Paris - 40 metrekare: Listemizdeki diğer korku dolu hikayelerin aksine, iyi bir mimariyle inşa edildiğinden dolayı olduğundan daha büyük görünüyor. Marc Baillargeon ve Julie Nabucet, sadece 3 metreden 3 metreye daha geniş hissettiren bir yaşam alanı oluşturmayı başardı. Baillargeon; “bizim mimari yaklaşımımız, evi yaşamak için çok fazla eşya ile doldurmak yerine; yaşamı kolaylaştıran daha az eşya kullanarak, iyi bir yaşam sunmaktır,” diyerek kendi mimari yaklaşımlarını bizlerle paylaşıyor.

Manhattan - 30 metrekare: Bu daire; büyük bir şehrin kalbinde yaşadığınızda, vasat bir durumda yaşamak isteyen insanların kanıtı niteliğindedir. Dairenin aylık kira fiyatı 1.100 dolardır ve Manhattan’da bile olsa böylesine küçük bir daire için fazlasıyla yüksek bir maliyete sahip. Ancak Grayson Altenberg burayı, bir buçuk saatlik işe gidiş geliş süresini, beş dakikalık yürüme mesafesine indirmek için ideal bir yer olarak belirtiyor.

Manhattan - 27 metrekare: Felice Cohen, kostrofobik bir insan değil ve şehrin dışında daha geniş bir evde yaşamaktansa; şehrin merkezinde kutu kadar bir evde yaşamayı tercih ediyor. Cohen, Manhattan’da yaşamayı tecrübe edebilmek için aylık sadece 700 dolar ödüyor. Bu daire mükemmel bir konuma sahip. Central Park’a bir blok uzaklıkta ve Lincoln Center, birkaç kütüphane, spor salonu, metro gibi yerlere de oldukça yakın mesafededir.

Paris - 26 metrekare: Bu daire, Fransa’nın Kitoko Studio’su tarafından eski bir hizmetçi odasından dönüştürülmüştür. Geçmişte yapılan hizmetçi odaları zamanla başlangıçtaki amaçlarını kaybetmişlerdir. Bu alanlar depo olarak kullanılması yerine, yaşanabilecek birer lüks daire haline getirilmiştir. Dairenin en büyük özelliği, bünyesinde barındırdığı duvar kabinleridir. Dolaplar ve üzerindeki yatak sadece 1.5 metrelik bir alanı kaplamaktadır. Kabinler ayrıca iki küçük bölmeye ve kişisel eşyalarını koyabileceğiniz küp şeklinde alanlara da sahip.

Manhattan - 24 metrekare: Bu daire iki eşsiz özellik ile karşımıza geliyor. Özelliklerden ilki, dünyanın en pahalı şehirlerinden bir tanesinde bulunması. Diğeri ise dünyanın en küçük dairelerinden bir tanesi olmasıdır. Burada yaşamanın maliyeti 800 dolar. Bu dairede banyo, tuvalet ve mutfak bulunmamasının yanı sıra, apartmanda oturan diğer komşuların da kullandığı ortak bir banyo bulunuyor.

Londra - 18,5 metrekare: Bu daire boyutu ve fiyatından dolayı oldukça ilginç özelliklere sahip. 18 metrekarelik eski bir süpürge odası, 1987 yılında daireye dönüştürülmüş. Bu kadarla bitmedi, dairenin fiyatı tam 313 bin dolar. Kim burayı alır ki demeyin; zira bazı insanlar, küçük ve verimli alanlara sahip olmaktan hoşlanıyor. Aslında bu daire, listemizde bulunan sonraki evlerle karşılaştırıldığında o kadar da kötü bir yer değil. Eğer çok fazla misafir ağırlamıyorsanız, ekstra alana ihtiyaç duymuyorsanız ve zamanınızın çoğunluğunu evinizin dışında bir yerlerde geçiriyorsanız; burası sizler için oldukça ideal bir yaşam alanı olabilir.

Hong Kong - 12 metre kare: Bu daire, listemizde 2 numarada bulunan evden sadece 8 metrekare daha büyüktür. Yukarıdaki fotoğraf, Hong Kong’daki konut krizine dikkat çeken bir karedir. Şu anda bu şehirde bir ev kiralamak, New York’ta bir daire kiralamaktan yaklaşık olarak %35 daha yüksek. Günümüz itibariyle, Hong Kong’da bulunan 100 bin insan 12 metrekarelik bu dairelerde barınmaktadır. Sosyal Hizmetler Kurumu’na göre, Hong Kong ayrıca dünyanın en zengin şehirlerinden bir tanesidir. Hong Kong - 1,5 metre kare: Tahtakuruları küçücük alanlara nüfuz ederler. Bu yüzden onlar bir minder yerine kauçuk yastıklar ve bambu yastıkları tercih eder. Kentin idari amiri bu durumu şöyle özetliyor; “sıkışık bir yaşam alanı bulunan kafes evleri, hücreye benzer daireleri ve bölünmüş tasarımları Hong Kong’da yaşayan binlerce insan gönülsüz bir şekilde tercih etmektedir.” Kiracılar, bütün kıyafetlerini tek bir kovanın içerisinde yıkıyorlar. Banyo iki adet tuvalet kabininden oluşuyor. Mutfağında ise sadece küçük bir lavabo bulunuyor. Bir birinin üzerine yığılmış 1.5 metrekarelik tel örgülü kafeslerin aylık fiyatları 167 dolardır. Bu tarz daireler, 1950’li yıllarda ortaya çıktı ve burada yaşayan

Hong Kong - 4 metre kare: Hapishane hücreleri bile bu iç karartıcı kutulardan daha büyüktür. Bu küçük alanların fiyatı aylık 384 dolar civarındadır. Bu daireler tam olarak Hong Kong’un göbeğinde yer almaktadır. Etrafında bulunan rezidanslar, insanları büyüleyerek bu dairelerin varlığından bihaber olmalarını sağlıyor. Bu yerler aslında, daireden daha çok küçük bir dolabı andırıyor. Bir pencere, klima ve internet erişimi bulunuyor olsa da odaların bazılarında hava almalarını sağlayabilecek hiçbir özellik bulunmuyor.

Hong Kong - 1,5 metre kare: Tahtakuruları küçücük alanlara nüfuz ederler. Bu yüzden onlar bir minder yerine kauçuk yastıklar ve bambu yastıkları tercih eder. Kentin idari amiri bu durumu şöyle özetliyor; “sıkışık bir yaşam alanı bulunan kafes evleri, hücreye benzer daireleri ve bölünmüş tasarımları Hong Kong’da yaşayan binlerce insan gönülsüz bir şekilde tercih etmektedir.” Kiracılar, bütün kıyafetlerini tek bir kovanın içerisinde yıkıyorlar. Banyo iki adet tuvalet kabininden oluşuyor. Mutfağında ise sadece küçük bir lavabo bulunuyor. Bir birinin üzerine yığılmış 1.5 metrekarelik tel örgülü kafeslerin aylık fiyatları 167 dolardır. Bu tarz daireler, 1950’li yıllarda ortaya çıktı ve burada yaşayan kiracıların birçoğu yalnız adamlardı.