İBB’yi paylaştınız, şimdi bakanlıkta mı kavga çıkaracaksınız?

“AK Parti’nin yanlışına yanlış diyeceğiz” çıkışı ile siyaset yapan muhalefet mensupları..

“AK Parti, hep doğru yapıyor, hiç mi yanlışı yok” diyerek, iktidarda olmanın dezavantajını taşıyan partinin küçük küçük yanlışlarını, kendi ortakları olan diğer muhalefet partilerinin yanlışlarından daha büyük gibi göstermeye çalışan, AK Parti’ye de yakın bir duruş sergileyen siyasetçiler..

Buyrun sizleri bir teste tabi tutalım..

İyi Partililer..

Gelecek partililer..

Deva Partililer..

Buyrun, “Yanlışa yanlış diyeceğiz” iddiasındakiler..

CHP eski Milletvekili, emekli albay Dursun Çiçek, “CHP olarak iktidara geldiğimizde, HDP’ye bir-iki bakanlık verilebilir” açıklaması yaptığında, “CHP adına konuşma yetkisi yok ki.. Üstelik şu an milletvekili değil. Sadece CHP eski milletvekili” diyerek, o çıkışın üstünü örtmeye çalışanlar..

Şimdi CHP’de halen milletvekili olan Gürsel Tekin’in şu açıklaması için, ne diyecekler, bekliyoruz..

“Benim hiç geri vitesim yok. Ben ne söylediğimi biliyorum. Tarih beni haklı çıkaracak. HDP konusu (Dursun) Çiçek’e başka bir TV’de sorulmuş. O da ‘Elbette, neden olmasın’ demiş. Şimdi bir akıl tutulması yaşanıyor. Demokrasi diyoruz... Millet iradesi diyoruz... Siyasi partiler olarak seçime gideceğiz ve milletimiz de onlara oy verecek. Milletin oy verdiği bir siyasi parti seçilecek” diye giriş yapıyor..

Bu ülkede milletin oy verdiği, hem de sandıktan birinci parti olarak çıkarttığı Refah Partisi, Anayasa Mahkemesi tarafından dandik gerekçelerle kapatıldığında..

“Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık. Refah partisi kapatılmayı hakketti” diyerek, o karara alkış tutanlar..

Şimdi bize, “Demokrasi” dersi veriyorlar..

Devam ediyor Gürsel Tekin:

“HDP Meclis’te temsil ediliyor. Bunu hak sayacaksınız ama bu ülkeyi yönetmek için HDP’yi saymayacaksınız. O zaman millet iradesi nerede kaldı? O zaman bu seçmen yarın nasıl oy verecek? HDP’ye Bakanlık verilebilir. Her partiye de verilebilir. O da anayasaya göre seçime bir hak kazanmış bir partidir.”

Söyleme bakar mısınız?

Daha iki ay önce, PKK’lı teröristle fotoğrafı çıkan, bağlantıları ortaya dökülen HDP Milletvekili Semra Güzel’in dokunulmazlığı kaldırılmak istendiğinde, isteksiz davranan CHP..

Ve mecburen evet oyu kullanan CHP..

Daha başka dokunulmazlık dosyalarında, HDP’liler lehine oy kullanan CHP.

Şimdi bize diyor ki, “HDP’yi meşru parti olarak göreceksiniz.. Ama bakanlık vermeyeceksiniz, nasıl olur bu?”

Refah Partisi’nin seçimlerden birinci çıktığı halde, hiçbir cinayetle bağlantısı yok iken, illegal eylemlere desteği iddia olarak bile dillendirilemiyor iken.. 

Kapatanlar.. 

Kapattıranlar..

Kapatılmasına alkış tutanlar..

RP’nin % 21 oyuna hiç bakmadan, sonrasında kurulan Fazilet partisi’nin % 15 oyuna hiç bakmadan, kapattıranlar..

Şimdi % 10’luk HDP’ye, halkın oy verdiğini, o partinin PKK ile sıkı bağlantısı olsa bile, sandıktan çıktığını söyleyerek, kapatma davasına muhatap olmaması gerektiğini söyleyenler..

Şimdi, “HDP meşru bir parti” savunması yaparak, “bakanlık verilmesi de meşrudur” alıştırması yapıyorlar..

50 bin kişinin katili PKK’nın başı Apo’nun heykelini dikme sözü veren HDP meşru bir parti ise, RP milyon defa meşru parti idi..

Ama kapattınız..

Kapattırdınız..

Kapatılmasını, Anayasa ihlali olarak görmediniz..

“Laf olsun, torba dolsun” babından anlatmıyorum..

O kapatma sürecinde aktif rol oynayan Yekta Güngör Özden’den başlayın.. Necdet Sezer’e kadar.. 

AİHM’de “RP’nin kapatılması Anayasa ihlali, insan hakkı ihlali değildir” kararına imza atan Rıza Türmen’e kadar..

Hepsi, CHP zihniyetinde, hatta sonuncusu düne kadar CHP içinde milletvekili olan isimler değil mi?

HDP, meşru bir parti imiş..

Şu an hakkında kapatma davası açılmış bir partiyi bile güzelliyorlar..

“Bakanlık verilebilir” diyorlar..

Sonra da..

Meral Akşener’in dilinden, bu ülkede milliyetçilik edebiyatı yapıyorlar..

Evet, İyi Parti adına, iki milletvekili, Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık verileceği” sözüne itiraz etmişler..

Müsavat Dervişoğlu, “Gürsel Tekin beyefendi kendi namı hesabına verecek bir şeyi varsa, kime isterse ona versin. Densizliğin, hadsizliğin ve ilkelerimize saygısızlığın bir anlamı yok” demekle yetinmiş..

“CHP’nin planı, hazırlığı bu yönde ise. Biz bu ittifakta yokuz” dememiş. Diyememiş..

İyi Parti Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, “İYİ Parti’nin hassasiyetlerine, Genel Başkanımızın ‘Terör örgütünün gölgesinin bile düştüğü yerde olmayız’ beyanına, asgari ittifak hukukuna ve nezaketine rağmen, kime sordunuz da kime neyi veriyorsunuz?” demiş..

Ama, “Bize sorulmadan bir şeyler veriliyorsa, biz burada eşşekçibaşı değiliz” dememiş, diyememiş..

“Verilen hem de terör örgütünün uzantısı olan bir parti ise.. Biz orada hiç olmayız” diyememiş..

Kimsenin arasına nifak sokmaya çalışmıyorum..

Kimsenin, kimse ile arasını bozmaya çalışmıyoruz..

Herkesi dürüstlüğe çağırıyorum..

HDP’lilerle birlikte bir seçime girilmesini, İyi Parti makul buluyorsa, bunu açık açık dillendirmeli..

Milleti aldatmamalı..

Bu yönde hazırlığı olan CHP de, önce eski vekile, sonra halen vekil olan birisine.. Yarın belki genel başkanına ısındıra ısındıra bu söylemleri tekrarlatma yerine..

Dürüstçe planını açıklamalı..

İyi Parti’nin itiraz eden görüntüdeki cevval milletvekilleri de..

Halkı aptal yerine koymamalı..

Mahalli seçimlerde, HDP ile birlikte, büyükşehirlerde aday göstermeyip, CHP’li adayları destekleme konusunda, PKK’nın uzantısı parti ile birlikte hareket ettiniz..

Bir oldu bitti ile, seçmenin gözünden, bu kirli ittifakı kaçırdınız..

Şimdi afra tafra ile, “HDP’liye bakanlık vermeyi kime sordunuz” diyorsunuz ama..

İnandırıcı olamıyorsunuz..

Olamazsınız..

Çünkü “Perşembe’nin gelişi, Çarşamba’dan belli”dir..

Siz, İBB’yi HDP ile bölüştünüz..

İştirakleri, genel müdürlükleri, hatta kadroları bölüştünüz..

Yardımları, destekleri bölüştünüz..

Şimdi bir bakanlığı, iki bakanlığı vermekte mi HDP’ye itiraz edeceksiniz?