Taraf, 9 Temmuz 2012 “İlk altı ayda 178 ‘şehit’ verildi” İşte FETÖ’nün “Müslümanlık” ve “Vatanseverlik” anlayışını gözler önüne seren bir sayfa... FETÖ’nün kripto yayın organı Taraf, devletin güvenlik görevlileri ile PKK'lı teröristleri aynı tutan ve ikisine de şehit diyerek, şehitliği sulandırmaya çalışan PKK yanlısı İHD'nin açıklamasını yayınlıyor.. Resmen PKK’nın eli kanlı katillerine “Şehit” diyor... FETÖ'nün gazetesinde ikinci haber ise, "Esed yumruk gösterdi" şeklinde. Ne imiş; Esed, Akdeniz'de tatbikat yaparak yumruk gösteriyormuş. Haydi bugün de bir tatbikat düzenlesin de görelim..

Bugün, 9 Temmuz 2012 “Kılıçdaroğlu’ndan ağır benzetme” Kılıçdaroğlu, Dışişleri Bakanı olduğu dönem Ahmet Davutoğlu'na bakın hangi benzetmeyi yapmış: “Küçük Enver”.. Aynı Kılıçdaroğlu, bugün Tayyip Erdoğan'ı devirme yolunda, % 0.5'lik bir katkısı olacak diye, Ahmet Davutoğlu hakkında şu yağcılığı yapıyor: “Ben Sayın Davutoğlu’nun ülkeye iyi hizmetler yaptığını biliyorum, görüyorum!” Kılıçdaroğlu’nun bu çarkı ilk değil, alıştık da, acaba Davutoğlu ne yapacak? “Küçük Enver” lafından sonra, ağzındaki peyniri kapmak için yapılan güzellemeye aldanacak mı, göreceğiz..

Taraf, 9 Temmuz 2013 “İhvan ayaklanmaya çağırdı” Yine FETÖ’nün Taraf’ı, yine ihanet dolu başlıklar... Türkiye'de meşru hükümeti yıkmayı amaçlayan Gezi’cilerin yaptığı “direniş”, Mısır'da meşru hükümetin darbeyle devrilmesine direnmek “ayaklanma” oluyor... Nasıl bir ahlaksızlık bu? "Zehir tarlalarına büyük operasyon" başlığı da, FETÖ'nün gazetesinin iki gün önce attığı başlıkla tam tersi. Orda 'Karakol seyrediyor' deniliyordu. Burada ise, "büyük operasyon" deniliyor. Ama daha önemlisi, bu haberlerin üzerinden 7 yıl geçtikten sonra bugün, bir tek kişi diyebilir mi ki, Türkiye uyuşturucu ile yeterince mücadele edemiyor. Diyemez. FETÖ'nün uşakları da, bu gerçeğin altında ezilir..

Bugün, 9 Temmuz 2013 "Kurdaki 1 kuruş artışın borç yükü 3,5 milyar lira" Hainlerin çıkarttığı Bugün gazetesinde, gezi isyanının faturası açıklanırken, aslında sopa gösterilmek isteniyordu. Aynı sayfadaki "Geziye açık eyleme kapalı" haberi ile yapılmak istenilen, "Taleplerimizi kabul edin, yoksa eylemleri sürdürürüz, faturası da milyarlarca lira olur" idi. Sanki o fatura, gezicilerin de olduğu tüm millete çıkmıyormuş gibi.. Sanki Erdoğan gitse, aynı faturayı çıkartıp, kasalarına hazinenin paralarını aktarmayacaklarmış gibi..

Zaman, 9 Temmuz 2014 “Bu talimat, adı konmamış OHAL ilanıdır” Cumhurbaşkanlığı seçimine bir ay kala, FETÖ'cü hainlerin çıkarttığı Zaman gazetesinde ilginç isimler, FETÖ'cü örgütlere yönelik soruşturmayı eleştirmişler.. DSP'li Hikmet Sami Türk, Kayseri Baro Başkanı Fevzi Konaç, Mazlum Der'i PKK'ya teslim eden A. Faruk Ünsal ve o günlerde ekran ekran dolaştırılan Av. Orhan Cengiz. Keşke o zaman adı konsa, OHAL ilan edilseydi, hatta bunların iddia ettiği gibi kumpasla da olsa içeri tıkılsaydılar, elleri kolları bağlansaydı da, 15 Temmuz'u yapmaya cesaret edemeseydiler.. 251 şehit vermeseydik... Kimler, FETÖ'cülerle kolkola girmişler, bu haber bir ibret vesikası.. Şimdi sokaklara dökülen baro başkanları için de ibretlik bir belge.. Nasıl da, siyasi iktidara karşı çıkıp, FETÖ'cülerden yana olmuşlar..

Bugün, 9 Temmuz 2014 “Yalan söylüyorlar” “Dil öğrenmeye gittim, döneceğim” diyen Akın İpek, hakkındaki iddialar için gazetesi Bugün'ün manşetinden böyle söylüyordu... Evet, "Allah’ın da bir planı var" hatırlatmasında haklı idi, o plan tıkır tıkır işledi, kimin Resulullah’ın bahsettiği “Bakır tırnaklı kavim”e daha yakın durduğu ortaya çıktı... O günden bugüne, Türkiye'ye dönmedi.. Kimin yalan söylediği ortaya çıktı..

Zaman, 9 Temmuz 2015 “Dinleme iftiraları bir bir çöküyor” FETÖ'nün gazetesi Zaman, 17-25 Aralık darbesinden 1.5 yıl sonra bile, "hizmet hareketi" olduklarını iddia edip, dinlemeleri yapmadıklarını, Alman dergisinin "ABD dinleme yapmış olabilir" diye yazdığını aktararak kendilerini temize çıkartmaya çalışıyorlar... Be ahlaksızlar, siz zaten CIA’in adamı değil misiniz, siz dinleyince ABD, ABD dinleyince siz dinlemiş olmuyor musunuz? Kaldı ki, şimdi adamlarınızın hemen tamamı, ABD'de değil mi? Türkiye'ye böyle bir hainlik yapan ABD'de niye korunup kollanırsınız, hiç düşünmüyor musunuz?

Sözcü, 9 Temmuz 2015 "Tayyipzede Teyze!" "Şenel teyze 60 yaşında" imiş.. Tansiyon hastası imiş.. Bacağında ve belinde platin varmış.. Hiç gitmediği Samsun'da Tayyip'e hakaret iddiasıyla ifadeye çağrılmış.. Yani demek istiyorlar ki, bu ülkede diktatörlük var, insanlara eziyet ediliyor. Peki gerçek ne? Şenel teyzenin kızı o gün açıklama yapmış, adı: Av. Pınar Çelik Arpacı.. "Büyük ihtimalle isim benzerliği" demiş.. Ama merak ettim, baktım, tesadüf bu ya, hanımefendi ölümüne bir Tayyip Erdoğan karşıtı. Amansız bir AK Parti karşıtı.. 31 Mart 2014 mahalli seçimlerinden AK Parti başarılı çıktığında, Erdoğan'ın yaptığı balkon konuşmasında, balkonun çökmesi ümidinde bulunduğunu yazacak kadar bir karşıt.. Sakın yine, Şenel teyzenin telefonunu kullanan ve Samsun'a giden, sonra da "Aaaa. Şenel teyze hayatında hiç Samsun'a gitmedi, ordan Erdoğan'a nasıl hakaret etsin. bu bambaşka birisidir" diye savunma yapan aile içinden birilerinin uyanıklığı ile karşı karşıya mıyız?!..

Cumhuriyet, 9 Temmuz 2015 “Bizimki gazetecilik sizinki ihanet” Erdoğan'a atmadıkları iftira kalmadı, Can Dündar bugün kaçtığı Almanya’da, kimden aldığı belli olmayan aylık 80 bin dolarla geçiniyor, Cumhuriyet’i yöneten vakıf bile “Gazeteyi o dönem bir çete ele geçirdi, durduramadık” diyor... Anlayacağınız Cumhuriyet'te yayınlanan her şeyin yalan olduğu ortaya çıktı ama Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bugün bile bu ahine destek tavrını sürdürmekten utanmıyor... Cumhuriyetçilere bir hatırlatma daha, 2015'de henüz, yargıdaki FETÖ'cüler tüm netliği ile ortaya çıkmamıştı.. O gün, FETÖ'cü savcıyı konuşturup, "Reyhanlı saldırısı önceden biliniyordu" iftirasını attılar.. Şimdi ortaya çıktı ki, bu savcı yalnız değilmiş, 4 binden fazla yargıya sızmış FETÖ'cü varmış ve böylesine adice iftira atmaktaki cesaretleri de bu çokluktan kaynaklanıyormuş..

Özgür Düşünce, 9 Temmuz 2016 “15 yıl sonra gözaltında ilk kayıp” İşte size PKK-FETKÖ işbirliğinin belgesi.. "AK parti iktidarında güneydoğuda insanlar kaybolmuyordu.. Artık kaybolmaya başladı" diyenlerin bombaları, ellerinde patladı. “Kayıp” dedikleri Hurşit Külter, haftalar sonra yurtdışında terör kampında çıktı... Teröristle bile işbirliği yapmaktan utanmayan adamlar, hâlâ “Bizim gazetecilikten başka suçumuz yok” diyor...