İlaç fabrikatörlerinin şantajlarına savcılar sessiz mi kalacak?
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?
Bu ülkenin sahibi yok mu?
İftiranın cezası yok mu?
Hakaretin, küfürün cezası yok mu?
Yalan haberin cezası yok mu?
Daha üç ay önce.
Kanuni düzenlemelerde bir değişiklik yapıldı..
TBMM tatile girmeden bitirilecekti..
Kıyametler koptu..
Muhalefet susturulmak isteniyor..
Sosyal medya kapatılmak isteniyor yalanları ile algılar üretildi..
Kanuni düzenleme TBMM’nin yeni dönemine bırakıldı..
Yeni dönemde, yine aynı tezviratlar, aynı yalanlar, aynı soytarılıklar..
CHP ve altılı masa bileşenleri, aklınıza gelebilecek her türlü yalanla karşımıza çıktılar..
“Yalan haber adı altında, ENAG enflasyonunu yayınlamak bile bir yıl hapis cezası ile mahkum edilecek, cezaevleri dolacak” denildi..
Kanuni düzenleme yapıldı..
Yalan haber için, cezai düzenlemeler getirildi..
Tabii ki ENAG’ın uydurma enflasyon rakamını yayınlamak hapis cezası gerektirmiyordu..
Adamlar kendileri itiraf ediyorlar zaten, “Bizim rakamlar tahminidir” diyorlar..
Sorduğunuzda “Bir ürünün fiyatı bugün 100 görünüyorsa, o ertesi günü 50’ye inebiliyor” diye, verdikleri rakamların internetteki alışveriş bile yapılmayan sitelerden derleme olduğunu kendileri söylüyor..
Yine de onların rakamlarına inananlar, inanırlar.
Ama biz gerçeği haykırmamız lazım..
“Kanun çıkarsa, sosyal medya susar” diyen ahlaksızlara soralım..
“Sosyal medyada kimsede bir çekinme, bir gerileme, paylaşımlarda bir eksilme görüyor musunuz?”
Ahlaksızlar, namussuzlar, yine sosyal medyada, dün olduğu gibi bugün de, aynı yalanlarını, aynı iftiralarını atmaya devam ediyorlar..
Ama CHP’liler ne diyordu:
“Kanun çıkarsa sosyal medya kepengi indirir.”
Yetinmiyorlardı..
“Medya organları kapanır”.
3 ayı aşkın süredir kanun yürürlükte olduğu halde, bir tane, kapanan medya organı örneği var mı?
Bir tane cezalandırılan kişi var mı?
Yok..
Dahası..
Yeni kanun döneminde de.
Eski kanun döneminde de..
“Mümkün değil, böyle bir iftira atılamaz, böyle bir yalan yazılamaz” diyeceğiniz türden kara propagandalar, hiç çekinilmeden tekrar tekrar medya organlarında yazılıyor, sosyal medyada paylaşılıyor..
Size somut örnek:
Önce, sahte ilaç üzerinden, “Devleti zarar uğratıldığı” yalanı ortaya atıldı..
Yetkililer açıklama yaptı..
Konunun zaten devletin yetkililerinin araştırmasında tespit edildiği, yapılmak istenen soygunun önlendiği, cezai soruşturmanın başlatıldığı ve teşebbüs aşamasında da kalsa, sorumluların hesap verdiği belirtildi..
Yalan yazanlar utandılar mı?
Utanmadılar..
Çünkü bunların yüzlerine tükürseniz, “Ah ya Rabbi şükür. Ne güzel yağmur yağıyor” diyecek cinsten ahlaksızlar..
Sahte ilaç iftirası ile oluşturmak istedikleri algının arkasında ne var biliyor musunuz?
Şubat ayında, ilaç fabrikatörlerinin devletin alacağı ilaçlarda belirlenecek fiyatın yüksek tutulması arzusu..
Devlete şantaj yapıyorlar..
Devlete tehditte bulunuyorlar..
“İstediğimiz fiyattan almazsanız.. ‘Toplu alım yapıyoruz, indirim yapın’ talebinde bulunursanız.. Size iftira atar, size şantaj yaparız. Medya organları elimizde. İnternet siteleri elimizde” diyorlar..
Sahte ilaç ile ilgili yalanları iki gün sürdü..
Şimdi bir başka yalanla karşımıza çıkıyorlar..
“Madde ve alkol bağımlılığında kullanılan bir ilacın, Yurt Dışı İlaç Listesi’nden çıkarılarak hastaların tedavisiz bırakıldığı” iftirası ile insanları tedirginliğe sevkediyorlar..
Evet, madde bağımlılığı da, alkol bağımlılığı da..
Dindar insanlar için, uzak durmaları gereken yanlışlıklar..
Ama, çevremizde bu tür sıkıntıları olanlar yok mu?
Komşumuzdan, ailemizden, tanıdıklarımızdan..
Kaldı ki..
Yalan haberi öyle bir aktarıyorlar ki.
Okurken, “Alkol veya madde bağımlılığı” bölümün görmüyorsunuz bile..
“İlaçların yurtdışı alım listesinden çıkarıldığı” bölümüne odaklanıyorsunuz..
Onlar da bu algıyı oluşturma için, “Bazı ilaçlar yurtdışı alım listesinden çıkarıldı” özetlemesi yaparak, buna çanak tutuyorlar.
Peki gerçek ne imiş?
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) dün açıkladı..
Açıklamada, şöyle denildi:
“Bağımlılıkla mücadele ilacının Yurt Dışı İlaç Listesi’nden çıkarılarak hastaların tedavisiz bırakıldığı gerçeği yansıtmamaktadır.”
Çok eski yıllarda, bu tür açıklamalara alışmıştık..
Bir iddia ortaya atılır.
Resmi kurum “İddia doğru değildir” der, açıklama yapar..
Ama konunun ayrıntısı verilmezdi..
Zaten onların yalanlamalarına rağmen, sokağa çıktığınızda, iddianın doğru olduğunu, kendi gözlerinizle görürdünüz..
Eski yılların alışkanlıklarını tekrar etmiyor, TİTCK..
Ayrıntısını da veriyor:
“Haberde iddia edilen implant formundaki ilacın etken maddesi ‘naltrexone hydrochloride’dir. Bahse konu implant formundaki ilacın aynı etken maddeli 2 farklı tablet formu listede bulunmaktadır.”
Şimdi, belli ilaçların artık listede olmadığı yönündeki yalan haber, o ahlaksızların yüzlerine vurulmuş oldu mu.
Oldu.
Peki muhataplar utanıyorlar mı?
Hayır..
TİTCK bu açıklama ile de yetinmiyor, devam ediyor:
“Bu ilaçlara ek olarak madde bağımlılığı tedavisinde kullanılan farklı etkin maddeli Kurumumuzca ruhsatlanmış ilaçlar da bulunmakta olup, hastalar ve hastaneler tarafından bu ilaçların temin edilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır.”
Resmi açıklamada daha başka ne denilsin?
Ne denilmesi isteniyor?
Ki, savcılar bekliyorlar..
Bir yalan var..
Resmi kurumun, bununla ilgili net açıklaması var..
Bazı ilaç fabrikatörlerinin, kendi ilaçları listeden çıkarıldı diye, ortaya attıkları yalan var..
Resmi kurumun, “O ilacı sadece sen üretmiyorsun. Diğer ilaç listede” diye açıklaması var..
Ama savcılar, “İlaç markasına değil, ilacın kullanıldığı hastalığı” öne çıkartarak yapılan yalan haberleri yayanlar için açtıkları bir soruşturma yok..
Onun için diyoruz ki. “Yok mu bu ülkenin bir sahibi?”
Tekrar ediyoruz, “Ülke üç tane ilaç fabrikatörünün şantajlarına boyun eğecek kadar, sahipsiz mi?”