Çamerya soykırımı…
“Bayram günü böyle bir yazı mı olur?” diyenler olabilir. Olsun. Şunu hatırlatalım: Bayramı bayram yapan, herkesin mutlu ve sağlıklı olması değildir. Bayramlar, neşeli ve sorunsuz olduğumuz günler de değildir. Eğer öyle olsaydı; bu günlerde, mezarlıkları, yaşlıları ve hastaları ziyarete gitmezdik.
Bayramlar, hüzünlüyken bile mutlu olmaya çalıştığımız günlerdir. Bayramlar, hasta olsa da isyan etmeyen, fakir olsa da hırsızlık yapmayan ve haksızlığa uğrasa da haksızlık etmeyenlerindir. Bayramlar, komşu, dost ve akrabalarının hatırını soran, onların dertlerine ortak olanlarındır.
O halde, herkesin bayramını kutlayıp, artık yazımızın konusuna gelelim.
Yunanlılar, Anadolu ve Balkan coğrafyalarında, sayısız düşmanca harekete ve cinayete imza attılar. Müslüman Türk milletine ne gibi fenalıklar yaptığını herkes biliyor. Fakat Arnavutlara karşı yaptıkları pek bilinmez, konuşulmaz.
Birçok kişinin adını dahi duymadığı Çamerya bölgesinde, binlerce Arnavut kardeşimiz, sürgün, tecavüz, soykırım ve asimilasyona maruz bırakıldı.
Arnavutluk’un güneyi ve Yunanistan’ın kuzey batısını kapsayan Çamerya’daki hızlı nüfus değişimi bile, olan ve bitmeyen Yunan mezalimini izah için yeterlidir.
Çamerya nüfusu, 1908’deki Osmanlı sayımına göre, 73 bin kişiydi. Nüfusun yüzde 92’si Arnavut, geri kalanı Yunan, Ulah ve Çingene idi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları öncesinde bu oran yüzde 84 seviyesine geriledi.
Yunanistan, nüfus dengesini değiştirmek ve Arnavutları asimile etmek adına, birçok girişimde bulundu. Arnavutların yoğun olduğu bölgelere Yunan, Ulah ve Çingeneleri yerleştirdi. Arnavutça yasaklandı ve yerleşim yerlerinin adları Yunanca’ya çevrildi. Mülklere el konuldu, camiler kapatıldı. Keyfi tutuklama, sürgün ve sınır dışı etmeler gerçekleştirildi.
Baskılardan bunalan yaklaşık 85 bin Çameryalı Arnavut, 1923’teki Türk-Yunan Mübadelesi’nde, Anadolu’ya göç etti. Buna rağmen istediğini elde edemeyen Yunan polisi, 1941’de Çamerya Arnavutlarının lideri Davut Hoca’yı şehit etti.
İkinci Dünya Savaşı ve İtalyan işgali öncesinde, Arnavutlar da Yunan Ordusuna dâhil edildi. Fakat cepheye değil, amele taburlarına gönderildiler. İtalyan işgali esnasında, 14 yaşın üzerindeki erkekler, Midilli, Sakız ve Korint Toplama Kamplarına götürüldüler.
Yunanistan, Ortodoks Arnavutları da rahat bırakmadı. Onları da “Yunan kültürünün alt mensupları” olarak tanımlayıp, asimile etmeye çalıştı.
Yunan İç Savaşı’nda anti-komünist cepheyi oluşturan ve önce cumhuriyetçi, sonra kralcı çizgide yer alan Yunan Demokratik Milli Birliği-EDES ve başındaki General Napoleon Zervas, Arnavutlara yönelik soykırım uyguladı.
Çamerya Arnavutları, 27 Haziran 1944’ten itibaren, büyük bir soykırıma maruz bırakıldılar. Sadece Paramiti’de, bir günde 600’den fazla insan katledildi. Mart 1945’e kadar Filat’ta bin 286, Gümenice bölgesinde 192, Margelliç ve Parga’da ise 626 kişi katledildi.
Haziran 1944’ten Mart 1945’e kadar 68 köyde, 5 bin 800 ev ve cami yakılıp, yıkıldı. 214’ü kadın ve 96’sı çocuk olmak üzere, toplam 3 bin 242 sivil katledildi. 745 kadına tecavüz edildi, 76 kadın kaçırıldı ve üç yaşından küçük 32 bebek katledildi.
20-26 Ocak 1995’deki, Lahey’de Temsil Edilmeyen Milletler ve Halklar Örgütü 4. Genel Kurulu’nda; “Çamerya halkına; vatanlarına dönme müsaadesi verilmesi ve vatandaşlık haklarının iade edilmesi, mülklerini geri alma hakkı verilmesi, uluslararası anlaşmalardan doğan haklarının tanınması, Yunanistan’ın; Çamerya sorununu kabul etmesi, haklar ve çözümler için ciddi adımlar atması” yönünde kararlar alındı.
Yunanistan, üzerinden yıllar geçmesine rağmen, bu kararları ve Çamerya Soykırımı’nı kabule yanaşmıyor. Çamerya Arnavutlarının, yaklaşık 2,5 milyar dolar değerindeki mal varlığını da iade etmiyor. Yunan toplumundaki Arnavut düşmanlığı da, halen tazelediğini koruyor.
Bugün Yunanistan’da 400 bin Arnavut, zorlu şartlarda yaşam mücadelesi veriyor. Aslen Müslüman olan bu insanlar, baskı ve şantajla, Yunanca isimler almak ve kendilerini Ortodoks olarak tanıtmak mecburiyetinde bırakılıyorlar.
BM Uluslararası Araştırma Komisyonu raporlarına göre, mal varlıklarına el konulan 35 bin Arnavut vatanına dönemezken, 150 bin Çameryalı Arnavut Arnavutluk’ta yaşıyor.
ABD’de örgütlü Demokratik Çamerya Birliği, Yunanistan’da, 100 bin Çameryalı Arnavut bulunduğunu ifade ediyor. Tiran merkezli Çamerya Yurtsever-Siyasal Derneği de, Temmuz 1993 tarihli bildirisinde, 250-300 bin Arnavut’tan bahsediyor.
Arnavutluk Halk Meclisi, 30 Haziran 1994’de, 27 Haziran’ı “Çamerya Soykırımını Anma Günü” olarak kabul etti.
Arnavutluk’taki Çameryalılar, her 27 Haziran’da Yunanistan sınırına yürüyerek, bir gün ana vatanlarına dönüş umutlarını tazeliyorlar.
Çamerya Arnavutları, intikam değil, adalet; kan değil, vatandaşlık hakkı; ırkçılık değil, ana vatanlarında özgürce yaşamak istiyorlar.
Hal böyle olunca: Bize (Türkiye’ye) düşen Arnavut kardeşlerimizin derdiyle dertlenmek, acılarını paylaşmaktır.
Mesela, Türkiye Büyük Millet Meclisi Çamerya Soykırımı’nı tanısa, TRT Çamerya Arnavutlarının sınıra yürüyüşlerini ve yaşanan soykırımı ekrana taşısa…
Ne güzel olur, değil mi?
Kardeşliğin ve yol arkadaşlığının gereği budur.