Milyonlarca çalışanı doğrudan, toplumun tamamını ise dolaylı olarak etkileyen 2026 asgari ücretinin belirlenmesi sürecinde kritik viraja girildi. Komisyon ikinci kez toplanırken asgari ücret için 28–30 bin TL senaryoları öne çıkıyor. Kamuoyu araştırmaları yüksek artış talebini ortaya koyarken, uluslararası ve akademik çalışmalar asgari ücret artışlarının işsizliği artırmadığını, aksine düşük gelirli çalışanların alım gücünü koruduğunu gösteriyor.
Milyonlarca çalışanı doğrudan, toplumun tamamını ise dolaylı olarak etkileyen 2026 asgari ücretinin belirlenmesi sürecinde kritik viraja girildi. Komisyon ikinci kez toplanırken asgari ücret için 28–30 bin TL senaryoları öne çıkıyor. Kamuoyu araştırmaları yüksek artış talebini ortaya koyarken, uluslararası ve akademik çalışmalar asgari ücret artışlarının işsizliği artırmadığını, aksine düşük gelirli çalışanların alım gücünü koruduğunu gösteriyor.
Doğrudan yaklaşık 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak ise toplumun tamamını ilgilendiren asgari ücret belirleme süreci devam ediyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ikinci toplantısını bugün saat 14.00’te gerçekleştirecek.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde yapılan görüşmelerin ilk toplantısı 12 Aralık’ta düzenlenmişti. İkinci toplantıya, Çalışma Genel Müdürü Oğuz Tuncay başkanlık edecek.
Toplantıda Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temsilcilerinin, ekonomik veriler ve raporları komisyon üyeleriyle paylaşması bekleniyor.
TÜRK-İŞ’in İkinci Toplantıya da Katılmaması Bekleniyor
Komisyonun yapısında değişiklik yapılmadığı gerekçesiyle ilk toplantıya katılmayan TÜRK-İŞ heyetinin, bugünkü ikinci toplantıya da katılmaması öngörülüyor.
İşçi kesimini TÜRK-İŞ’in, işveren kesimini ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK)’in temsil ettiği asgari ücret görüşmeleri, bu yıl komisyon yapısına yönelik itirazların gölgesinde sürüyor. TÜRK-İŞ, bu yöndeki yasal düzenleme talebinin karşılık bulmaması nedeniyle ilk toplantıya katılmamıştı.
Bakan Işıkhan’dan “Sosyal Diyalog” Vurgusu
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, TÜRK-İŞ’in ikinci toplantıya da katılmaması ihtimaliyle ilgili yaptığı açıklamada, sosyal diyalog vurgusu yaptı.
Işıkhan, “Biz sosyal diyalog gereği her türlü süreci işleteceğiz. Sendikalarla görüşüp görüşlerini alacağım. Benim görevim bu, mutlaka istişarede bulunacağız” ifadelerini kullandı.
“Asgari ücret görüşmelerinde ikinci toplantıda bir rakam konuşulur mu?” sorusuna da yanıt veren Işıkhan, rakam için erken olduğunu belirterek, “Tarafların görüşlerini alıp komisyonda değerlendirmemiz gerekiyor” dedi.
Enflasyon Kaybı Telafi Edilsin
Asgari ücretle ilgili ilk komisyon toplantısına katılmayan TÜRK - İŞ tarafından Bakan Işıkhan'a verilen mektupta Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısının değiştirilmesi, bu iyileştirmenin yapılmaması nedeniyle, asgari ücret çalışmalarına katılmayacakları belirtildi.
Mali taleplerin sıralandığı mektupta şu ifadeler yer aldı:
Geçen yıl enflasyon yüzde 44,38 oranının altında yüzde 30 zam yapıldığı için karşılanmayan yüzde 14,38’lik enflasyon kaybı tam olarak telafi edilmeli.
Temel ihtiyaç ürünlerinde hız kesmeden devam eden fiyat artışları (gıda, kira, eğitim, ulaşım ve fatura kalemleri) ile gerçekleşen enflasyonun yol açtığı kayıplar eksiksiz biçimde karşılanmalı.
Türkiye ekonomisindeki büyüme, Gayri Safi Milli Hasıla artışı ve kişi başına düşen gelir yükselişinin oluşturduğu refahın işçiye yansıtılmasını sağlayacak ilave bir artış yapılmalı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: TİSK, Elini Taşın Altına Koymalı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TİSK'in 29. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, yeni asgari ücretin belirlenme sürecine değinip, şu ifadeleri kullanmıştı:
"Malumunuz Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını yapacak. Komisyon çalışmalarında, işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum. İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım, verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir."
Ekonomist Bayram: Erdoğan Müdahale Edecek
Ekonomist Muhammed Bayram, katıldığı bir TV programında 2026 asgari ücret görüşmelerine ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Bayram, TÜRK-İŞ’in toplantılara katılmamasının bu yılki sürece damga vurduğunu belirterek, geçen yıl da benzer bir durum yaşandığını hatırlattı. İşçi sendikasının masadan kalkmaması halinde asgari ücretin daha yüksek olabileceğini savunan Bayram, “Masadan kalkılmasaydı 22 bin 104 TL değil, 25 bin TL seviyeleri konuşulurdu. Bu rakamı belirleme yetkisi işçi ve işverende ancak süreç maalesef fazlasıyla politize edildi” dedi.
Asgari ücretin yalnızca devlet tarafından belirlendiği algısının yanlış olduğunu vurgulayan Bayram, yıl sonu enflasyon farkının yüzde 31–32 bandında gerçekleşmesini beklediğini ifade etti. TÜRK-İŞ’in açıkladığı açlık sınırının 29 bin 282 TL olduğunu hatırlatan Bayram, mevcut 22 bin 104 TL’lik asgari ücretin işverene toplam maliyetinin ise 30 bin 621 TL olduğunu söyledi.
Bayram, “İşveren sadece maaşı değil, işçi ve kendi payına düşen sigorta primlerini de ödüyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, TİSK Genel Kurulu’nda yaptığı “elini taşın altına koyma” çağrısını hatırlatan Bayram, devletin asgari ücretten vergi almayarak önemli bir fedakârlık yaptığını belirtti. İşçi tarafının toplantılara katılmamasını eleştiren Bayram, “Top devlete atılıyor ama rakamı fiilen işveren belirleyecek. Devlet ise işçinin ezilmemesi için dengeleyici adımlar atacaktır” dedi.
Zam Oranı İçin Yüzde 28 Vurgusu
Asgari ücrette konuşulan zam senaryolarının yüzde 25 ile yüzde 35 arasında değiştiğini aktaran Bayram, kendi beklentisinin yüzde 28 olduğunu söyledi. Bu tahminini, 2026 bütçe görüşmelerinde sigorta gelirleri için öngörülen artış oranına dayandırdığını belirtti.
“30 Bin TL İhtimali Güçlü”
Asgari ücretin 30 bin TL’ye tamamlanıp tamamlanmayacağı sorusuna da yanıt veren Bayram, “Oransal zam ne olursa olsun alım gücü korunmadıkça rakamların anlamı yok. Bu süreç fazlasıyla politize oldu. Son bir dokunuşla Sayın Cumhurbaşkanımızın asgari ücreti 30 bin TL’ye tamamlayabileceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
İş Dünyasının Talebi Toplumun Beklentilerini Karşılamıyor
Bağımsız araştırma şirketi Loginsight tarafından gerçekleştirilen yeni araştırma, iş dünyasının 2026 yılına yaklaşılırken asgari ücrete bakışını ortaya koydu.
Araştırma, Türkiye ekonomisinin nabzının attığı şehirlerde, farklı sektörleri temsil eden ve yönetici pozisyonunda görev yapan 202 iş dünyası temsilcisiyle online yöntemle gerçekleştirildi. Araştırmaya katılan yöneticilerin verdiği yanıtlar doğrultusunda, 2026 yılına yönelik ortalama asgari ücret beklentisi 27 bin 800 TL olarak belirlendi. “Asgari ücret 2026 yılında reel olarak çalışan refahını artırır mı?” sorusuna verilen yanıtlar, temkinli bir tablo ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 54,5’i “hayır” yanıtını verirken, yüzde 36,6’sı “kısmen” görüşünü paylaşıyor. “Evet” diyenlerin oranı ise yüzde 8,9 ile sınırlı kalıyor.
Halk Yüzde 50 Zam İstiyor
Metropoll Araştırma’nın Kasım 2025’te yaptığı çalışmaya göre, Türkiye genelinde parti fark etmeksizin seçmenin yüzde 74,5’i net asgari ücretin en az yüzde 50 artırılarak 33 bin 150 TL’ye çıkarılmasını talep ediyor.
Ankette yüzde 10 ya da yüzde 20 zam isteyenlerin oranı yüzde 5’i bile bulmazken, yıllık enflasyon oranına denk gelen yüzde 33 artışı savunanların oranı da yalnızca yüzde 10,5’te kaldı. Böylece toplumun büyük bölümünün enflasyona endeksli artışı yetersiz bulduğu ortaya çıktı.
Asgari Ücrete Zam İşsizliğe Neden Olmaz
Asgari ücret pazarlığı öncesi iş dünyasının "Zam yaparsak işçi çıkarırız" söylemlerine Merkez Bankası'nın (TCMB) yeni Başekonomisti Murat Taşçı'nın araştırmasından net yanıt geldi.
Murat Taşçı'nın, yaklaşık 17 yıl görev yaptığı Cleveland Fed bünyesinde imza attığı son araştırmalardan biri, Türkiye'de sıcak gündem olan asgari ücret tartışmalarına ışık tuttu.
OECD ülkelerini kapsayan geniş çaplı analizde, pandemiden normalleşmeye geçiş sürecinde, özellikle düşük ücretli sektörlerdeki işverenlerin yaşadığı sıkıntıların kaynağının artan asgari ücretler olmadığı vurgulandı. Rapor, asıl problemin genel iş gücü eksikliği ve yoğun talep baskısı nedeniyle boş pozisyonların doldurulamaması olduğunu belgeledi.
Araştırmaya göre, asgari ücret artışları işten çıkarma eğilimini artırmadı. Aksine, ücretler yükselse bile işverenlerin mevcut çalışanlarını ellerinde tutmayı tercih ettiği görüldü.
Rapor, işe alım zorluklarının temel nedenlerini; yeni eleman bulma güçlüğü, yetkinlik eksikliği ve demografik etkiler (yaşlanan nüfus) olarak sıraladı.
Rapora göre, birçok ülkede asgari ücret artışları son 10 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Buna rağmen, söz konusu artışların boş pozisyon sayısını azaltmadığı, işverenlerin asıl olarak ekonomik koşullar ve sektörel yapısal sorunlar nedeniyle eleman bulmakta zorlandığı vurgulandı.
Araştırmada, asgari ücret artışlarının çoğu ülkede işten çıkarmalara yol açmadığı da tespit edildi. Aksine, ücret artışlarının özellikle düşük ücretli sektörlerde çalışanların gelirlerini belirgin biçimde artırdığı ifade edildi.
Raporda yer alan bulgular, Türkiye’de sıkça dile getirilen “asgari ücret artışları enflasyonu tetikler ve işsizliği artırır” yönündeki iktidar ve işveren tezleriyle çelişiyor. Araştırma sonuçları, asgari ücret zammının istihdamı tehdit etmediğini ve bu görüşün bilimsel verilerle desteklendiğini ortaya koyuyor.
HÜDA PAR: Lütuf Değil, Emekçinin Hakkıdır
HÜDA PAR, 2026 asgari ücret belirleme süreci öncesinde yaptığı yazılı açıklamada, asgari ücretin bir iyilik ya da lütuf değil, emekçinin alın terinin karşılığı olduğunu vurguladı. Açıklamada, belirlenecek ücretin yalnızca teknik hesaplamalara değil, adalet, hakkaniyet ve vicdan ölçülerine dayanması gerektiği ifade edildi.
Parti açıklamasında, yüksek enflasyonun çalışanlar üzerindeki baskısına dikkat çekilerek, “Asgari ücret meselesi sadece teknik bir hesaplama değil; bir adalet, hakkaniyet ve vicdan imtihanıdır. Enflasyonun yakıcı etkisi altında kalan bir ücret belirlemek, milyonlarca emekçiye taşıyamayacakları bir yük yüklemek anlamına gelir” denildi.
“Açlık Sınırının Altındaki Rakamlar Halkın Gerçeklerinden Kopuktur”
Açıklamada paylaşılan güncel verilerde, dört kişilik bir ailenin yalnızca mutfak giderinin 29 bin 828 TL’ye, insanca yaşam maliyetinin ise 97 bin 159 TL’ye ulaştığı belirtildi. Bekâr bir çalışanın hayatını sürdürebilmesi için gereken tutarın 38 bin 752 TL olduğu vurgulanarak, açlık sınırının altındaki ücretlerin toplumsal gerçeklikle bağdaşmadığı ifade edildi.
Komisyona çağrı: Milyonların Umudu Bu Masada
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun sorumluluğuna dikkat çekilen açıklamada, komisyonun yalnızca işveren ve devlet dengesini değil, milyonlarca çalışanın beklentisini ve umudunu taşıdığı belirtildi. Belirlenecek ücretin, sermayenin kar hırsına kurban edilmemesi, çalışanların ve ailelerinin insanca geçimini sağlayacak düzeyde olması gerektiği vurgulandı.
HÜDA PAR açıklamasında, emekçilerin geçim sıkıntısı ile yokluk arasında bırakılmasının kabul edilemez olduğu ifade edilerek, yeni asgari ücretin toplumsal huzur ve refaha katkı sunması gerektiği kaydedildi.
DOĞRU HABER