CHP’deki rüşvet trafiği baş döndürüyor! Ekrem jetle adamları poşetle
İBB’den aşırdığı paraları özel jetlerle Londra’ya kaçıran CHP’li Ekrem İmamoğlu’na yönelik iddialar gündemdeki yerini korurken, dün gerçekleşen ‘yolsuzluk’ operasyonunda gözaltına alınan Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Taner Çetin’e yakınlığıyla bilinen Fikri Murat Demir’in poşetlerle rüşvet dağıtması gündeme bomba gibi düştü.
BUĞRA KARDAN İSTANBUL
CHP’li belediyelere yönelik yolsuzluk operasyonları hız kesmiyor. Usulsüzlüğün, rüşvetin, irtikâbın eksik olmadığı İBB ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne dün yeni operasyonlar yapıldı. 31 ismin yakalandığı operasyonlarla CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun yönettiği, Muhittin Böcek’in de odağında bulunduğu rüşvet çarkı ifşa oldu. CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun para kulelerinin, jetlerle Londra’ya kaçırdığı milyonların, bavullarda taşıdığı dolarların, baklava kutularından çıkan euroların şoku atlatılamazken; İBB çalışanlarının rüşvet alma ve verme görüntüleri gündeme bomba gibi düştü. Şaşırtan görüntülerde İBB Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Taner Çetin’e yakınlığıyla bilinen Fikri Murat Demir’in deste deste paraları evvela Kültür AŞ’de görevli Çağla Demir’e verdiği görüldü. Destelerin Demir’in ardından Çetin’in asistanı Arzu Can’ın eşi Savaş Can’a iletildiği müşahede edildi. Yargı makamlarının belirlemelerine göre Çetin, ihaleleri kendisine yakın şirketlere veriyordu. Çetin, ihaleler karşılığında şirket yöneticilerinden para alıyordu.
Ekrem İmamoğlu’nun başında bulunduğu kara para ve rüşvet trafiğinin İstanbul’la sınırlı kalmadığını, ülke geneline yayıldığını anlattılar. “İBB dâhil CHP’li belediyelerden yolsuzluk fışkırıyor” ifadesini kullandılar.
“ÖZEL, YOLSUZLUĞU ZIMNEN MEŞRULAŞTIRIYOR”
Akit’e konuşan Avukat Hadi Dündar, şunları söyledi: “CHP’li belediyelerde skandallar bitmiyor. Demek ki Özgür Özel ve ekibi, bu skandallara karşı net bir tavır almıyor. Bu nedenle vurgunlara, yağmalara kapı aralanıyor. Manavgat vakasında siyasi çürüme net bir şekilde görüldü. Kameraya baklava kutusundan çıkan eurolar takıldı. Bu eurolar, CHP’li belediyelerde rüşvetin rutin ve yaygın hâle geldiğinin kanıtıydı. Hülâsa CHP’li belediyelerle ilgili tahkikat haberleri peşpeşe geliyor. Anılan tahkikatlara rağmen belediyelere art arda operasyon yapılması ortada idari sorun olduğunu görünür kılıyor. Yani Özel ve ekibi, hata ediyor. Yolsuzluklara bulaşanları kahraman gibi sunarak yeni yağma yahut vurgunlara yol açıyor. Bu da siyasi çürümenin ispatı olmalı. İstanbul’da başlayan, İzmir, Antalya, Adana, Adıyaman’a varan rüşvet ve şaibeli ihale vakalarıyla karşı karşıyayız. Anılan vakalarda adları geçenlere CHP yönetiminden tepki gelmediği için sıkıntı büyüyor. Özgür Özel ve ekibi, yolsuzluğu zımnen meşrulaştırdığı için böyle bir tablo beliriyor. Şüphelilere şafak baskını yapılıyorsa, mahkeme tarafından tutuklama kararı veriliyorsa karşımızda suçu ortaya koyan deliller vardır. Bu deliller, kesin olmayıp yargılama esnasında tartışılır. En nihayetinde deliller, hukuka uygunsa zanlılara ceza verilir.”
CHP YOLSUZLUK BATAĞINA SAPLANDI
Avukat Sinan Pak da şunları belirtti:
“CHP’li belediyelere yönelik yolsuzluk soruşturmalarının ne kadar gerçekçi, somut verilere dayandığı en başından beri belliydi. Rüşvet görüntüleri ortaya çıkınca yeni bir durum belirdi. O birilerince ‘Hemen yargılama aşamasına geçilsin’ denir oldu. ‘Yargılama TRT’den yayınlansın’ çağrısı da unutuldu.
İstanbul, İzmir, Adana, Antalya, Adıyaman belediyeleri harap hâldeler. CHP’nin elinde bulunan bu belediyeler, yolsuzluk bataklığındalar. Şaşırıyor muyuz? Hayır. Şoke oluyor muyuz? Hayır. Çünkü CHP’nin tarihinde de yolsuzluk, usulsüzlük çok. Nurettin Sözen’in devrinde İBB’ye bağlı İSKİ’de yapılan şaibeli ihale aşikârdı. ‘Ahlâklı’ ve ‘dürüst’ adam olarak lanse edilen Bülent Ecevit’in vekillere Güneş Motel’de siyasi rüşvet vererek iktidar olduğu açıktı. Milli Şef İsmet İnönü’ye Milli Piyango’dan büyük ikramiyenin vurduğu netti ve garipti. Ezcümle CHP’nin ekonomik, kültürel iktidarının temelinde yolsuzluklar vardı. Bunu Osman Kavala ve Ayşe Barım soruşturmalarından da anlıyoruz. Gezi eylemlerinde en önemli rolü oynayan, fonlamayı yapan Kavala değil midir? Sanatçıları Gezi eylemlerine katılmaya davet eden Barım değil midir? Yine belediyeleri alır almaz konserler açan, popçulara 1 milyon lira yerine 100 milyon lira veren CHP’li başkanlar değil midir? Paraları kendi reklâmları için savuranlar aynı başkanlar değil midir? CHP, ahtapotun merkezidir. CHP’nin ekonomik, kültürel iktidarı korumak için attığı adımlar akıldan çıkarılır mı? Çıkarılmaz. Nihayetinde ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın hakikatler, er ya da geç anlaşılacak. Para kuleleri, jetlerle kaçırılan milyonlar, rüşvet görüntüleri tek tek ortaya dökülüyor ve dökülecek. CHP’liler de utanmayacaklar çünkü arlanma sınırları yok. ‘Bizi kimse sorgulayamaz, yargılayamaz’ diyorlar ama yanılıyorlar. Artık o devirler geride kaldı. Bağırsaklar temizlenecektir. Suçlara karışanlara bedel ödetilecektir. Bize düşen ise bu dönemde cesur hâkimlerimize ve savcılarımıza destek vermektir.”