Eski ev sahibinin kiracısı, S.S. ile bir sözleşmesi ve kontratı olmamasına rağmen uzun süre daireden çıkmadı. S.S., kiracının evi boşaltmasını istemesine rağmen bu isteğine karşılık bulamadı.

Bunun üzerine S.S. hukuki yola başvurdu. Mahkeme kararıyla kiracı H.Ç.'nin evi boşaltmasına karar verildi.

H.Ç., geçen aylarda oturduğu binanın yan bloğundaki yangına müdahale ettiği sırada yaşamını yitirdi.

Tahliye kararı da durdu. Geçen zamanın ardından mahkeme, kararı tekrar işleme koydu.

Yangında yaşamını yitiren H.Ç.'nin akrabaları, icra ve polis ekiplerinin gelişinden 2 gün önce iddiaya göre, balyoz ve hilti ile evi tahrip ederek inşaat alanına çevirdi.

Olayın ardından S.S., avukatı aracılığıyla şüphelilerden şikayetçi oldu.

Şikayetin ardından polis ekipleri siteye gelerek güvenlik kamerası kayıtlarını aldı.

S.S.'nin avukatı Ali İsmet Girgin, evin müvekkili tarafından 31 Aralık 2019'da satın alındığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Kendisi içerisinde başka kişilerin oturduğunu öğrendikten sonra gelip kişilerle konuştu. Anlaşmaya çalıştılar ancak oturanlar tarafından hiçbir şekilde anlaşma yapılmadığı için hukuki desteği biz verdik. Diyarbakır 1'inci Sulh Hukuk Mahkemesi'nde tahliye davası açtık. İlgili davayı kazandık. Kesinleşmesine binaen de İcra Müdürlüğü aracılığıyla burayı tahliye etmek için başvuruda bulunduk. O dosyamız da kesinleştikten sonra İcra Müdürlüğü tahliye günü verdi. Dün itibariyle tahliyeye geldik buraya kapı kilitliydi. Herhangi bir şekilde kapıyı açamadık. Bu sebeple çilingir marifetiyle kapıyı açtırdık ne yazık ki karşımıza bu manzara çıktı. Evin bütün alt yapısı tahrip edilmiş. Bütün camlar kırık ev kullanılamaz durumda. Buraya aynı zamanda kolluk kuvvetiyle geldik. Bu durumu Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirdik. İhbarda bulunduk ve bu hasara ilişkin de Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütülüyor. Kolluğun tuttuğu tutanağa göre en az 500 bin TL'lik hasar mevcut. Bu evi tekrar oturulabilir hale getirmek için en az 500 bin TL'lik masraf yapılması gerekiyor."