• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

CHP talimatnamesi: “Kol kırılır, yen içinde kalır”

13 Aralık 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Siz CHP’li vekilleri, CHP’nin sözcülerini televizyonlarda izlerken, boşuna vakit harcıyorsunuz..

Bir konuda CHP’li vekil ne düşünüyor, acaba CHP içinde farklı isimler, farklı görüşleri savunuyor mu diye siz merak ediyorsunuz ama..

Aslında CHP’li isimlerin çıktıkları televizyonlarda, açık oturumlarda ne söyleyecekleri, ne söylemeyecekleri önceden belirlenmiş.

Milletvekillerine ve televizyona çıkacak CHP’li isimlere dikte edilmiş..

Uydurmuyorum..

CHP’nin yayınladığı “12-18 Aralık 2022 Haftası, Haftalık Bilgilendirme Raporu”ndan size aktarıyorum..

Raporun hemen başında, İçindekiler bölümü var..

İlk madde ise şöyle:

“KONUŞULMAMASI GEREKENLER-DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KONULAR”

Yanlış okumuyorsunuz..

Aynen bunu yazmışlar..

Neyin konuşulmaması gerektiğini, nelere dikkat edilmesi gerektiğini, yazılı olarak CHP’li sözcülere dikte etmişler..

Merak ettim..

CHP’lilerin konuşmamaları gereken şeyler nelermiş, bir bakayım dedim.

Olur ya..

Bir CHP’li Akit TV’ye gelir de, karşımıza oturursa.

Önceden bilelim, “neleri konuşamayacakları”nı..

Önceden bilelim, “CHP’nin parti yönetimi, dikkat edilmesi gereken hususlar olarak neleri kendilerine dikte etmişler.”

Raporu açıp okuyorum..

Tam evlere şenlik..

Hani CHP adına konuşma yapacaklara, ne açıklama yapacaklarını, neleri söylemeyeceklerini birebir dayatmışlar desem, yanlış olmaz..

Rapordan birebir aktarayım:

“Kutlama mesajlarının dışında dini konulara girilmemeli. Röportaj ve televizyon programlarında konu ile ilgili gelen ısrarlı sorulara, laiklik vurgusu ile dini konuların siyasilerin değil konu ile ilgili çalışan İlahiyat kökenli akademisyenler ile din alimlerinin vermesi gerektiğine vurgu yapılmalı.”

İfadelerin doğruluğu-yanlışlığı noktasında değilim..

CHP’li vekillere, sözcülere yapılan dayatmanın anlamının ne olduğu noktasındayım..

“Dini konulara girilmemeli” denilirken..

Ardından “laiklik vurgusu yapılması” talimatı, sonrasında soruları ilahiyatçılara sevketme emrinin arka planında daha başka neler olduğunu merak ediyorum..

Ki, “dini konulara girmeyin” denilirken, neleri yapabilecekleri de, aynı raporda CHP’li sözcülere ruhsat olarak bildiriliyor:

“Siyasilerin din konuşmasının dini siyasete alet etmek olduğu vurgusu yapılabilir.”

Demek ki, biz CHP’li şu vekil, CHP’li bu sözcü diye ekran karşısında izlediklerimiz, bu talimatları alıp, önceden ne cevap vereceklerini, CHP yönetiminin talimatı ile şekillendirmişler, biz de konuşulanların, özgür irade ile ağızdan çıkan ifadeler olduğunu sanıyoruz.

Raporda talimatlar devam ediyor..

Adeta ilkokul talebesine, “Neleri yapmaları ve neleri yapmamaları” gerektiğini titizlikle anlatır gibi, haftalık raporda CHP’li isimlerin neleri konuşabilecekleri, neleri konuşamayacakları talimatname şeklinde bildiriliyor.

“Ak Parti’nin kendi içerisinde yaşadığı tartışmalara girilmemeli, konu ile ilgili sorular cevaplanmamalıdır” ifadesine ilk aşamada, “Bir genel ilke belirlemişler. Bir taktik geliştirmişler savunması yapılabilir.

Ama aynı raporda, bu konunun devamında bakın ne deniyor:

“Bu konudaki en önemli yaklaşım ‘Biz de izlemekteyiz, demokrasimiz açısından gözlemekteyiz’ yanıtıdır.”

Vay vay vay..

Biz CHP’li milletvekili Gürsel Tekin konuşurken.. CHP adına Yunus Emre konuşurken.. Engin Altay ve daha niceleri konuşurken..

Dudaklarının arasından hangi cümle çıkacak diye merak ederken.

Aslında hiç meraka gerek yokmuş..

Haftalık raporda, CHP yönetimi, CHP’lilerin hangi soruya, ne cevabı vereceklerini de, önceden belirlemişler..

En güzel cevabı bulmuşlar ve rapora bağlamışlar.

“Biz de izlemekteyiz, demokrasimiz açısından gözlemlemekteyiz” denilmesi gerekiyormuş..

Ay ne güzel bir cevap bu..

Etliye, sütlüye karışmayan..

Ortadan..

Kimseyi kırmadan..

Ne anlama geldiğini, söyleyenin de anlamadığı..

Dostlar alışverişte görsün türünden bir cevap..

Rapor bitmedi.. Devam ediyor:

“Türk Ordusu ve Genel Kurmay Başkanlığı ile ilgili eleştirel söylemlerde bulunulmamalı.”

Burada Ali Mahir Başarır’ın, güçlü bir zılgıt yediği anlaşılıyor..

Yok öyle, “Satılmış ordu” ve benzeri ifadelerle, halkın teveccüh gösterdiği orduya laf atmalar..

CHP yönetimi durumu çakmış..

Ali Mahir Başarır’ın sözlerinin, partiye zarar verdiğini farketmiş, kendilerinin gerçek fikri ordu karşıtlığı olsa bile, seçime kadar bu ifadelerin tekrarlanmaması gerektiğini talimatnameye yazmışlar..

Aynı paragrafta, şu konuya da dikkat çekiliyor:

“AKP’nin millet (Milliyetçilik) ve ümmet(Din) siyaseti üzerinden rant elde etmeye çalıştığı, bu ideal doğrultusunda duyguları sömürerek oyunu arttırma çabasında olduğu unutulmamalıdır. Doğru da olsa söylenecek tek bir cümle dahi rakibin eline çok önemli bir fırsat verebilir.”

Riyakarlıklarını ifşa eden cümleyi gördünüz değil mi?

Bir yandan sabahtan akşama kadar hakaret ettikleri “ümmet” kavramının, aslında kendi kafalarında “din” kavramı ile eşanlamlı olduğunu itiraf ediyorlar..

Biz söylediğimizde, “Ne alakası var. Biz ümmetçiliğe karşı çıkıyoruz. Dine değil” diyorlar ama..

İşte bu raporda, net olarak, “Ümmet” kelimesinin hemen ardından, parantez içinde “din” kavramını kullanarak, neyi kastettiklerini itiraf ediyorlar..

Sonrasında da..

Yine gerçek düşüncelerinin aksine söylem geliştirdiklerini ifşa ederek, “Doğru da olsa” çekincesini hatırlatarak, “Aman dikkat edin” uyarısı yapıyorlar..

“Aman dikkat, gerçek niyetinizi açığa çıkartmayın” talimatını da böylece vermiş oluyorlar..

Raporda talimatlar oldukça uzun..

Ama atlamadan ardı ardına olan talimatları vererek, “Ali bey işine gelen bölümleri alıntılamışsın. Bazı bölümleri atlamışsın” eleştirisine muhatap olmamak için, devamındaki bölümü aktarayım:

“Türkiye’nin etnik ve mezhepsel, cinsiyet ve sınıfsal yapılanmalarına yönelik daima birleştirici bir söylemde bulunulmalı.”

Aslında söylem doğru. Ama affedersiniz, doğru olan bu söylemi, CHP yönetimi, sözcülerine niye hatırlatma ihtiyacı duyuyor..

Yoksa, içlerinde farklı görüşte olanlar var, onlara “Aman sakın kendi düşüncelerinizi açık etmeyin” denilmek mi isteniyor..

Yorum yapmayacağım şu paragraf ile yazıyı bitireyim:

“Parti’nin iç organlarında konuşulması gereken hususlar medya önünde konuşulmamalı. Ülkenin menfaati için ilkemiz daima ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ olmalıdır. Parti içi sorunların çözüm noktası medya ve kamuoyu değil parti içi organlardır. Parti sorunlarını kamuoyunda konuşmak ‘Bunlar daha kendi sorunlarını çözemezken ülkeyi nasıl yönetecekler’ algısı oluşturup, CHP’ye ve ülkenin geleceğine zarar vermektedir.”

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Saflar netleşti....

Muhalifler; tarikat ve cemaatleri kapatacaklarını, buldozerlerle yerle bir edeceklerini söylediler. Bu saatten sonra tarikat, cemaat ve vakıfların muhalefete meyletmeleri mümkün gözükmüyor. Artık hepsi şartsız koşulsuz, amasız fakatsız hepsi sizin yanınızda. Hadi iyisiniz yine.

Abdulhamit

Yalnız CHP mi,bir merkezde pişirilen algılar 6+1 yoldaşlarına hep birden dikte ettiriliyor,koro halinde görevlerini yerine getiriyorlar,dedelerinin vasiyeti üzere kadim topraklarımızı her türlü maske kullanarak batıla peşkeş çekmek için gemileri yaktılar.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23