Yeni cezalar işe yarar mı?
Yeni cezalar işe yarar mı?
ALİ OSMAN AYDIN
Büyükşehirde oturanlar olarak en dertli olduğumuz konulardan biri trafik, değil mi?
Günlük hayatımızın önemli bir kısmını teşkil ettiği için, yoğunlaştığında hayatımızı felç eden bir şey trafik. Hele akşam üstü, iş çıkış saatine denk geldiniz mi, artık ne sinir bırakır insanda ne sabır!
Aslında bir toplumun psikolojik sağlığını ölçmek için önce onun trafik düzenine bakmak gerektiği düşüncesi, hiç de yabana atılır bir düşünce değil.
Çünkü orada öfke kontrolümüz de, toplumsal sabrımız da, birbirimize gösterdiğimiz saygı da açığa çıkıyor.
Peki, trafik kurallarına uyan toplumlar bunu gerçekten ahlaken daha olgun oldukları için mi yapıyorlar, yoksa ceza korkusuyla mı?
Bu soruya pek çok açıdan cevap verilebilir... Ama cevabın ne olduğu aslında o kadar da önemli değil. Çünkü hangi nedenle olursa olsun, kurallara riayet edilen bir toplumda insanların daha huzurlu olacağı açık.
İnsanlar toplum düzenin sağlıklı işleyebilmesi için, toplum düzenine uygun davranmak zorundalar! Yani onları buna zorlamak gerekiyor. Kimsenin keyfine bakmamak gerekiyor. Bugün yasa korkusuyla uyulan kurallar yarın içselleştirilecek ve giderek tabii bir davranışa dönüşecektir…
Yasaları eğitimle de destekler, ilkokuldan itibaren toplumsal kurallar ve topluma karşı sorumluluklarımızla ilgili çocukları eğitebilirseniz, ortaya herkesin yaşamaktan memnun olacağı bir toplum çıkacaktır.
İşte tam da bu noktada trafik ile ilgili yeni bir düzenleme karşımıza çıkıyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıkladığı gibi, artık trafikte yol kesme başlı başına bir suç kabul edilecek. Cebir veya tehdit olmasa bile, sırf birinin yolunu kesmek, “suç değil sadece tartışma” diye geçiştirilemeyecek. Böyle bir mazeret kabul edilmeyecek!
Hukuk, nihayet “potansiyel tehlikeyi” de suç sayacak. Bu fiili işleyenlere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Buradaki mantık net: “Kimseye saldırmadım, sadece yol kestim” devri artık bitti. Çünkü trafikte birinin yolunu kesmek zaten başlı başına bir saldırı türü, toplum güvenliğini delik değişik eden bir hareket. Adam, bırakın şehir içi yolu, otobanda aracın yolunu kesip, araç sahibini dövüyordu, değil mi? İşte o eşkıyalığın sonu geliyor, yasaya göre…
Hatta… Yol kesme fiilinin yanında tehdit, darp, mala zarar verme gibi başka suçlar da işlenirse, fail her bir suçundan ayrı ayrı ceza alacak. Yani hiçbir ihlal görmezden gelinmeyecek.
Aynı anlayış meskûn mahalde ateş açanlara de uygulanacak yeni düzelemeye göre. Geçen gün Trabzon’da gerçekleşen korkunç olayı işitmişsinizdir. Gelin almaya gidildiğinde, evin bahçesi, hınca hınç doluyken polis memuru belinden silahını çıkarıp, ateşliyor. Sonuç: Bir ölü, iki yaralı.
İnternete girin ve meskûn mahalde açılan ateş sonucu ölen ve yaralanan insanlarla ilgili haberlere bakın… Sayının ne kadar fazla olduğunu göreceksiniz. Bunların hepsi pisi pisine ölen insanlar. Bir saçmalık uğruna… Birileri eğlence olsun diye öldürüyor bu insanları… Özellikle büyük şehirlerde bu magandalık o kadar sık yaşanıyor ki…
İşte yeni düzenleme bu tür suçlara artık 5 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Yeterli mi?
Bence değil. Ben bu tür suçlarda ve özellikle alkollü araç kullanmada cezaların yükseltilmesi gerektiğini savunuyorum. Silahını sokak ortasında ateşleyebilen ve alkollü bir şekilde direksiyon başına geçen biri, “insan öldürmek” gibi yüksek bir ihtimali dikkate almıyorsa- ki almıyor- o halde filinin sonuçlarına katlanmalıdır. Ve bu sonuç o insanın hayatını karartacak kadar büyük olmalıdır.
Trabzon’daki olayda failin polis olduğu yazıldı. Mesela bence bu kadar sorumsuz biri mesleğini kaybetmeli. Hiçbir şekilde kamu görevine geri dönememeli.
Biz Türkiye’de düğünde dernekte ateş edilmesine yanlış da olsa alıştığımız için durumun anormalliğini kavrayamayabiliyoruz.
Ama araya biraz mesafe koyup olaya baktığımızda durumun vahameti açıkça görülüyor. İster düğün, ister asker uğurlaması olsun meskun mahalde ateş etmek akıl almaz biri durum. Bir skandal! Adam öldürmeye teşebbüstür bana göre. Sarhoş sürücü vakasının da bundan farkı yoktur.
ALİ OSMAN AYDIN