Türkiye Gazetesi'nde yer alan habere göre, tarımda girdi maliyetlerinin yükselmesi sahte zirai ilaç kullanımını artırdı. Merdiven altında üretilen ve dünyaca ünlü markaların poşet, paket ve etiketleriyle satılan bu ilaçlar; insan sağlığını direkt olarak tehdit ederken, tarımsal üretime de büyük zarar veriyor.

İhraç ürünleri gümrüklerden dönüyor, ayrıca arı ölümlerini de tetikliyor. Sahte ilaçların tamamında ölüm riski taşıyan kimyasallar bulunuyor. Bazı ürünlerde eser miktarda fare zehri olduğu da ifade ediliyor.

Tarım bakanlığının konuyla ilgili baskınları tüm hızıyla sürüyor. Son 1 yılda Ankara, Antalya ve Adana’da yapılan baskınlarda 30 tonun üzerinde sahte ilaç imha edildi. Ülkemizde yıllık tarım ilacı kullanım oranının 70 bin ton civarında olduğu biliniyor, bunun yanında 50 bin ton da sahte ilaç kullanımı olduğu tahmin ediliyor. Öte yandan sahte tarım ilacı pazarı büyüklüğünün 100 milyonlarca lira olduğu belirtiliyor.

Merdiven altı tarım ilacı üretiminin son 3 yılda popüler hâle geldiğini söyleyen Ziraat Mühendisi Hakan Yılmaz “İlaçlama fiyatları döviz kaynaklı yükselince, bazı çiftçiler ilaçlarını çeşitli kimyasallar kullanarak kendileri üretiyor. Önceden kamyon arkasında pazarlanan sahte ilaçlar, üretim tesislerinde kurumsallaşmaya başladı. Sektör hâline geldi… Firmalar bile bu işlere girdi. Dünyada ünlü markaların poşet, bidon ve etiketleri birebir kopyalandı ve internetten satışa sunuldu. Bakanlık baskınlara devam ediyor” dedi. Sahte ziraat ilaçlarının tarım sektörüne büyük zarar verdiğini söyleyen Yılmaz “Bunlar denetimsiz şekilde üretildiği için içlerinde ölümcül kimyasallar bulunabiliyor. Kullanılan alandaki ürünleri çürütebiliyor. Ya da hiç fayda etmiyor. Yoğun kimyasal kullanılan ürünlerin ihracatı da yapılamıyor. Çünkü testlerde ortaya çıkıyor. Binlerce ton ürün tekrar ülkemize iade ediliyor” diye konuştu.

Önceden kamyon arkasında pazarlanan sahte ilaçlar, üretim tesislerinde kurumsallaşmaya başladı. Sektör hâline geldi… Firmalar bile bu işlere girdi.

Dünyada ünlü markaların poşet, bidon ve etiketleri birebir kopyalandı ve internetten satışa sunuldu. Bakanlık baskınlara devam ediyor” dedi. Sahte ziraat ilaçlarının tarım sektörüne büyük zarar verdiğini söyleyen Yılmaz “Bunlar denetimsiz şekilde üretildiği için içlerinde ölümcül kimyasallar bulunabiliyor. Kullanılan alandaki ürünleri çürütebiliyor. Ya da hiç fayda etmiyor. Yoğun kimyasal kullanılan ürünlerin ihracatı da yapılamıyor. Çünkü testlerde ortaya çıkıyor. Binlerce ton ürün tekrar ülkemize iade ediliyor” diye konuştu.

Son yıllardaki arı ölümlerinin başlıca sebeplerinden birinin sahte tarım ilacı kullanımı olduğunu söyleyen Yılmaz “Milyonlarca arı telef oldu. Kovanlarda arı bulmak zorlaşıyor. Çünkü serbest alanda dolaşan arılar bu ilaçların kullanıldığı meyve, sebze ve çiçeklerden besleniyor. Arı ölümü demek tarımın yok olması demek. Bal rekoltemiz geçen yıla göre yüzde 50 düştü” ifadelerini kullandı.

Gıda Mühendisi Irmak Özden de “Hastalanmaya topraktan başlıyoruz. İlaçlamada kullanılan kimyasallar ciddi risk taşıyor. Bu tür ilaç kalıntılarının bir anda hastalığa dönüşmesi pek olası değil, ancak zamanla vücudumuzdaki kanserli hücreleri besliyor. Ayrıca zehirlenmelere de sebep olabiliyor. Bu nedenle ürünleri birden fazla kez yıkamak ve sirkeli suda bekletmek önemli” değerlendirmesini yaptı.

Ziraat mühendisleri sahte tarım ilacının anlaşılma yöntemlerini şöyle sıralıyor: Sahte tarım ilacının fiyatı emsallerine göre daha ucuzdur. Zaten satıcı üreticiyi buradan yakalıyor. Örneğin 10 litrelik bir ilacı 10 bin lira yerine 5 bin liraya veriyorsa bundan şüphelenmek lazım. Ayrıca paketleme ve yazı fontları da ürünü ele verebilir. Sahte kutulama ve etiketler gözle anlaşılabilir. Ayrıca sürekli kullanılan ilaçlar ile kıyaslama yapılırsa rengi ve kokusunda da farklılıklar gözlenir.

Kullanımdan belli bir süre sonra tarım ürünlerinde bozulmalar görülüyorsa bu da ilacın sahte olduğu anlamına gelir. Öte yandan fatura ve fiş kesilmemesi de bir sebep.