Arif Bütüç için…
Her zaman söylüyoruz, bir kez daha söyleyelim: Türkiye, Edirne’den başlayıp Kars’ta bitmez. Doğu Türkistan’dan başlayıp, Batı Türkistan’a (Balkanlar) kadar uzanır. Bir bakmışsınız, en küçük bir sevinç veya tehlike anında, Türk bayrakları meydanları doldurur. Gazze’de, Yeni Pazar’da, Halep’te, Üsküp’te, Beyrut’ta ve Mamuşa’da.
1964 yılında Mamuşa’da dünyaya gelen Arif Bütüç, Türk bayrağını Kosova’da dalgalandıran uç beylerimizden bir tanesidir. İlkokulu Mamuşa’da, lise tahsilini Prizren’de tamamlamıştır. Ardından Priştine Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuştur.
İnsan tercihlerinden oluşur. Arif Bütüç, tercihini, vatan ve milletinden yana kullanmıştır. Hayatını Kosova’daki Türklere, Türk kültürüne, Türk diline ve Türkçe eğitime adamıştır. Elbette, anavatanı da unutmamıştır: Her zaman “Bir yanım Kosova, diğer yanım ana vatanım Türkiye’dir” demiştir.
Arif Bütüç, uzun yıllar, Priştine Televizyonu Türkçe Yayınları’nda gazetecilik yaptı. Genç yaşta devlet televizyonunda haber sunuculuğu yaparak Kosova Türkleri arasında tanınan bir isim oldu. En sıkıntılı dönemde Sofra Türk Kültür Dergisi genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Akabinde Derya Türk Kültür Dergisi yayın ekibinde yer aldı.
Allah’ın verdiği en büyük nimet, insanlara hizmet etmektir. Hizmet, yolculuk boyunca, güzel eserler meydana getirmektir. Arif Bütüç, vatanına ve milletine, sayısız hizmeti olmuş ve geride birçok eser bırakmıştır. Aksini söylemek haksızlıktır.
Arif Bütüç, Kosova Demokratik Türk Partisi’nde uzun yıllar görev yaptı. Ardından Kosova Türk Adalet Partisi ve Kosova Adalet Türk Partisi çatısı altında siyaset yaptı. Siyaset müessesesi, yaşamak değil, yaşatmak için vardır. Arif Bütüç, yaşatmak için siyaset yapanlardan oldu. Şahidiz.
Çoğunluğu Türklerden oluşan bir köy olan Mamuşa’nın belediye statüsü kazanmasında, Arif Bütüç’ün önemli gayretleri oldu. İlk belediye başkanı olduğu Mamuşa’ya, üç dönem üst üste hizmet etti. Mamuşa’nın gelişmesi ve kalkınması için çok büyük gayret sarf etti. Kentleşmenin yolunu açtı. Mamuşalıları çamur çilesinden kurtarıp, şehrin alt ve üst yapısının tesisi için üstün gayret sarf etti.
Türkiye’den onlarca belediye ile kardeş belediye protokolü imzalayarak, Mamuşa’nın tanıtımına ve kalkınmasına önemli katkı sağladı. Mamuşa’da sağınıza bakıyorsunuz Ankara Parkı, solunuza bakıyorsunuz Keçiören Parkı. Belediye bahçesinde, Bolu Belediyesi’nin hediye ettiği araçlar.
Arif Bütüç, Kosova’nın en güzel ve en büyük eğitim kurumlarından, Mamuşa Anadolu ilköğretim Okulu ve Mamuşa Atatürk Lisesi’nin inşa edilmesine önayak oldu. Bu okulların açılışını Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yaptı.
Mamuşa Spor Kulübü’nü kurarak, kısa sürede, şehrin spor alanında da etkinliğini artırdı. Bu spor kulübü vesilesiyle, hem ulusal hem de uluslararası ölçekte, Mamuşa’nın tanıtımına katkı sağladı.
Mamuşa’nın domatesi meşhurdur. Domates, bu şehir için büyük bir nimettir, berekettir. Kosova’nın domates ihtiyacının çok büyük bir bölümü Mamuşa’dan temin edilir dersek, sanırım nimetin boyutu daha iyi anlaşılır. Hatta “23 Temmuz Domates Festivali” bile vardır. Arif Bütüç, birçok tanınmış ismi bu festivale davet etmiş, ağırlamıştır.
Hizmet dediğimiz şey, sadece yol yapmakla, okul inşa etmekle olamaz. Belediyecilik; çöpleri toplamak, yolları asfaltlamak, çevre düzenlenmesi yapmak, resmi işlemleri halletmekten ibaret değildir. İnsan gönülden ibarettir. Milletin gönlüne hitap etmek de hizmettir.
Arif Bütüç, üniversite rektörleri ile güzel diyaloglar oluşturarak, yüzlerce Kosovalı öğrenciye Türkiye’de üniversite kapısı açmıştır. Kosova’da tedavisi yapılamayan yüzlerce hastayı, Türkiye’nin çeşitli şehirlerindeki hastanelere gönderdi. Sadece bu hizmeti bile hayırla anılması için yeterlidir.
Arif Bütüç, her şart altında, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kosova’daki en güçlü destekçilerinden bir tanesi oldu. Gezi olayları, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimi vs. Hepsinde safı belli, duruşu nettir.
15 Temmuz gecesi, bazıları güç dengeleri belirginleşene kadar sessiz kalmayı tercih ederken, Mamuşa’yı sokağa dökmüş; vatan cephesinde, millet siperinde yer almıştır. Buna rağmen, ömrünün son dört yılında, hiç hak etmediği bir engellemelere maruz bırakıldı. Canından çok sevdiği anavatanın o dönemde Kosova’da bulunan temsilcisi tarafından, kendisine randevu dahi verilmedi. Hiçbir programa davet edilmedi, yok sayıldı.
Aziz milletimiz ve kadim devletimiz, büyük haksızlıklara maruz kalan, fedakâr evlatlarını hiçbir zaman unutmamıştır, unutmaz. Sayın Sabri Tunç Angılı, Priştina Büyükelçiliği’ne atandıktan sonra hak yerini buldu. Sayın Büyükelçimiz, kendisinden randevu talep eden, Arif Bütüç’ün Mamuşa’daki evine kadar gitti. Halini hatırını sordu, gönlünü hoş etti. Bir anlamda kendisine iade-i itibar verildi.
Arif Bütüç, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri öncesinde, Sayın Erdoğan’ın davetlisi olarak Büyük Rumeli Buluşması’na katıldı. Sayın Cumhurbaşkanımız, bu buluşmada kendisine takdim ettiği plaket vesilesiyle, devletimiz ve milletimiz için kıymetli olduğunun altını çizdi.
Ne var ki Arif Bütüç’ün derin ve engin yüreği, belli ki son dönemde yaşananlara ve seçim stresine daha fazla dayanamadı. 28 Mayıs’ta geçirdiği bir kalp krizi neticesinde, geçici dünya yolculuğunu tamamlayarak, ebedi âleme göç etti.
Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.