• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Fiyat farkı

13 Ağustos 2025
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Fiyat farkı

Ali Osman Aydın

Yerli üretim TOGG, geçtiğimiz günlerde yapılan vergi artışıyla birlikte iç piyasada iki milyonun üzerinde bir fiyatla satılmaya başlandı.

1 milyon 440 bin TL olan standart paket TOGG’un, ÖTV sonrası fiyatı 1 milyon 862 bin TL oldu.

Eğer ekonomi yazarlarının yazdıkları doğruysa, standart paket bir TOGG Almanya’da neredeyse Türkiye’dekine yakın bir fiyata satılıyormuş! 

Benzer bir durum, başka bir sektörde de var.

Mesela silah sanayii…

Türkiye, son yıllarda yerli silah markalarıyla dünya pazarına fırtına gibi girmiş durumda. 

Canik, Sarsılmaz, Girsan, Tisaş, Hatsan, Akkar’ın başını çektiği birçok firma, Avrupa ve ABD pazarında kendilerinden söz ettiriyor. Yabancı kullanıcılar, Türk silahlarını öve öve bitiremiyor. Türk silahları “en iyi silah, en çok satan silah” ödüllerini alıyorlar.  

Bu kadar çok rağbet görmelerinin bir nedeni de fiyatları…

Amerikalı bir silah sever, nakliyesi ve vergisi ile azami 400-500 dolara koleksiyonuna kattığı Türk yapımı bir silah, Türkiye’de neredeyse 800-900 dolara alınabiliyor.

Türkiye’de üretilen bir silah, üzerine ciddi nakliye maliyeti eklendiği halde, nasıl Türkiye’den daha ucuza satılabiliyor?

Ekonomi uzmanları, benzer şeylerin başka sektörlerde de söz konusu olduğunu düşünüyor.

Bu tabloya göre; Türkiye’de üretilen bir ürünü, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, Avrupa ya da veya Amerika’daki bir tüketiciden daha pahalıya satın alıyor. Normal şartlarda burada üretilen bir ürünün, Türkiye sınırları içinde Avrupa ve Amerika’dan daha ucuz olması lazım.

Ama burada tam tersi oluyor.

Türkiye’de üretilen bir ürünü başkalarından daha pahalıya alan Türkler, başka ülkelerde üretilen ürünleri de, vergi politikasından dolayı, üretildikleri ülkelerdeki fiyatlardan daha pahalıya satın alıyor. 

Yani ürün nerede üretilirse üretilsin, ne hikmetse Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları onu daha pahalıya satın alıyor.

Kısacası, Türkiye’de üretilen şeyleri yabancılar bizden daha ucuza kullanıyor, bizden daha iyi tadını çıkarıyor… Arabamızı, silahımızı bizden ucuza alıyorlar. Fındığımızı, fıstığımızı, meyvemizi de aynı şekilde… En güzel şehirlerdeki en güzel tatil mekânlarımızı da bizden daha ucuza kullanıyorlar. 

Bu tablo çok saçma değil mi?

Kendi ürettiğimiz değerlerden başkaları bizden daha fazla istifade ediyor. 

Yemeği bir yapıyoruz ama en az biz yiyoruz. 

Keskin Süreç 

“Keskin süreç görmek isteyenler Fransız devrimi de baksın. Keskin görmemiş bu insanlar. Hatta en yumuşak geçiş yapan kültür devrimcilerinden biridir Atatürk. Bu pamuk elli olduğu anlamına gelmez ama olabileceği kadar az demir yumruk kullanmıştır.” 

Normalde söylediklerini ciddiyetle dinlediğim seviyeli bir akademisyen böyle bir paylaşım yapmış Dücane Cündioğlu’nun çok paylaşılan bir videosu üzerine. 

Bu tez çokça kullanılır. Özellikle İlber Ortaylı- Murat Bardakçı ikilisi Rus devrimini örnek göstererek, Türk Devriminde yaşananları hafifletmeye çalışırlar. 

Aslında bu şunun gibi bir şey. Büyük bir haksızlığa uğramışsınız. Biri geliyor ve “senden daha fazla haksızlığa uğrayanlar var seninki pek haksızlık sayılmaz” diyor. 

Bu, mağduriyetinizi önemsizleştirmeye çalışmaktır.  

Aslında sadece mağduriyetin değerini düşürmez bunu söyleyen, zorbalığı yapanı da görünmez kılmaya çalışır. 

“Türkiye’de yaşananlar kötü değildi çünkü Rusya’da yaşananlar daha kötüydü. Rusya’da yaşananlar da kötü değildi çünkü Fransa’da yaşananlar daha da kötüydü.” 

Daha kötüsü var diye daha az kötüyü aklamaya, önemsizleştirmeye çalışmak faili de, fiili de saklamaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Kötülük bu zincir dolayısıyla göreceli bir hale gelir ve en büyük suç hariç diğerleri görünmez olur. 

Despotluğu kıyasla meşrulaştıramazsınız. “Demir yumruğun” azı da çoğu da önemli çünkü o doğrudan insanların hayatlarıyla ilgili bir şey! Dersim’de derelerde otomatik silahlarla taranacak olanlara söyleyebilir miydiniz bunları: “Büyütmeyin sizden daha kötü şeyler yaşayanlar var.” 

İstiklal Mahkemesinde asılanlara: “Hadi yine iyisiniz! Fransız ihtilalinde giyotin vardı bak siz sadece asılıyorsunuz” denebilir mi? 

Sağduyusuna güvenilen bir akademisyenden böyle sorunlu bir yaklaşım görmek üzücü. 

Yaşananlara böyle yaklaştığınız takdirde geçmişle hesaplaşamazsınız. 

Hesaplaşmak için miktarına bakmadan, kötülüğün kötülük olduğunu soğukkanlı bir biçimde kabul etmeniz gerekir. 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Volkan Savaş

Türk insanı gözünü hiç açamamaktadırda ondan biz kendi ülkemizde pahalı yer pahalı ürün alır kullanırız. Bu ülkeye Recep Tayyip Erdoğan çok iyi şeyler yaptı amma bu ülkeye çok büyük kötülüklerde yaptı. Örneğin vahşi enflasyon vahşi zamlar ve emekliye komik ücret gibi. Ben çok hükümetler gördüm ama bu hükümet gibi şu enflasyonla ve zamlarla birde sahtekar esnaflarımızla mücadele edemedi Ve sınıfta kaldı en yakın seçimde görülecektir.

Şeref

Ortaylı-Bardakçı ikilisi " çarlık Rusya" sını örnek vermiş. Aslında en baba örnek bizim tarihimizdeki F. Sultan Mehmet örneğidir. İstanbul fethedildikten sonra sultan kademeli olarak " Bizans hanedanının" tamamını yok etmiştir.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23