Bir gün “Fakülteler çok, kapatın” diğer gün “halk cahil”!
Metin Akpınar yine sahnede..
“Tiyatro sahnesinde değil, film sahnesinde hiç değil” diyeceğim ama.
Diyemiyorum.
Çünkü rolünü oynuyor..
“Sanatçı tarafsız olur. Sanatçı yalaka olmaz” diye kurdukları tezgahta, artık gizlemiyorlar, açıktan muhalefetin yalakası olduklarını itiraf ediyorlar..
Düne kadar AK Parti içindekilere dahi, şirinlik yapıp, “Aman ayrılmayın” diyorlar.
Sonra dönüp, “Sanatçı partiler üstüdür. Sanatçı muhaliftir.. Yanlış anlamayın” diyorlar.
Yanlış anlamıyoruz zaten.
Sizleri çok iyi anlıyoruz..
Demokrasi dediniz.
Şimdi “Halkın cahil olduğu”nu söyleyerek, “onların oyuna da bakılmaz” demeye getiriyorsunuz..
“Seçim” dediniz..
Şimdi “adam % 51 oy alıyor. Türkiye cahil” diyorsunuz..
Halk CHP’yi seçerse..
Hatta AK Parti’den ayrılanlarla birlikte kurulan ittifakı seçerse..
Halk alim olacak.
Halk, içinden çıkan Tayyip Erdoğan’ı seçerse, “cahil” olarak nitelendirilecek..
Kafa yapıları bu..
Metin Akpınar’ın sözlerini birebir vereyim, sonrasında cahilliği masaya yatıralım..
Akpınar anlatıyor:
“Unutmayın ki adam (Tayyip Erdoğan kastediliyor) yüzde 51 oy alıyor. Bugün Türkiye cahil bir ülkedir. Ben necip Türk milletinin kararlarından ve allegliğinden ödü patlayan bir sanatçıyım. O yüzden onlar seçebiliyorlar, niye, çünkü ortalama eğitim seviyesi ilkokul beş. Daha liseden mezun bile olamadık.”
Bu adama, aynı toplam nüfusa sahip olduğumuz Almanya’da üniversitelerdeki öğrenci sayısının 2.5 milyon, Türkiye’de 7.5 milyon olduğunu söylesem, ne cevap verecek?
Şu an cevap vermelerine gerek yok..
Onlar önceden cevap verdiler zaten..
Tayyip Erdoğan, “her ile üniversiteyi getirdik” dediğinde..
“Türkiye cahil” diyenlerin takımı, “Anadolu’daki Tıp fakültelerinden ve Hukuk fakültelerinden başlayarak, hepsini kapatın” dediler.
Niye?
Mevcut doktorlara, mevcut avukatlara rakipler geliyor çünkü..
Bir avuç elit kesim, az bulunurluklarının istismarını yapacaklar..
Anadolu çocuğu doktor olmasın, hukukçu olmasın istiyorlar..
“Üniversiteye gidemesinler” diye çırpınıyorlar..
Hani halkı ve AK Parti’yi cahillikle suçlayan bu zevat, daha bir gün önce, Çanakkale Akkuyu arasındaki iki tünelin yapılıp bitirilmesi ile 50 dakikalık yolun, 5 dakikaya indiğini de yorumlasalar..
“Bu yolun yapılması, cahilliğin göstergesidir. Alim olan kişi, o yolu 5 dakikada değil, 50 dakikada gitmesi gerekir” deseler..
Anlayacağım..
Ama demiyorlar, diyemiyorlar.
Bu ülkede yıllarca tek başına iktidar olmuş CHP.
DP’ye darbe yaptıktan sonra yıllarca koalisyon ortaklığı halinde ülkeyi yöneten CHP.
Bu ülkenin başına başörtü yasağını bela ederken, sözünü geçirten CHP’nin yapamadığını..
Seçeni ile seçileni ile cahil ilan edilen AK Parti iktidarı döneminde..
9 yıl önce başlanan ve bitirilemeyen Bolu Tüneli bitirilmiş..
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne başlanmış, bitirilmiş..
Diyebilirler ki..
O köprünün benzerleri var, 15 Temmuz Şehidler Köprüsü ve Fatih Köprüsü..
CHP’nin koalisyon ortaklığı dönemine ait değil ama..
O köprülerin yapımına imza atanları da, Metin Akpınar zihniyeti, cahil ilan ediyor ama..
Orayı geçtik..
Cahil dedikleri seçmeni ile seçileni ile AK Parti, 100 yıllık rüyayı gerçekleştirmiş, Marmaray’ı başlamış ve bitirmiş.
Utanmıyorlar, “Türkiye halkı cahil” diyorlar..
Özellikle de, AK Parti seçmenini kastediyorlar..
Avrasya Tüneli başlanmış, bitirilmiş..
AK Parti’yi seçenler cahil olsaydı, başörtü yasağı ile kendisinden bahsettiren CHP’yi seçmeleri gerekmez miydi?
Ne işleri var, köprü üstüne köprü yapan AK Parti ile. Ne işleri var Marmaray’ı yapanlarla. Avrasya Tüneli’ni yapanlarla.. Heykel dikenleri seçmeleri gerekmez miydi? Kıyafet yasağı getirenleri seçmeleri gerekmez miydi?
Metin Akpınar’ın, yukarda metnini verdiğim konuşmasını yaptığı Antalya’da, CHP’li belediye yönetimi, şehri Yunan tanrıçası diye kabul ettikleri, göğüs dekolteli kadın heykelleri ile donatmış.
CHP, çıplak kadın heykelleri ile kendisinden bahsettiriyor..
Seçmen kitlesi “bilgili” oluyor..
AK Parti, köprülerle, tünellerle anılıyor..
Seçmen kitlesi, “cahil” oluyor..
Bu “değerlendirmeyi” yapanların bizzat kendileri de cahil değil mi?
Alim-cahil tartışması bir yana..
Dini kavramlara laf atmasalar, mümkün değil, yerlerinde duramazlar..
“Hz. Adem’den mi geldik, aminoasitten mi” tartışmasını da başlatıyor, Metin Akpınar..
Çok da takmıyorum, “Sen aminoasitten geldiğine inan.. Ama aminoasitin nerden geldiğini de önce anlat” der, geçerim..
Fakat bu arada, CHP’nin kuyruğuna takılan muhafazakarlara seslenmemiz lazım..
Metin Akpınar’ı, Antalya’ya çağırıp konuşturan kim?
CHP’li belediye..
CHP ile ittifak yapanlar kim?
İyi Parti, DEVA, GP ve en önemlisi SP..
Bu partilerin yöneticileri, İslam dininin en temel kabullerinden birisi olan, “Hz. Adem’den geldik” inancına; sırf dindarları bilimden uzak, cahil insanlar olduğu imasını yapmak için “Hz. Adem-aminoasit” muhabbeti yapan bu sözde sanatçının sözlerinden kendilerine de bir sorumluluk düştüğünü düşünmüyorlar mı?
CHP ile ittifak yapacaksınız.
O CHP’li belediye başkanları, Yunan tanrıçası olduğu iddiası ile göğüsleri açık kadın heykellerini Antalya’nın dört bir yerine yerleştirecek..
Sizler bundan sorumluluk kabul etmeyeceksiniz.
CHP’li belediyenin davet ettiği sözde sanatçı, Hz. Adem inancının yanlış olduğunu söyleyecek, siz bundan vebal duymayacaksınız..
Sizler, nasıl muhafazakarlarsınız?
Nasıl Müslümanlarsınız?
Hani FETÖ’nün illegal dinlemelerinde, bir eski bakanın iki kelimesini yakalamıştınız. Doğru da yaptınız.. O bakan istifa etmek zorunda kaldı. Bir de özür diledi..
Peki, şimdi sizin ittifak yaptığınız CHP’liler..
İslam dininde ne kadar tartışılmaz kavram var ise, ona itiraz ile ona saldırı ile meşguller..
AK Partili eski bakanın hatasını gördüğünüz gibi..
CHP’lilerin yanlışlarını da niye görmüyorsunuz..
“Görmeye kalkarsak, gözlerimiz bir o yana, bir bu yana gitmekten, şaşı oluruz” diyorsanız..
Siz de haklısınız..
Ama esas korkulması gereken, ahirette şaşı olmak değil midir?