"Mevlevihanelerde birçok öğretinin öğretildiği bölümler vardı. En önemlisi de mutfağıydı. Mutfak edep yeridir ve nefsin terbiye edildiği yerdir. Mevlevilikte de az yemek nefis terbiyesidir; özellikle Mevlevi tatlısı da bu öğretiyi içinde barındıran bir tatlıdır. Çünkü içinde kıymetli ürünlerin bulunması vücuda dinginlik ve zindelik verir. Bağışıklık sistemini güçlendiren bir üründür. Yıllardır doğal ve sağlıklı ürün üretmek için mücadele ettik ve başardık. Üretim zorlu bir yolculuk. Özellikle de kadın girişimciyseniz işler iki üç kat daha da zorlaşıyor. Evde, üretimde, pazarlamada sorumluluğunuz vardır. Bir şekilde aştık önümüzdeki engelleri. Önünüze gelen engelleri aşabiliyorsanız kişi kendi olur ve başarı arkasından gelir. Ürünlerimiz yurt içinde daha çok doğal ve organik ürün satan noktalarda bulunmakta ve kendi sitemizden de satışlarımızı gerçekleştirmekteyiz. Yurt içinden aldığımız güç, cesaret ve beğenilerle katıldığımız yurt dışı fuarlarında müşteri talepleri ile karşılaştık. En büyük güç, aldığımız kaynak ise kendi projelerimizi kendimizin yazıp, kendimizin yönetiyor olmamız. Bu işe bir fikrin peşinden giderek, 80 metrekare bir yerde başladık. Bir gıdanın yurt dışına ihracatı için dünyanın kabul ettiği standartlar var. Bu nedenle standarda uygun bir tesisin olması gerekiyordu. Bu tesisi yapacak ilk etapta paramız yoktu. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) ve Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) ile yaptığımız projelerle bugün sahip olduğumuz fabrikamızı kurduk. İki yıldır yurt dışına ihracat yapmaktayız. Katar, İsviçre, Almanya, Kazakistan ve Azerbaycana ürün göndermekteyiz. Felsefi olarak çalışmayı seven ve engel tanımayan bir yapımız olduğu için pandemi döneminde de üç vardiyalı çalışarak Amerikadan gelen talebi gerçekleştik ve 3 ay önce de sevkiyatlarımızı yaptık. Akla, ’yurtdışında Mevlevi tatlısını nereden bilip severler?’ diye bir soru gelebilir. Kendileri yağsız, unsuz, şekersiz ve glütensiz beslendikleri için ürünü önemsiyorlar ve değer buluyor. Almanya’ya gönderdiğimiz Mevlevi tatlısını Türklerin daha çok seveceğini düşünürken, asıl müşterilerimiz yabancılar oldu. Amerika’ya gönderdik ve yaklaşık 15 gün içinde ürünlerin bittiğini öğrendik."