Bıkkınlık ve yılgınlıktan kurtulmak…
Hepimiz insanız: Yurtdışından ve yurtiçinden kaynaklanan bunaltıcı gelişmeler yüreklerimizi yoruyor. Bazen kızıyoruz, bazen kırılıyoruz, bazen inciniyoruz…
Yüreklerimiz yara-bere içinde kalıyor! Ama elimizden de bir şey de gelmiyor. Kırılan umutlarımızla çaresizlik içinde yaşıyoruz.
Zaman zaman böyle olur: Sanki sizi bunaltmak, ezmek, yıldırmak, yıkmak için tüm dünya birleşip ruhunuzu param parça etmeye gelir: Yalnızlaşırsınız. Koskoca evrende tek başınıza kaldığınızı sanırsınız. Sizi dinleyen, anlayan kimse kalmamıştır sanki. Sanki yüreğiniz kör bir kuyuya düşüp yitmiştir. Öylesine bitmiş, tükenmiş, incinmiş, yıkılmış hissedersiniz kendinizi...
Umutlarınızdan kırıntı dahi kalmamış, enerjiniz tükenmiştir. O kadar ki, içinizden çırpınmak bile gelmez. Kurtulmak istemezsiniz.
Sadece iki yol kalır karşınızda: Ya şartlara teslim olup çürüyeceksiniz ya da direnip o yıkılış anını dirilişe çevireceksiniz: Zaten asıl diriliş anı, yıkılış anıdır!
Yıkıldığı yerde dirilmesini bilmeyenler (fert, millet ya da devlet) yüzüstü sürünmeye mahkûmdurlar.
Su üzerinde yürüyebilen ayaklı yaratıklardan su kertenkelesini hatırlamanın şimdi tam sırasıdır.
Su üzerinde yürüyebilmesi için saniyede yirmi adım adım atması gerekir ki, bu hiç de kolay bir şey değildir…
Bunun için su kertenkelesi büyük bir çaba sarf eder, saniyede yirmi adım atar ve su üzerinde yürür.
Bu ne demektir biliyor musunuz? Saniyede yirmi adım atacak kadar kendini geliştiren her canlı (insan dâhil) su üzerinde yürüyebilir demektir. Geriye çabalamak kalıyor.
Bunu bana anlatan mütefekkirin sözlerini şöyle bağladığını hatırlıyorum:
“Karanlık kuyulara düşsek bile, umutsuzluğa düşmeyeceğiz!”
Hz. Yusuf misali…
Hayata zaman zaman Hz. Yusuf, Hz. Yunus, Hz. İbrahim, Hz. Hacer, Hz. Musa, Hz. İsa ve nihayet Hz. Alişan Efendimiz’in (s.a.v) penceresinden bakın...
Bizimkinden çok daha zor şartlara bile teslim olmamışlardı.
Hz. İbrahim Nemrud’u, Hz. Yusuf yalnızlığı (onu çekemeyen kardeşleri tarafından kuyuya atılmıştı) ve karanlığı, (yedi yılı Mısır zindanlarında geçti), Hz. Yunus imkânsızlığı (balık tarafından yutulmuşluğunu hatırlayalım), Hz. Musa Firavun’u, Hz. İsa Roma despotlarını, Hz. Hâcer imkânsızlığı, Hz. Alişan Efendimiz ise Ebu Cehil’i ve elindeki dünyevî tüm imkânları yendiler.
Hayata onlar gibi bakın...
Olumsuz şartları abartacağınıza imanınızı ve imkânınızı abartıp, olumsuzlukları aşmaya çalışın...
Şartlara teslim olacağınıza, direnmeyi deneyin.
Direnme gücünüz kanınız değil, imanınızdır.