TÜSİAD’dan yeni bir açıklama: “Yanlış anlaşıldık”

TÜSİAD’dan yeni bir açıklama: “Yanlış anlaşıldık”

Ali Karahasanoğlu

TÜSİAD yeni bir yazılı açıklama yapacakmış..

Yapsınlar, iyi olur..

“Yanlış anlaşıldık” demişler..

Neyi yanlış anlamışız, somut olarak izah etsinler..

Belki de siz bu yazıyı okurken, yeni açıklamalarını yapmış olurlar..

Açıklama ne zaman olurlarsa olsun, önemli olan, eleştirilere cevap verebilmeleri.

Yalanlarının sebebini izah edebilmeleri..

Niçin sahtekarlık yapıyorlar, niçin algı oluşturmaya soyunuyorlar, bunu açıklamaları.

Yoksa, “Yanlış anlaşıldık” demekle, işler düzelmiyor..

TÜSİAD’a tepki veren gazeteci olarak kendi açımızdan da, eleştirel bir bakış açısı ile konuya yaklaşalım.

Biz de, “Canım işte bir yazılı açıklama yapıyorlar. Olayın üzerine üzerine de artık gitmeyelim” demeyelim..

Veya tam tersine..

Yeterli ve mantıklı, gerçekleri ortaya çıkaran bir açıklama yapmaları halinde, “Boyunlarından yakaladık, asla bırakmayalım” moduna da girmeyelim..

Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz..

Hepimiz hata yapabiliriz..

Önemli olan hatada ısrar etmemek..

Hatayı bilerek yapmamak..

Kartalkaya otelinde, üç kuruşluk yangın merdivenini kuralına uygun yapmayıp, 78 insanın canına mal olan felaketin mimarı patronların bilerek yaptıkları hata ne kadar affedilemez ise..

TÜSİAD’ın da, Türkiye’yi adeta güvenilmez bir ülke gibi gösteren, hukuka bağlı olmayan bir devletmiş gibi gösteren açıklamaları da, aslında affedilemez bir hatadır..

TÜSİAD’ın “Yanlış anlaşıldık” şeklindeki ikinci açıklaması sebebi ile, “kasten işlenmiş cinayet” tespitimi, açıklamanın içeriğini görünceye kadar, “hata” diyerek, yumuşatıyorum..

Ve cevap bekliyorum..

1) 28 Şubat sürecinde teğmenler, yüzbaşılar, yarbaylar, albaylar hatta generaller dini hassasiyetleri sebebi ile TSK’dan ihraç edilirken, tek eleştiriniz oldu mu? Olmadı ise, şimdi 5 tane teğmen üzerinden yaptığınız son açıklamanızdan dolayı bir özür dileyecek misiniz?  “Yanlış yaptık” diyecek misiniz?

2) 10 Kasım 2023 Atatürk’ün ölüm yıldönümü törenlerinde yakasına fotoğraf iğnelemedi diye dövülen teğmenler de ihraç edilmişti.. Bunlar için bir açıklama yapmış mıydınız? Yapmadı iseniz, ki yapmadınız..  Dini hassasiyeti olan teğmenlere hak görmediğiniz desteğinizi, şimdi kılıç kuşanan teğmenlere niye hak oluyor, açıklar mısınız?

3) Kartalkaya Otelde yaşanılan dram, alınmayan tedbirler, denetimde yetkili olanlar konusunda tartışma çıkarılsa dahi, sonuçta yargı makamları bugüne kadar yetkiliyi de bulması, yetkisini kullanmayanı da cezalandırması gerektiği açısından ayrıntıya girmeden soralım.. Kartalkaya faciasını son TÜSİAD açıklamasında eleştiren İstişare Kurulu üyesi Ömer Aras dahil, TÜSİAD üyelerinin sahibi bulundukları işyerlerinde eleşirdiğiniz ve alınmadığını doğru olarak belirttiğiniz tedbirler, alınmış mıdır? Yangına karşı, iş kazalarına karşı alınması gereken tedbirler tümü ile TÜSİAD üyelerinin işyerlerinde alınmış mıdır? Örneğin, Ömer Aras’ın uzun yıllar hizmet ettiği FİBA holding bağlantılı Swisotel  Bosphoruas’ta, yangın merdivenleri, dedektörleri, sprinkleri ve diğer tedbirler alınmış mıdır? Güncel itfaiye raporlarını, TÜSİAD yöneticileri kamuoyuna açıklayabilirler mi? Yoksa, “Nasıl olsa kaza yaşanana kadar, devlet yetkilileri bizim işyerlerimizdeki itfaiye raporuna aykırılıkları açıklamaz. Biz de, kaza olana kadar, sanki tüm tedbirleri almışız gibi algı yaparız. Kaza olan işyerlerini de, sanki bizimle hiçbir ilgisi yokmuş gibi ele alır, onların üzerinden siyasi iktidara çakarız..” planı mı güdüyorsunuz. Buyurunuz, açıklayınız..

4) Somut örnek vereyim: Koç’a bağlı TÜPRAŞ’ta, 2017 yılında tank patlaması sonucu dört işçi hayatını kaybetmişti.. 3 Mayıs 2024’te yine TÜPRAŞ’ta, baca yıkılması işi sırasında 80 metre yükseklikten düşerek acı şekilde vefat eden 25 yaşındaki Barış Taşcı olayı önümüzde duruyor. SOMA’da 301 işçimizin vefatını hiçbir zaman unutmayalım, ders çıkaralım.. Ama her can, yakınları için çok değerlidir.. 301 can için de ağlayalım. her bir can için de ağlayalım.. Türkiye’nin en büyük holdingi olmasına rağmen, Soma’daki Koç Holding ortaklığındaki madende, Galip Uçar isimli işçi, işyerinde 4 ay önce vefat etti. Hem de niye vefat ettiği bile, bugün dahi bir sır gibi açıklanmıyor. Daha nice iş kazaları var ve bu iş kazaları ile ilgili kamuoyu aydınlatılmıyor... Bunlarla ilgili TÜSİAD yönetimi bugüne kadar ne yapmıştır? Üye sanayicilerin iş kazalarına karşı dikkatini çekmiş midir? Sıklıkla iş kazası yaşanan işyerlerinin sahibi üyeleri hakkında, “Siz bizim derneğimize üye olamazsınız” diyerek, disiplin süreci başlatmış mıdır ki, şimdi kendileri tertemizmiş, ama siyasi iktidar tek suçlu imiş gibi algı üretiyorsunuz..

5) Ömer Aras, Kartalkaya’yı anarken, ki ansın, itirazım yok. Iliç’i hatırlatırken.. Ki hatırlatsın, sözüm yok. 2014 Soma’yı unutturmuyor iken. Ki unutturmasın, itirazda bulunmuyorum... CHP’li Beşiktaş Belediyesi’nin sorumluluğunda 29 kişinin yanarak can verdiği olaydan niye bahsetmemiştir? Beşiktaş Belediyesi CHP’li olduğu için mi? TÜPRAŞ’taki iş kazalarından niye hiç bahsetmemiştir? Bir açıklama yapsınlar, Beşiktaş Belediyesi’nin şehrin göbeğindeki ve sorumluluğu altındaki gece klübü içinde yapılan tadilatta ölenleri hiç duymamışlar mıdır?

6) TÜSİAD, “Seçilmiş” diyerek, kayyım atamalarına itiraz ederken, somut bir cevap bekliyoruz: “PKK sizi tükrüğü ile boğar” diyen densizlerin belediye başkanlıklarına razı mısınız? Kimse, “YSK o zaman seçime sokmasaydı” demesin.. Derseniz, birisi de çıkar, size “Bu sözü söyleyen adamın görevden alınacağını DEM bilmiyor muydu?  ‘PKK sizi tükrüğü ile boğar’ diyen adamı niye aday gösterdi” der.. 

7) TÜSİAD üyeleri, yıllardır güneydoğu için verilen teşvikleri ellerinin tersi ile itip, “bize aynı teşvikleri, Batı’da verin” diye, iktidarı sıkıştırıyor, birçok defasında da aynı teşvikleri Batı coğrafyasında aldı... Gerekçeleri de, Güneydoğu’da can güvenliği, ekonomik güvenliğin, PKK terör örgütü sebebi ile olmaması. Şimdi PKK terör örgütüne yardım eden belediyelere kayyım atanınca, TÜSİAD niçin itiraz ediyor? Niçin PKK’nın korumacılığına soyunuyor? Can güvenlikleri, iş güvenlikleri sağlanacağı bir aşamada, PKK’ya yardım edenlerin kamu görevinden uzaklaştırılmasına niye itiraz ediyorlar?

8) Eğitim sisteminin siyasetin ve tarikatların etki alanı dışına taşınmasını istiyorsunuz. Bundan açık kastınız nedir? Atatürkçülük de bir anlamda siyaset değil midir? CHP’nin siyaseti değil midir? Atatürkçülük de bir anlamda tarikat benzeri bir gruplaşma değil midir? Atatürkçülüğe sahip çıkarken, niçin din denilince kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyorsunuz.

9) Türkiye ihracatının yüzde 80’ini yaparken, niçin toplanan vergilerin sadece % 10’unu ödüyorsunuz? Bu sizin lehinize bir kayırmacılığı ispatlamıyor mu? Çoğu çocuk 78 kişinin can verdiği bir olayı bile kayırmacılığa bağlıyorsunuz da, % 80 ihracatı yapan siz iken, ayrıcalıklara sahip olmalısınız ki, verginin sadece % 10’u sizden geliyor, niye? Bu ayrıcalığınız nereden geliyor? Bu ayrıcalığa niye hiç itiraz etmiyorsunuz?   

10) Sanayi sektöründeki işverenlerin kurduğu bir dernek gibi kendinizi tanıtırken, niçin üst yönetiminizde, bankacılar var, niçin gayrimenkul şirketlerinin temsilcileri var? Siz faizcilerin, inşaat rantının lobisi misiniz?