• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

İddialar, dedikodular boş çıktı, bugün yetki millette!

14 Mayıs 2023
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Elhamdülillah diyelim.

Kamuoyundaki tüm olumsuz iddialara, söylentilere rağmen..

“Seçime yakın tarihlerde, suikastler, çetevari hesaplaşmalar, karışıklıklar, hatta iç savaşa kadar gidecek boyutta çok derin operasyonlar yaşanabilir” dillendirmelerine rağmen..

Bu kapsamda tek örnek, Akit Medya Grubu’nun bulunduğu binada iki hafta önce çıkarılan “şaibeli yangın” ve bu yangının, birçok derin sorulara muhatap olan 3 gün boyunca söndürülememesinin arkasındaki ihtimaller oldu..

O yangının takipçisi olacağımızı, daha önce de belirttik, şimdi de belirtiyoruz..

Bunun dışında, seçime gidilen süreçte her şey normal yürüdü..

Derin ağların organizesinde bir olay yaşanmadı..

Tüm provokasyonlara rağmen, toplum sakin idi.. Hemen her seçim öncesinde yaşanan gerginliklerin ötesinde, farklı bir sıkıntı yaşanmadı..

Suikast türü, karışıklık çıkartacak nitelikte bir olay yaşanmadı.

Bezirganların “iç savaş” fitnesi rağbet görmedi..

Elhamdülillah..

Dileriz ki, bugün de akl-ı selim hakim olsun.. Gerek sandık başında oy kullanılırken, gerekse sandıkların açılıp oyların sayımı ve tutanakların birleştirilmesi aşamalarında, tatsız bir olay yaşanmasın..

Seçmenimiz de, siyasi parti temsilcileri de, duyguları ile değil, önceden belirlenmiş kurallarla hareket etsinler..

Seçime gidilen süreçte, şu doğrultuda da birçok iddia var idi..

“Seçim yaklaştığında, büyük riskler alınarak, bazıları için seçim malzemesi olması için, PKK’ya yönelik büyük bir operasyon gerçekleştirilecek..”

Ben kendi açımdan söyleyeyim.. Tabii ki PKK’ya yönelik operasyondan rahatsız olacak değilim..

Ama riskli bir operasyon yerine, Türk devleti açısından kayıpsız bir operasyonu tercih ederim..

Acele ile hareket etme yerine, serinkanlı, tüm tedbirler alınarak yapılacak bir operasyonun daha doğru olacağını kabul ederim.. PKK’ya vurulacak son darbenin, kılı kırk yararcasına hesaplanan planlamalar sonrasında hayata geçirilmesini tercih ederim.

Terör örgütü PKK ile mücadele kapsamında, kimin yararına olursa olsun “seçim malzemesi” oluşturulacağına yönelik iddialar da, değişik kesimlerden gelen istifham oluşturucu söylemler de bugün görüyoruz ki, gerçek çıkmadı.. 

Her kesimin, özellikle de yetkililerin bu noktada da akl-ı selim ile hareket ettiğini gördük..

Bazı çevrelerin, hatta Avrupa ve ABD merkezli bazı düşünce kuruluşlarının ortaya attıkları söylentilere muhatap olmuştuk:

“Türkiye’de seçim olmayacak. Son dakikada bir duyuru yapılacak. Bakmışsınız Suriye’ye savaş ilan edilmiş. Ardından da YSK’dan bir karar, ‘Savaş sebebi ile seçim ertelenmiştir’. Bu gelişmelere hazır olun..” diyenler de söyledikleri ile kaldılar. Uydurdukları yalanlar ile baş başa kaldılar. 

Türkiye, zamanında seçimini yapmaya ve bel altı vuruşlarla anayasal sistemdeki kuralları değiştirmemeye kararlı olduğunu gösterdi.

Her şey, anayasal sistem içinde, düzgün ve önceden belirlenen kurallara göre yapıldı, yapılmaya da devam ediyor..

Diyebilirsiniz ki, “Bazı adaylar, bazı etkilenmeler sonrasında çekilme kararı aldılar.. Bu da seçime bir müdahale değil midir?” 

İdeal bir sistemde, bunların da olmaması gerekirdi..

Ama şu adayın tehdidi, bu adayın çekilmesinin sorumluluğu, öncelikle kişilerin kendisine ait olduğu da açıktır.

Sırf birileri adaylıktan çekildi diye, sistemin bozulduğunu iddia ederseniz, en ideal sistemde dahi, aday olanlardan birisinin, evde çocuğuna kızıp adaylıktan çekilmesi halinde, anayasal sistem sorunu çıkarmanız gerekir ki, bunun da mantıklı bir eleştiri olmadığı açıktır. 

Kaldı ki, YSK açıklama yaptı..

Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra, kişilerin adaylıktan çekilmelerinin bir anlam ifade etmediği anlatıldı.

Ah ah.. 

Unutuyoruz..

Bir zamanlar Türkiye’nin en yoğun tartışma konusu ne idi?

Henüz daha seçim tarihinin belli olmadığı, bazı kesimlerin erken seçim isteklerini ısrarla dile getirdikleri dönemde, en çok tartışılan konu ne idi?

“Türkiye’de şu ilde nüfusun yarıya yakını Suriyeli.. Bu ilçede yarısından fazlası Suriyeli.. Türkiye genelinde 3 milyon Suriyeli oy kullanacak.. Yönetimi Türkler değil, Suriyeliler belirleyecek!”

Bu eleştiriler sonrasında, Türkiye’de yaşayan göçmenlerle ilgili resmi rakamlar ay be ay açıklandı..

Türkiye’de oy kullanabilecek Suriye kökenli insan sayısının, yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını, vatandaşlık kanunu gereği kazanan seçmen sayısının 150 bin civarında olduğu belirtildi..

Bunun da değişik illerde yaşamaları dikkate alındığında, hiçbir seçim bölgesinde seçim sonuçlarına etkisinin olmayacağı net olarak anlatıldı..

Olumsuz propagandaların yalan çıkması bir yana..

Türkiye’de göçmen düşmanlığı yapılmasının tam aksi bir gelişmeyi, dünya genelinde, başka ülkelerde yaşayan Türk göçmenler lehine yaşadık. 

Türkiye bir başka açılım yaşadı..

Türkiye’deki göçmenler, seçim sonuçlarına etki edemiyorlar ama..

Yabancı ülkelerdeki Türk vatandaşlarımız.. Yani bir anlamda yabancı ülkelerdeki Türk göçmenler..

Türkiye Cumhuriyeti seçimlerini etkileyecek ölçüde, yüksek oranda oy kullandılar..

 Hem seçmen sayısı açısından, Türkiye’nin attığı adımlar sayesinde, birçok değişik ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımız seçmen kütüğünde yerlerini alırlarken, çok az sayıda Türk vatandaşının yaşadığı ülkelerde bile kurulan sandıklarla, seçmenlerimizin bulundukları ülkelerden oy kullanmaları sağlandı.

Bu sayededir ki..

Türkiye içindeki seçmen sayısı 2018 seçimlerine göre % kaç oranında artmış ise.. Türkiye dışındaki seçmen sayısı da aynı oranda arttığını, resmi rakamları kıyasladığımızda gördük..

Oysa Türkiye içindeki seçmen sayımızın çok daha yüksek oranda artması, yurtdışı seçmen sayısının o oranın biraz altında kalması gerekmez miydi?

Yurtdışına kimler, hangi amaçla gidiyor?

Yetişkinler, çalışma amacı ile gidiyor.. Onların çocukları, kardeşleri, ilk planda gitmiyor.. Yurt dışında ailecek bulunanların sayısı, toplam yurtdışındakilere göre daha az.. Birçoğu tek başına yurtdışında yaşıyor/çalışıyor..

Dolayısı ile, yaşlarını doldurduğu için seçmen kütüğüne kaydedilecek kişi sayısı, Türkiye içine göre, yurt dışında çok daha az olması gerekir..

Böylece de.. Yurtdışı seçmen sayısının, yurtiçindeki seçmen sayısının artışına göre çok daha az artması gerekir..

Ama bakıyoruz, 2018’e göre, Türkiye içindeki seçmen sayısı yüzde 8.5 oranında artmış.. Yurt dışında seçmen sayısı benzer oranda artış göstermiş.

Katılımın kıyaslamasını ise, ancak bugün akşam yapabileceğiz.

Bir gerçek var ki, 2018’de yüzde 50 olan katılım, 2023’te yüzde 53’e çıktı..

Bunlar neyi gösteriyor?

Türkiye’deki ülke yönetiminin seçiminde, katılım her geçen gün artıyor..

İlgi artıyor..

Yönetimin belirlenmesinde, Milli İrade’nin oluşumunda, dertlenenlerin sayısı artıyor..

Seçim hayırlara vesile olsun..

Yarınımızda, bugünümüzden daha güçlü, daha güzel, daha bağımsız bir ülkede yaşama ümidi ile..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Zafer

Allah doğruların ve dinine yardım edenlerin yardımcısıdır

Taraflı

SEVGİ KAZANSIN, İYİLİK KAZANSIN...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23