÜLKELERİ UYKUDAN UYANIP TAVIR KOYMALI
Türkiye-Bangladeş Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Nevşehir Milletvekili Ebubekir Gizligider, Mısır’da yaşanan insan lık dışı olaylara İslam dünyasının sessiz kalmasına tepki göstererek, “İslam dünyası artık sessiz kalmayı bırakmalı. Bu sessizlik hepimizin yüreğini burkan bir durum. Türkiye dışında bu utanca ses çıkaran yok. Türkiye’nin tavrına destek veren başka bir İslam ülkesi yok. Bu bizi üzüyor. İslam ülkeleri artık uykudan uyanmalı. İslam dünyası olarak kendi kardeşlerimize sahip çıkamıyorsak bize yazık. Gerek Arap Birliği gerekse İslam İşbirliği Teşkilatı bu konuda bir an önce tavır koymalı. Bu tavır uzun vadeli İslam ülkelerinin lehine olacaktır” dedi. Mısır’da yaşananlarının kendilerini endişelendirdiğini belirten Gizligider, “Mısır’ın geleceği konusunda endişeliyiz. Bu idamları da kabul etmiyoruz. Artık Mısır’ın kendi halkının, kendi geleceğini belirlemesi gerektiğine inanıyoruz. Dualarımız Mısır’da zulüm gören kardeşlerimizle…” dedi.
ZULMÜ YAPANLAR BİR GÜN HESAP VERECEK
Türkiye Filistin Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Çorum Milletvekili Murat Yıldırım ise bunun tam anlamıyla bir rezalet olduğunu belirterek, bu durumun Firavun Sisi ve onun adamlarının gözünün ne kadar döndüğünü gösterdiğine dikkat çekti. Firavun Sisi ve yandaşlarının demokrasiyi hazmetmek yerine birilerinin maşalığını yapmayı tercih ettiklerini belirten Yıldırım, “Müslüman Kardeşler’e karşı bu ne kin, bu ne nefret. Yapılanlar açık bir insan hakları ihlalidir. Uluslararası örgütler buna duyarlı olmalı, idamlara sessiz kalmayı bırakmalı. Birilerinin maşalarının Müslümanlara zulmetmesi engellenmeli. Zulümle abad olunmaz, bu zulüm devam edemez. Başta Sisi olmak üzere bu zulmü yapanlar bir gün hesabını verecekler” dedi.
"İNSANLIK VİCDANINA SUİKAST GİRİŞİMİ"
R4bia Platformu Sözcüsü yazarımız Abdurrahman Dilipak Mısır’da idam kararlarının kısmen onanması ve yeni idam kararları verilmesine tepki gösterdi. Dilipak yaptığı yazılı açıklamada, “Mısır’da bir insanlık dramı yaşanmaktadır.. Bir insana yapılan bir haksızlık, bütün bir topluma yöneltilmiş bir tehdittir.. Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır..
Mısır cuntası, yargıçlara tetikçilik görevi vermiştir. Baltacılardan kurtulanlar, yargıçlar çetesi tarafından düzmece yargılamalarla infaz edilmek istenmektedir.. Bu sonuçtan; darbeye darbe, darbeciye darbeci diyemeyen, Nobel Barış Ödülü verdikleri bir bilim adamını darbecilere danışman yapan uluslararası sistem, AB ve ABD de sorumludur.. Batılı ülkeler, insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti talepleri konusunda samimiyet testine tabi tutulmaktadırlar..
Kimlik tesbiti bile yapılamayacak bir sürede, düzmece bir mahkemede usul ve esasa ilişkin şartlar yerine getirilmeden, kanun devletinin bile asgari şartları yerine getirilmeden yapılan bu yargılama, 27 Mayıs’taki devrim mahkemelerinden daha aşağılık bir mahkemedir.. Bu yargı, insan aklı ve vicdani ile alay eden bir yargıdır.. Ancak 1950 öncesi tek parti döneminde, “3 Aliler”in başını çektiği İstiklal Mahkemeleri ile kıyaslanabilir” dedi. Bu insanlık dışı zulme sessiz kalmayacaklarını belirten Dilipak, “Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız tepkilerini ifade etmiştir.. Meclis Başkanımız parti grupları, ve dostluk gruplarının tepki vermesini bekliyoruz.. Mısır’da yaşanan hukuka karşı bir suikasttır.. Onun için yüksek yargının da, bu evrensel hukuk ilkelerine karşı kaba bir meydan okumaya dönüşen cinayetlere karşı sesini yükseltmesi gerekir..
Dışişlerimizin uluslararası örgütleri ve dost ülkeleri harekete geçmeye çağırması gerekir.. Aynı şekilde STK’larımızın da uluslararası sivil örgütleri harekete geçmeye çağırması gerekir..
Bu çerçevede bu gece İstanbul’da ve Ankara’da Mısır büyükelçiliği ve konsoloslukları önünde protesto gösterileri olacak.. Bütün STK’ların bugünden başlayarak ya ilan edilen etkinliklere katılmaları ya da etkinlik düzenlemeleri gerekir.. Tüm media kuruluşlarına da aynı görev düşüyor. Üniversitelerde de öğrenci konseyleri seslerini yükseltebilirler..
Dil bilen, bilmeyen herkes sosyal media üzerinden sesini yükseltmelidir.. Bu yöndeki etkinliklerin R4bia Platformu’na iletilmesi ve izlenmesi de önemlidir..
Tahrir’de, Rabia’da Baltacıların yarım bıraktıkları işi yargıçlar eli ile yargı ve yasa kılıfına sararak yapmak isteyenlere karşı insanlık vicdanını “Hayır” demeye çağırıyoruz.. Verilen karar ve yapılan iş, devletin, anayasa ve yasaların varlık ve meşruiyet temeline yönelik bir suikasttır” ifadelerini kullandı.
“RABİA PLATFORMU, MAZLUMLARIN DA SESİ”
Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir de yaptığı açıklamada, “Platform Mısır ile doğdu ama, artık tüm dünyada hürriyet, eşitlik, adalet, meşruiyet ve insan hakları arayışındaki tüm Müslümanların hatta mazlumların da sesi olmaya başladı. Mısır hapishanelerindeki 20 küsur bin siyasi tutuklu salıverilinceye kadar biz bu eylemlerimize devam edeceğiz” dedi.
