Yeni Cami ve Yahya Sinvar afişi..
Yeni Cami ve Yahya Sinvar afişi..
MURAT ALAN
Hiç unutmuyorum, 28 Şubat dönemiydi..
10-15 öğrenci Sirkeci Postanesinin önünde bir araya geldik.
Başörtüsü yasağına tepki göstermek için Ecevit Hükümeti ve YÖK’e telgraf gönderdik.
Oradan da Eminönü’ndeki Yeni Cami’ye gittik.
PTT’de ufak bir gerginlik çıkınca 3-4 polis peşimize takıldı..
Daha önceki eylemlerde yaka paça gözaltına alınmış başörtülü bir ablamızın görüntüsünün bulunduğu afişi Yeni Cami şadırvanının üst bölümündeki balkona asmak istedik.
O 3-4 polis bir anda 30-40 oldu..
Kıyamet koptu adeta..
Herkes bizi bekliyormuş, “gerici yobazlar” gelmiş Eminönü’ne!..
Sonuç?!
Dayağımızı yiyip eve döndük..
Ama afişimizi de kaptırmadık, çünkü para yok bir daha aynı afişi yaptırmak büyük mesele..
O dönem karanlık bir dönemde Türkiye için, Siyonistlerle işbirliği yapan dönemin kudretlileri bu ülkenin öz evlatlarına, 14-15 yaşındaki çocuklara kan kusturuyordu.
Şimdi utanmadan birileri çıkıp, “28 Şubat döneminde böyle baskı ortamı yoktu” diyor..
Nefreti iradesinden hızlı koşan, gözünü intikam ve hırs bürümüş malum arkadaşlar, ortaçağ karanlığının 90’lı yıllardaki yansıması 28 Şubat zihniyetini, adeta temize çıkarmaya çalışıyor.
Dün aynı yere bir başka afiş asıldı..
Müthiş bir kare..
Tam bizim dayak yediğimiz yerde..
Miladi takvimin ilk gününde İstanbul’un kalbinde anlamlı bir yürüyüşe tanıklık ettik.
400’e yakın sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenen “Dün Ayasofya, Bugün Emevi, Yarın Aksa” yürüyüşü, Türkiye’nin Filistin davasına olan sarsılmaz desteğini bir kez daha dünyaya gösterdi. Eminönü Yeni Cami’ye asılan o görkemli afiş, bu yürüyüşün sadece bir destek gösterisi değil, aynı zamanda bir direniş manifestosu olduğunu ortaya koydu.
Afişte, İsrail tarafından şehit edilen Yahya Sinvar var..
Öyle sıradan bir görsel değil!..
Yahya Sinvar elini beline atmış, zalimi alnının ortasından vurmak için silahını çekiyor.
Bu afişle sadece Sinvar anılmıyor..
Aynı zamanda Siyonizm’e karşı dik duran, Filistin’in özgürlüğü için mücadele eden bir milletin iradesini yansıtıyor.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın cesaretiyle şekillenen bu irade, bugün sadece Filistin’in değil, dünyanın her yerindeki mazlumların sesi olmuş durumda.
“Gemiler İsrail’e gidiyor” nakaratını dillerine dolayan öfkeli arkadaşlarımızı, bu fotoğraf karesi bile uyandıramıyor mu?!
14 yaşındaki çocukların dövülüp afişlerinin söküldüğü cami duvarında, şimdi Yahya Sinvar’ın Siyonizm’e silah çektiği kare yer alıyor.
Bu irade kimin iradesi sizce?
İsrail’le 3-5 kuruş ticaret yapmak isteyen irade, o afişi astırır mı duvara?
Kendinize gelmek için Kızıldeniz’in yarılmasını, ayın ikiye bölünmesini, Kisra’nın sarayındaki 14 burcun çatırdayarak çökmesini mi bekliyorsunuz?
Bir mucizeyle değil… Korkarım bir musibetle gözlerinizdeki perde kalkacak.
Hamas’a “terörist” diyen zihniyetin önünü açıp iktidara taşımaktan daha büyük bir felaket de görmüyorum.
Demem o ki, Eminönü Yeni Cami’ye asılan Yahya Sinvar afişi, sadece bir görsel değil; Türkiye’nin, mazlum coğrafyaların umudu olduğunun göstergesidir.
Bu afişin İstanbul’un kalbinde dalgalanması, “Dün Ayasofya, Bugün Emevi, Yarın Aksa” mesajıyla birleşerek bir milletin sarsılmaz kararlılığını ortaya koyuyor. Bu mesaj, sadece İsrail’e değil, aynı zamanda Filistin davasına sırt çevirenlere ve bu davayı itibarsızlaştırmaya çalışanlara da güçlü bir cevap niteliğindedir.
Bu dava, Erdoğan’ın liderliğinde sadece hükümetin de değil, 85 milyonun ortak mücadelesidir.
Çünkü Filistin özgürlüğe kavuşmadan İslam dünyasının huzura kavuşması mümkün değildir. Bizler, bu milletin bir ferdi olarak, sadece Filistin halkının yanında değiliz; aynı zamanda zulme boyun eğmeyen herkesin yanındayız.
Ayasofya’nın zincirlerinin kırıldığı o tarihi gün, bir milletin yıllardır içinde taşıdığı özlemin gerçekleşmesiydi.
Bugün ise aynı kararlılıkla, Emevi Camii’nin özgürlüğü ve Kudüs’ün kalbi olan Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için mücadele ediliyor.
Ayasofya’dan başlayan özgürlük yürüyüşü, elbet bir gün Mescid-i Aksa’nın kapılarını da özgürlüğe açacaktır. Çünkü bu millet, sadece kendi tarihinin değil, tüm mazlumların geleceğinin sorumluluğunu omuzlarında taşımaktadır.
Selametle..