• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Davutoğlu’nun gazetesinde Gülen-Göktaş savunması!

27 Kasım 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Mesleğimiz gereği, hemen hemen bütün gazetelerin yazarlarını ve birinci sayfalarını, hatta bazılarının tüm sayfalarını günübirlik okumak zorundayız.

Gerçeği söylemek gerekirse, bazen atladıklarımız da oluyor.

Özellikle hukukçu kimliğe sahip yazarların derin analizlerini atladığımda, diğerlerine kıyasla kendimi daha fazla suçlu hissediyorum. 

Kaçırdığım yazılardan birisi de Karar gazetesinin hukukçu yazarı Figen Çalıkuşu’nun 18 Kasım’da yazdıkları. Zaman zaman da Halk TV’ye çıkan bu büyük hukukçumuzun yazısını, dün bir internet sitesindeki haberde yapılan atıftan haberdar oldum. 

Konu şu:

Beraat eden bir kişi hakkında sonradan dava açılıp yargılama yapılır mı yapılmaz mı?

Figen hanım hukuk fakültesini nasıl bitirmiş bilmiyorum ama, birkaç tane Türk filmi izlemiş olsaydı, ceza yargılamasında gerçeğin ortaya çıkarılması için, süre (İstisnası zamanaşımı vs) diye bir şeyin olmadığını, yine maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için evvelden verilen kararların (usul kurallarındaki prosedür uygulanmak şartıyla) bir önemi olmadığını bilirdi. 

Sanık lehine bazı istisnai hükümler bulunsa da, gerçeğin ortaya çıkarılması için evvelden verilen beraat kararlarının dahi, mahkûmiyet kararlarının dahi hiçbir önemi bulunmadığını bilirdi.

Yeterki verilen kararla maddi gerçeklik arasında bir farklılık olduğu yönünde ciddi deliller bulunsun.

Somuta gelelim.

“Geçmiş yıllarda farklı davalarda yargılanıp beraat eden iki sanık vardı. Şimdi birlikte aynı davada sanıklar; Fethullah Gülen ve Levent Göktaş…” diyerek konuya giriş yapan büyük(!) hukukçumuz şöyle devam ediyor: 

“Beraatlardan birinin üzerinden 16, diğerinin üzerinden 3 yıl geçmiş. Yıl 2022…”

Derin devleti; sağcı koluyla, solcu koluyla, ulusalcı koluyla hepsini birden koruyup kollamak için, Figen hanım hukukçu kimliğini de öne çıkartarak, devreye girmiş görünüyor.

Hablemitoğlu cinayetinde, tetikçilerle birlikte, azmettiren olarak Levent Göktaş ve Fetullah Gülen’in de sanık konumuna düşürülmesi, Figen hanımı çok üzmüş!

Ahmet Davutoğlu’nun gazetesinde derdini şöyle ifade etmiş:

“Bu iddianameye göre sormak gerekmez mi?

- 2002 yılında Hablemitoğlu’nu öldürdüğü iddia edilen Levent Göktaş nasıl 2019 yılında beraat etti?

- 2002 yılında bu cinayete azmettirdiği iddia edilen Fethullah Gülen 2006 yılında nasıl beraat etti?”

Teknik ayrıntılara hiç girmeden, konuyu kanun maddelerine boğmadan, basitçe anlatalım. Türk filmlerinden örnek vereyim:

Filmin kahramanı, yargılandığı davanın son duruşmasında, idam cezası almak üzeredir. Hakim kalemi kırmak üzere eline almış, hükmü tam açıklayacağı sırada, duruşma salonuna “Bir dakika hakim bey/amca” seslenişi ile birisi girer.  

Kimi zaman bir genç bayan, kimi zaman bir küçük çocuk, kimi zaman yaşlı bir amcadır bu.

“Durun” diye seslenir, sonrasını hatırlarsınız.

 Duruşma salonuna, tam kalem kırılırken giren kişi, gerçeği anlatır ve filmin kahramanı idam sehpasından kurtulur. 

Tabi; o idam sehpasından kurtulurken, gerçek katil de idam sehpasına doğru yol almak üzeredir.

Demek ki neymiş? 

Ceza hukukunda, “son dakika” veya “geç kalındı” muhabbetleri yokmuş. Maddi gerçeklik ne zaman ortaya çıkarsa, o dakika karar verilirmiş.

Figen hanım, “bu örnek bana tam örtüşmedi” diyebilir. 

O zaman tam örtüşen hem de filmden değil gerçek hayattan vereyim.

Adana Savcısı Sacit Kayasu, 12 Eylül darbecisi Kenan Evren hakkında, 2010 öncesinde  bir iddianame hazırlamıştı. 

O tarihteki Kemalist HSYK, iddianameyi çöpe attırmış, takipsizlik kararı verdirmiş, Sacit Kayasu’yu da mahkûm ettirmişti. 

“Sen, kahraman generalimize, suç mu isnat ediyorsun?” diye. Gel zaman, git zaman; yargı bağımsızlaşınca, Kenan Evren hakkında darbe suçundan aynı iddianame düzenlendi, hatta mahkûm oldu. 

Sacit Kayasu’ya tüm haklarının iade edilmesi için, ömrü vefa etmedi.

Burada, Figen hanımın hukuk fakültesine dönüp, tekrar öğrenmesi gereken husus şu: Yeni delil bulunduğunda, her zaman için önceki beraat kararları çöpe atılıp, yeniden yargılama yapılabilir. 

Bu çerçevede, Necip Hablemitoğlu cinayeti için, “Yeni deliller ortaya çıktığı için iddianame düzenlendi” diyeceğim ama, işin daha vahimi, önceki beraat kararları aslında Hablemitoğlu cinayeti için de değildi. 

O zaman, Figen hanımın hukuk fakültesine dönse de, aslında yapabileceği pek bir şey olmadığı sonucu ortaya çıkıyor. 

Öyle ya, İstanbul’daki trafik kazasından yargılanıp beraat ederseniz, Ankara’da karıştığınız bir başka trafik kazasında “Ben daha önce beraat etmiştim, beni niye yargılıyorsunuz” diyebilir misiniz?

Figen hanım da, maalesef ki maalesef bunu, bir cinayet şüphelisi için söylüyor.

Başka başka olaylar için verilen beraat kararları ile şimdi açılan davayı karşılaştırmanın absürtlüğü bir yana, 2002’den 2021’e kadar elde edilemeyen deliller, şimdi elde edildi ise, ne yapmamız gerekiyor? “Levent Göktaş bir kahramandır, PKK’ya karşı mücadele etmiştir, ona karşı asla dava açamayız” mı denilmesi gerekiyor? Veya, “Fetullah Gülen yıllarca kanaat önderi olarak bilinen bir isimdir ona dava açılamaz” mı denilmesi gerekiyor?

Kimlerin, kimlerle iş tuttuğunu, kimlerin kimleri savunduğunu görüyorsunuz değil mi? 

Davutoğlu’nun gazetesinde, hem derin devletin adamı ulusalcı Levent Göktaş savunuluyor, hem de CIA’ın kuklası Fetullah Gülen.

 Gelin çıkın bu işin içinden!

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

şüayıp

Muhalefetin konuşmaları basın yayinları Ak partısına çalışıtor

DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYOR

YENİ KURULAN PARTİLER! Arkasında birilerinin SERMAYESİ olmadan kolay kolay ÜLKENİN Her yerinde TEŞKİLATLANAMIYORLAR! AHMET ve ALİ NİN Partileri bu kadar kısa zamanda NASIL Teşkilatlandılar??? PARAYI NEREDEN BULDULAR? DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYOR? FETÖ DEN OLABİLİRMİ? FETÖ CÜ BUNLAR FETÖCÜ.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23