1.) Cep telefonu ve tablet kullanarak... Bütün gün uzun uzun herkesi arayarak. Çalışırken, yemek yerken, hatta uyurken bile cep telefonuyla konuşarak ve tabletlerimizle bütünleşerek.

2.) Baz istasyonlarının yakınında yaşayarak... Tüm uyarılarımıza rağmen bırakın kaldırmayı 3G - 4G teknolojisi adı altında balkonumuza kadar gelen telefon istasyonları ile.

3.) Kendinize bilgisayarlı, GPS sistemli ve kablosuz internetli bir hayat kurarak... Çağımız iletişim çağı diyerek, her tarafından radyasyon fışkıran wi-fi cihazları bile bile tercih ederek.

4.) Boya ve kimyasal tatlandırıcılarla hazırlanmış yoğurtlar ve gıdalar yiyerek... Marketlerden içeriğine bakmadan aldığımız hemen her üründe bol miktarda kimyasal katkı bulunan tüm gıdaları kontrolsüz tüketerek.

5.) Tüm yasaklamalara karşın sigara içerek ve sigara içilen ortamlarda bulunarak... Artık bütün dünya söylüyor ki akciğer, meme, prostat kanserlerinin en büyük sebebi sigaradır. Sigaranın içindeki 4500 çeşit kimyasaldır.

6.) Tarım ilacı adlı böcek öldürücü zehirlerle dolu meyve sebze ve kuruyemişleri yiyerek... Kurtlanmasın, çürümesin, raf ömrü uzun olsun diye kontrolsüzce kullanılan kimyasal zehirleri afiyetle yiyerek.

7.) Spor yapmak, hareket etmek yerine bütün gün televizyonun karşısında ketçaplı, mayonezli cipsler yiyerek... Bilimsel tüm yayınlarla kanıtlanmıştır ki spor yapmak kanseri önlemektedir. Ama siz hala yerinizden kımıldamayabilirsiniz.

8.) Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketmek yerine bol tarım ilaçlı, hormonlu ve kimyasal koruyucu ile kaplanmış sera ürünlerini tercih ederek...

9.) Cam şişe ve cam kaplar yerine sıcaktan ve asitten eriyebilen, plastik şişe, bardak ve kaşıkları kullanarak...​ Yazın sıcağında ısısı 70 derecelere çıkan asitli içecekleri, sulan plastik pet şişelerde çayınızı, kahvenizi plastik bardaklarda içebilir, plastik poşetlerinizin içinde sebzelerinizi, tüm gıdalarınızı saklayarak.

10.) Zeytinyağı yerine margarin, taze sıkılmış portakal yerine gazlı içecekleri, annenizin yemekleri yerine hızlı kızarmış patates, çıtır tavuk ve hamburgerleri tercih ederek...

KANSER DE KARANLIKTAN KORKUYOR! Araştırmada dikkat çeken bir diger tespit ise, kanserin oluşmasina enget olan Melatonin hormonu ile ilgili oldu. LOSEV yetkilileri yayınladıkları dergide, "Geceleri ve karanlıkta uzun uyku sırasinda salgılanan Melatonin isimli hormon, kanseri önleyicidir ve hücresel hasar onarımında önemli rol oynar. Aynca sistemimizi destekteyici etkisi özellikle cocuklar üzerinde etkilidir. Aydınlık ortamda ve lamba ışığında uyuyan kişilerde Melatonin salınımı azalmaktadır. Bu sebeple gece karanlık ortamda uyunmalıdır" ifadelerini kullandı.

''Gelin sizde sadece 10 maddeden uzak durarak kansersiz yaşama adım atın''