Yeniden Refah yol ayrımında!
Onların gündeminde, “Merkez Bankası 22 yılda kaç başkan değiştirdi?” var..
Tayyip Erdoğan’ın gündeminde, depremde yerle bir olan Hatay’da iki hastane birden açılışını yapmak var..
Onların gündeminde, Merkez Bankası Başkanı, kendisi mi görevden ayrıldı, yoksa Cumhurbaşkanı mı görevden aldı tartışması var..
Tayyip Erdoğan’ın gündeminde, Gaziantep’e hizmet edecek devasa şehir hastanesinin açılışı var..
Onların gündeminde, Merkez Bankası’nın yeni başkanı, eski politikaları mı sürdürecek yoksa yeni politikalarla mı işe başlayacak gereksiz sorularına cevap var...
Tayyip Erdoğan’ın gündeminde, Hatay’da depremzedelere verilmek üzere yapılıp bitirilen evlerin teslimi var..
Onların gündeminde, Merkez Bankası eski Başkanı’nın babasının, “Ben yoğun çalışamam.. Mesai saatinde de olsa, oğlumu okuldan almam lazım. Ben zora gelemem” dediği için işten attığı ileri sürülen başörtülü sekreterin görevine dönüp-dönmeyeceği dedikodusu var...
Tayyip Erdoğan’ın gündeminde, Gaziantep’e depremzedeler için kısa sürede yapılıp bitirilen binlerce evin teslimi var..
Ve böylesi bir ortamda..
14 ve 28 Mayıs’ta Tayyip Erdoğan’a destek veren ve bu desteği sebebi ile gönüllerde taht kuran Yeniden Refah Partisi’nin, şimdi geldiğimiz noktada, bu desteğini geri çekme hazırlığı içinde olması, biz şaşırtıyor..
Doğruları konuşalım, gerçekleri yerli yerine koyalım..
14 ve 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı seçimindeki desteği sebebi ile dini hassasiyeti olan her seçmen, Fatih Erbakan’ın şahsında Yeniden Refah Partisi’ne teşekkür etti mi?
Etti..
Tıpkı Muhsin Yazıcıoğlu’nun, Refah-Yol hükümetine dışardan ve karşılıksız verdiği destek sebebi ile onlarca yıl geçtikten sonra dahi, her birimiz, Büyük Birlik Partisi’nin ilk genel başkanını rahmetle anıyor muyuz?
Anıyoruz..
“Allah razı olsun, Allah mekanını cennet etsin” diyor muyuz?
Diyoruz.
Her birimiz, Muhsin Başkan’ın yiğitliğinin unutulmazlığını hatırlatıp, kendisine Fatiha gönderiyor muyuz.. Onun lehine şehadette bulunuyor muyuz?
Evet..
O zaman?
Her şey; şu ilden, bu ilçeden bir tane, iki tane belediye başkanınızın olması mıdır?
Bu olmadığında da..
Şu veya bu sebeple olamadığında da..
“Durun, biz size gücümüzü göstereceğiz” çıkışı yapmak mıdır?
Yüzde üçlük gücünüzün karşılığında, yüzde 30 gibi bir potansiyeliniz varmış gibi değer verilmesini istemek midir?
Evet, yeniden Refah Partisi yöneticileri, bir kararın eşiğindeler..
Umarım, verecekleri karar, ümmet lehine olur.. Dindar insanların lehine olur..
Onların da asla belediye başkanı olmasını kabul etmeyecekleri kişilerin seçilmesine, istemeyerek de olsa aracılık etmezler..
İstanbul’da, Ekrem İmamoğlu’nun seçim kazanmasını, hangi Yeniden Refah Partili isim arzu eder?
Yeniden Refah Partisi’nin gücünü, oy potansiyelini kabul etsin veya etmesin..
Onunla bir masaya oturup, belli anlaşmalar yapılması noktasında kararlar alınması sağlansın veya sağlanmasın..
Hangi şart altında olursa olsun, Murat Kurum’un seçilemediği bir sonucu, Yeniden Refah Partili isimler, nasıl kabul edebilirler?
“O zaman bize Konya’yı vereceklerdi” derseniz..
Sorarım, Muhsin Yazıcıoğlu, Erbakan Hoca’ya destek verirken, Sivas’ı mı almıştı, ne almıştı?
Muhsin Başkan hiçbir şey almamış, tam aksine küfür yemişti, hakaretlere-tehditlere muhatap olmuştu..
Yeniden Refah Partisi, ilkeli duruş noktasında, ümmet faydasına hareket etme noktasında, Muhsin Başkan’ın gerisinde olursa, bundan sonraki süreçte, bugünkü itibarlarını devam ettirebileceklerini mi sanıyorlar.
“Bir il belediye başkanlığı yüzünden, bir ilçe belediyesi yüzünden, AK Parti’ye destek vermediniz, CHP’ye kazandırdınız” eleştirilerinden, memnun mu olacaklar?
Evet, Yeniden Refah Partili yöneticiler de, bize dönüp, “Eleştirilerinizin bir kısmını da, AK Parti’ye yapar mısınız?” diyebilirler..
“YRP’nin Ak Parti’yi desteklememesi soucunda, Ekrem İmamoğlu İstanbul’da seçim kazanırsa, bundan memnuniyet mi duyacaksınız?” sorusunu, Ak Parti’ye de sormamız gerektiğini hatırlatabilirler..
Ak Parti, Yeniden Refah Partisi’nin oy potansiyelini göz önüne almalı, hatta bu partinin kendilerinin gençlik kolu gibi olduğunu kabul ederek, gerekli değeri onlara vermelidirler..
Eyvallah..
Ama bu noktada gerekli adım atılmamasının karşılığı. Bu noktada gerekli değerin verilmemesinin cevabı..
Asla ve kata..
“O zaman biz de, Ak Parti’ye seçim kazandırmayız” cevabı olmamalı..
Bazı fitneciler, “Bakın Yeniden Refah Partisi’nden çok daha düşük bir oy potansiyeline sahip Saadet Partisi, CHP’den 10 milletvekili aldı. Yüzde 1 oyu var mı yok mu belirsiz olan Gelecek Partisi 10 milletvekili aldı.. Yine DEVA 15 milletvekili aldı.. YRP’nin % 3’e yakın oyuna rağmen, niye SP, GP, DEVA’dan az milletvekili var? Bu eksik mahalli seçimlerde telafi edilmeli” diyebilir..
Ama onlara hatırlatalım..
SP’nin 10 milletvekili var ama..
O milletvekillerini alma karşısında, kendilerini sıfırladılar. 2028 seçimine ulaşacaklar mı, ulaşamayacaklar mı, belli değil..
Gelecek Partisi, DEVA Partisi, 10 milletvekili, 15 milletvekili kazandılar ama.. Yeniden Refah Partisi kadar millet nezdinde itibarları yok..
Özellikle dindar seçmen, muhafazakar kitle, bu siyasilere resmen hain gözü ile bakıyor..
O partilerin yöneticilerinin, Ayasofya’yı açan Cumhurbaşkanı’na, İHL’leri her ilçeye varıncaya kadar genişleten Tayyip Erdoğan’a ihanet ettikleri, millet nezdinde genel kabul görmüş durumda..
YRP için de, mahalli seçimlerde yolları ayırarak yapacakları bir yanlış sonucu oluşacak benzer bir algı, bugün kazandıkları itibara zarar verecektir..
Umarım, akl-ı selim ön plana çıkar..
YRP içindeki Doğan Aydal mantığındaki Halktv hayranları etkin olmazlar..
Tabii ki YRP’yi memnun edecek adımları, Ak Parti’nin atması takdire şayan olur..
Ama bu olmadığı takdirde, CHP’yi kazandıracak adımların atılması da, YRP için intihar olur..
MHP’nin Ak Parti’ye, görüş olarak..
Siyasi hayatta birlikte çalışma olarak..
YRP’den daha yakın olduğunu kim söyleyebilir?
MHP, Cumhurbaşkanlığı seçimindeki desteği karşılığında, bir tane bile bakanlık almadığı gerçeği karşısında..
YRP, kendi ideallerini de büyük çapta gerçekleştiren Ak Parti’ye destek vermekte, niye zorlanır, anlamak mümkün değil..