“Allah, vazgeçtiğini imtihan etmekten de vazgeçer”

“Allah, vazgeçtiğini imtihan etmekten de vazgeçer”

MURAT ALAN

Bayramda Bulgaristan’daydık.. 

STK’larımızın organizasyonuyla Romanya ve Bulgaristan Türkleriyle buluştuk.

Görüşmenin muhteviyatı başka bir yazının konusu olsun..

Bulgaristan’da yaşayan Osmanlı torunu 83 yaşındaki Şevki amcadan bir söz işittim..

Müthiş..

Hal hatır sordum, nasılsınız dedim..

Şevki amca Trakya şivesiyle, “ne olsun be ya, şükrediyoruz bunca sıkıntıya ve çileye rağmen. Türkiye’mizden ayrı düşmek Allah’ın imtihanı bize. İmtihanımız 150 senedir bitmiyor. Hamdolsun ki Allah bizi imtihan ediyor, ya vazgeçseydi?” dedi..  

Çok düşündürücü bir söz değil mi?

Allah, vazgeçtiğini imtihan etmekten de vazgeçer mi?

Bu söz insanın sabrıyla, ilahi takdir arasındaki derin bağı gözler önüne seriyor. 

Buradaki incelik şu: “İmtihan, bir lütuftur.”

Çünkü Allah, kulunun kendisine yönelmesini, dua etmesini, iradesini güçlendirmesini ister. Peki ya insan, mücadeleden vazgeçerse? 

İşte o zaman, ilahi rahmetin tecellisi de değişir mi?

 Kur’an’ın ifadesiyle:  “Onları kendi hallerine bırak; yesinler, eğlensinler ve boş emel onları oyalaya dursun. İleride bilecekler!” (Hicr, 3)  

Bu ayet, “terk edilmişliğin” aslında ne kadar acı bir ceza olduğunu hatırlatıyor. 

Çünkü Allah’ın bir kulunu imtihan etmekten vazgeçmesi, onun artık ıslah olma şansını kaybettiği anlamına gelebilir. 

Şevki amca “150 senedir imtihandayız” diyor..

4 nesildir Osmanlı ve onun devamındaki Türkiye’den vazgeçmediğini vurguluyor.

Etrafı kilise çanıyla çevrilmişken, ezan sesine yasak konulmuşken imtihanın bilincinde olmuş..

Allah’ın ipine tutunmaktan vazgeçmemiş.. 

Batıdaki sancağımızda durum bu..

Doğudaki sancağımız?!

Filistinlilerin imtihanına ne demeli?

Bugün katil İsrail’in Gazze’de yaptığı zulüm, bu ilahi sırrın çarpıcı bir tezahürü değil mi? Siyonistler, askeri güçleriyle, Batı’nın desteğiyle adeta “dünyayı yenmiş” görünüyor. 

Peki bu, onların haklı olduğu anlamına mı geliyor? 

Asla! 

Aksine, bu durum, Kur’an’da anlatılan “istidrac” (nimet görünümüne bürünmüş ilahi ceza) kavramına işaret ediyor:  

“Ayetlerimizi yalanlayanları, farkına varmadıkları bir noktadan yavaş yavaş helâke yaklaştıracağız.” (A’raf, 182)  

İsrail’in bugünkü gücü, onu zafere değil, ıstırap dolu bir sona sürüklüyor.  

Tarih, zalimlerin en güçlü göründükleri anda nasıl çöktüklerine dair sayısız örnekle dolu.  

Peki bizim imtihanımız ne?

Kur’an’ın emri açık: “Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa ateş size de dokunur.” (Hud, 113)  

Peki biz neredeyiz?  

Dualarımızda mı?

Yoksa “Biz ne yapabiliriz ki?” diyerek teslim mi oluyoruz?  

Ekonomik boykot gibi küçük ama etkili adımlar atıyor muyuz?

Yoksa İsrail ürünlerini tüketmeye devam mı ediyoruz?  

Sosyal medyada mazlumun sesini yükseltiyor muyuz?

Yoksa “siyaset konuşmayalım” diyerek suskunluğa mı sığınıyoruz?  

Unutmayalım: “Tarih, sessiz kalanlardan ziyade vicdanı olanların hikayesini yazacak.”

“Türkiye ne yapıyor ki” diyenleri görüyoruz.

Diplomaside en sert çıkışları yapıyor.. BM’de İsrail’i “savaş suçlusu” ilan ediyor.. Gazze’ye insani yardım gönderiyor.. İsrail ile ticareti sıfırlıyor..

Ancak bunların sınırlar var..  

Türkiye’nin NATO üyeliği ve Batı ile ekonomik bağı ve doğrudan askeri müdahalenin getireceği büyük riskler. 

“Türkiye ne yapıyor ki” diyenler bu bedeli ödemeye hazır mı?

Hamas’a “terörist” diyenlerle ittifak yapıp, İsrail’i haydut devlet ilan eden Erdoğan’ı devirmeye çalışanların, “Türkiye ne yapıyor ki” demeye hakkı var mı?

Siyonistin doları artmasın, borsa düşmesin, ekonomi sarsılmasın ama en sert tepki de konulsun..

Nasıl olacak o iş? 

Peki daha fazlası mümkün mü?  Ekonomik bağımsızlık şart! Batı’ya bağımlılık azalmadan köklü adımlar zor. İslam dünyasının birliği sağlanmalı. Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkelerin pasifliği kırılmalı. Batı’nın ikiyüzlülüğü dünyaya gösterilmeli. 

Bunun adımları da önce içeride atılmalı.. Rahmetli Erbakan’ın izinden gittiğini söyleyen arkadaşlar, “emekli maaşına zam yapmadın” diyerek CHP ile iş tutmaktan vazgeçmeli..

İBB soruşturmaları devam ettikçe göreceksiniz o reklam panolarının seçim döneminde nasıl ve hangi şartlarda bu arkadaşlara tahsis edildiğini..

Ne alakası var denilmesin, alakası çok!

Siyonizmi öyle taa Tel Aviv’de aramayın, Saraçhane’de geziyormuş meğerse.. 

Neyse bu da başka bir yazının konusu olsun..

Son Söz…

İmtihan devam ettikçe umut var demektir. Allah, bizi imtihan etmekten vazgeçmesin. 

Çünkü imtihan, rahmetin ta kendisidir. Filistin direniyor, Batı Trakya Türkleri de öyle..

Biz de elimizden geleni yapmalıyız. Küçük adımlar büyük değişimlerin başlangıcıdır.  

Selametle…