Trabzon’da toplam yatırım değeri 537 trilyon lirayı bulan 10 tesis ve hizmetin toplu açılış töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, “Türkülere, dillere ve kültürlere özgürlük, bölücülük değildir. Ne oldu? Başörtülü vekiller Meclis’te olunca Türkiye bölündü mü?” dedi.
“Trabzon’a UEFA standartlarında bir spor kompleksini kazandırmış olacağız”
Erdoğan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Sağlık, Orman ve Su İşleri Bakanlıkları ile İl Özel İdaresi ve Trabzon Belediyesi’nin yatırımlarını da bugün resmi olarak açacaklarını dile getirerek, Trabzon’a, Trabzonspor’a 40 bin kişilik bir stadyum ve spor tesisi yapma sözü verdiklerini hatırlattı. Sözlerini tuttuklarını ve Akyazı Stadı ve Spor Tesisleri’nin temelini bugün atacaklarını bildiren Erdoğan, “28 Haziran’da yer teslimini yaptık, dile kolay 795 bin metrekare alanı denizde doldurduk, şimdi toplamda 459 bin metrekarelik alanda stadyum tüm tesisleriyle, bir kompleks inşa edeceğiz. Sadece stad değil dikkat edin, hizmet binaları, eğitim merkezleri, spor tesisleri, Trabzon’a UEFA standartlarında bir spor kompleksini kazandırmış olacağız. İnşallah bütün bunları 230 trilyon liralık yatırımla, Trabzon ve Trabzonspor’a yakışır bir eseri, hedefimiz iki yıl içinde, tamamlayıp, sizlere teslim edeceğiz” dedi.
BUGÜN 56 TRİLYON LİRALIK HİZMETLERİ AÇACAK
Başbakan Erdoğan, bugün ise Vakfıkebir’de 33 trilyon liralık, Araklı’da ise 23 trilyon liralık yatırımları hizmete açacaklarını dile getirerek; “Trabzon’a tüm bu açılış törenleriyle, toplamda 593 trilyon liralık yatırım, hizmet ve eser kazandırıyoruz” dedi. Eserlerin hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, emeği geçenlere de teşekkür etti.
“Meclİs’te başörtülüler var. Ne oldu, Türkİye bölündü mü?”
Türkiye’de yıllarca başörtüsünün yasaklandığını belirten Erdoğan, “Üniversitelerde başörtülüler var, kamuda başörtülüler var, Meclis’te başörtülüler var. Ne oldu, Türkiye bölündü mü, dağıldı mı, parçalandı mı” ifadesini kullandı. Erdoğan, “Biz türkülerden korkacak kadar dillerden, kimliklerden, kültürlerden, kıyafetlerden korkacak kadar kelimelerden, kavramlardan korkacak kadar küçük bir devlet, küçük bir millet değiliz. Başörtüsüne ‘gericilik’ dediler. Şimdi soruyorum sizlere bunlar uzaya mekik gönderdiler de başörtüsünün ucuna mı takıldı? Hızlı tren yaptılar da başörtüsü bu treni raydan mı çıkardı? Marmaray inşa ettiler de başörtüsü tüneli mi tıkadı? Türkülere ‘bölücülük’ dediler, dillere, kimliklere, kültürlere, ‘bölücülük’ dediler. Sadece milleti aldatmaya gayret ettiler ama olmadı, bunu başaramadılar. Hak, er veya geç hakim oldu. Biz iki tane savaş gemisi inşa ettik, denizlere yolladık. Kendi mühendislerimizle, kendi imkanlarımızla yaptık. Türkiye’yi dünyanın kendi gemisini üreten 10 ülkesinden biri yaptık. Türküler o gemileri bölmedi.” dedi.
“Şarkılar, türküler, kimlikler bir mİlletİn zenginliğidir”
“Şarkıların, türkülerin, kimliklerin bir milletin zenginliği olduğu, bu zenginliği daha da artırmaya çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, “Uzaya kendi uydularımızı gönderiyoruz, hamdolsun başörtü kuyruğuna takılmadı. 4+4+4, o da takılmadı. Eğitimde bu adımı attık. Kur’an dersi, siyer dersi seçmeli ders olarak bütün okullara kondu. O da takılmadı. Şimdi isteyen anne baba, evladına seçmeli olarak Kur’an dersi aldırtıyor mu, siyer dersi aldırtıyor mu, bundan doğal, bundan tabii ne olabilir” değerlendirmesinde bulundu.
76 MİLYONLUK BİR AİLEYİZ
Başbakan Erdoğan, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin Trabzon’daki toplantısına da katıldı. Burada yaptığı konuşmada tarım alanında atılan adımları sıralayan Erdoğan, Türkiye’nin 76 milyonluk dev bir aile olduğunu belirterek, “Evimiz kadar, köyümüz, ilçemiz, şehrimiz kadar biz tüm Türkiye olarak, 76 milyon olarak aynı toprağın evlatları, aynı büyük ailenin mensuplarıyız. Kardeşlerden biri dara düştüğünde diğer kardeş bunu yüreğinde hisseder. Edirne’deki üzüldüğünde Van’daki üzülür, Trabzon’daki sıkıştığında Antalya’daki bundan etkilenir. Bizi millet yapan o dayanışma duygumuzdur. Bunu unutmamalıyız, bunu terk etmemeliyiz” dedi.
“HALKININ HAKLARINA SAYGI DUYMAYANA SAYGI DUYMAYIZ”
Mısır’ın diplomatik ilişkileri temsil düzeyine düşürmesine ve Büyükelçimizi “istenmeyen kişi” ilan etmesine tepki gösteren Erdoğan, “Biz, halkların egemenlik halklarına saygı duymayanlara asla saygı duyamayız. Halkların iradesine saygı duyanlara her zaman saygı duyduk, bundan sonra da saygı duymaya devam edeceğiz. Bütün derdimiz, demokratik parlamenter sistemlerin dünyada güçlenmesidir. Atılan bu adım da onun bir neticesidir. Şu anda maslahatgüzarımıza karşı, büyükelçimize karşı takınılmış olan tavır, arkasından da mukabil adımı getirmiştir. Biz de şu anda kendilerine müddeti verdik, 29 Kasım’a kadar Türkiye’yi terk etmesini istedik. Siyasette her zaman dik durmayı seven, ama dikleşmeyi sevmeyen bir insanım. Dolayısıyla da kalkıp darbeyle iş başına gelenlere hiçbir zaman saygı duymayacağım.”