• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Çocuklar için en kötü arkadaş 'internet'

Yeniakit Publisher
2018-12-25 17:25:00 -
Çocuklar için en kötü arkadaş 'internet'

Çocuklar kötü arkadaştan, sigara ve internete kadar zararlı alışkanlıkların tehdidi altında...

Artık çocukları “yoldan çıkaran arkadaş”ın en kötüsü maalesef İnternet! Aslında bilgiyi insanlığın hizmetine sunan bu araç, kötü kullanım yüzünden yetişkinleri de tehdit ediyor.

İnternetin zararlarından çocuğu korumak için ilk yapacağınız şey, bilgisayarı herkesin göreceği bir yere koymaktır. Ondan sonra, internetin faydaları ve zararları konusunda çocuğunuzu bilgilendirmeniz, bilgisayarda geçireceği zamanı sınırlandırmanız, ve internete bağlı iken onu tatlısert kontrol etmeniz gerekmekte.. Çocuklar ve yetişkinlerde internetin yaptığı yıkım üzerinde yoğun araştırmalar yapan ünlü psikolog Michael G. Conner’in belirttiğine göre, günde iki saatten az bir vakit alması kaydıyla, bilgi almak, e-mail göndermek ve gelen mail’leri okumak için internete bağlanıyorsanız, endişe edecek bir durum yok. Ama eğer internet üzerinde harcadığınız zaman haftada toplam 18 saatten fazla ise, ‘internet bağımlılığı’ riski taşıyan insanlar grubuna giriyorsunuz demektir.

Her alışkanlık gibi, internet alışkanlığı da irade zayıflığından ve iç denetim eksikliğinden kaynaklanıyor. İnternete bağlandığınız an, önünüzde onlarca seçenek çıkıverir. İstediğiniz adrese girebilir, istediğiniz bilgiye ulaşabilir, istediğiniz kişiyle sohbet edebilir, sonuçlarını düşünmeden istediğiniz gibi yalan söyleyebilirsiniz. Utanç verici, insan onurunu ayaklar altına alan, en iğrenç şeyleri izleyebilirsiniz. Çünkü, bunlardan kimsenin haberi yoktur. İlk günler eğlenmek, hoşça vakit geçirmek, yeni şeyler öğrenmek, heyecan yaşamak, internette neler olup bittiğini görmek ve belki de ibret almak için bu sanal âleme girmişsinizdir. Ancak, çok geçmeden, kendinizi aldattığınızı, huylarınızın değişmeye başladığını, gerçek hayattan her gün biraz daha koparak siberdünyanın bir üyesi olduğunuzu görürsünüz. Psikolog Michael G. Conner, sözkonusu makalesinde internet bağımlılığının bilimsel açıklamasını yapıyor ve diyor ki: “İnternette yeni ve heyecan verici şeyler öğrendikçe, beyin kimyasında değişmeler görülür. Yaptığımız işten zevk aldığımız ve heyecan duyduğumuz zaman, beyinde ‘dopamine’ adı verilen bir kimyasal madde salgılanır. Bu maddenin salgısı arttıkça, yaptığımız işten başka bir şey düşünmeyiz, çevremize karşı ilgimiz azalır.”

“Çocuklarına yeterli zaman ayırmayan, onların sıkıntılarına ve sevinçlerine ortak olmayan, sevgi ve güven veremeyen, yüksek tahsil yaptırarak görevlerini yerine getirdiklerini zanneden aile modeli bunun acısını ileride çekmeye mahkûmdur.

Açıkçası, çocuklarımızı internetin zararlı etkilerinden korumanın yolu da, en sonunda ailede denge ve mutluluğun sağlanmasına gelip dayanıyor.”

Zararlı alışkanlıklar edinme; mutsuzluk, kötü arkadaş, olumsuz yayınlar, olumsuz çevre, merak, özenti ve taklit duygularından kaynaklanıyor. Bütün insanlar, doğdukları andan ölünceye kadar sevgiye, şefkate, ilgiye muhtaç.. Özellikle delikanlılık eşiğindeki ilköğretimin son sınıflarındaki çocukların buna daha çok ihtiyaçları var. Çünki onlar sadece gençliğin değil “zararlı alışkanlıklar edinme”nin de eşiğinde bulunuyorlar.

Zararlı alışkanlıklar giriş kapısı sigara.. Hani şu içinde 4 bin çeşit zehirli kimyasal bulunan tuzak. Her yıl 4 milyon kişi sigara sebebiyle ölüyor. Fakat bu çocuklarımıza yeterince ibret olmuyor. Çocuk bir de aile içinde sigara içen büyüklerinin ortamında “pasif içici” olarak büyümüş, o kötü dumanlı havayı soluyarak “alışkanlık” zeminine çekilmişse zehire kayması kolaylaşıyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

“Kötü arkadaş”, zemini hazır olan çocuğu sigara, alkol, uyuşturucular ve daha akla hayale gelmedik bin çeşit bataklığa çekmekte en önemli rolü oynuyor.

Bu sebeple, gerek mahallede ve gerekse okulda çocuklarının arkadaşları hakkında ailelerin çok titiz davranması gerekiyor. Bu titizlik sergilenirken, ayrıca çocuğa “arkadaş dayatma” üslubundan kaçınılmalı. Böyle bir dayatma, ters tepecektir. Muhtemelen çocuk, inadına “kötü arkadaş”a daha da yakın olacaktır.

Burada, hemen her konuda olduğu gibi yine “çocuğunuzla önce kendinizin en güvenilir arkadaş olmanız” zarureti öne çıkıyor. Onun en güvenilir arkadaşı sizseniz, size kulak ve söylediklerinize değer verecektir. Endişe etmenize lüzum kalmayacaktır.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23