79 yılda bir kişi yok, 22 yılda üçü birden!

Müthişsin AK Parti..

Her alanda olduğu gibi, Nobel’de de Türkiye’yi zirvelere taşıdın..

1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti, AK Parti iktidara gelinceye kadar, bir tane bile Nobel ödülü kazanamamış..

Pozitif bilimde yerlerde sürünmüş olmalıyız ki.

Edebiyatta yerlerde sürünmüş olmalıyız ki.

Bilim mi değil mi, diye birilerinin tartıştığı ekonomi alanında yerlerde sürünmüş olmalıyız ki..

AK Parti iktidara gelinceye kadar bir tane Nobel ödülü alan Türk yok..

Ne zaman ki, AK Parti iktidara geldi..

Tarih: 2006.. Edebiyat’ta Orhan Pamuk..

Tarih: 2015. Kimya’da Aziz Sancar..

Tarih: 2024. Ekonomide Daron Acemoğlu..

AK Parti’nin Türkiye’yi yükselttiği noktayı görüyor musunuz..

79 yılda bir tane bile yok..

22 yılda üç tane birden..

Beni tanıyanlar, “Bir yanlışlık olmalı. Aziz Sancar tamam da.. Orhan Pamuk’u da, Daron Acemoğlu’nu da. Üçünün birden bir ödüle layık gören İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’ni de, kralını da, veliahtını da.. Verdiği ödülü de.. Alayını birden.. Ali bey önemsemez.. tam aksine, eleştirir. Şimdi AK Parti’yi öveceğim diye, böyle bir yazıyı da kaleme almaz” diyeceklerdir.

Doğru tahmin edeceklerdir..

Yanar döner hiç olmadık..

Olmama azmimizi hiç sekteye uğratmadık..

İşimize geldiği gibi, bir gün öyle, bir gün böyle olmaya teşebbüs etmedik..

Bugün eleştirdiğimizi, o aynı noktada durduğu halde, ertesi günü işimize geldiği için göklere çıkarmadık..

Bugün övdüğümüzü, ertesi günü işimize öyle geldiği için, yerin dibine sokmaya kalkışmadık..

Nobel ödülüne de bakış açım belli.

Ona layık görülen Aziz Sancar bir istisna.. Orhan Pamuk’a da, Daron Acemoğlu’na da bakış açım belli..

Dolayısı ile Nobel ödülüne layık görülme, hem de üç tane birden.. Tam da AK Parti iktidarına denk gelmişse..

Bunu olsun olsun..

Türkiye dünya genelinde bilinir bir devlet, hatırı sayılır bir ülke oldu.. AK Parti iktidarı öncesinde, “Türkiye nerede ki?” diye sorulurken..

“Ha Türkiye mi... ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyen liderin ülkesi değil mi.. “ tanınırlığı sayesinde, Nobel ödülü değerlidir veya değildir. Nobel ödülüne layık görülenler, gerçekten hakketmişlerdir veya hakketmemişlerdir.. Üç kişi birden, bu ödülü almış..

Biz eski eleştirilerimize, bugünküleri de ekleyerek söyleyelim..

Daron Acemoğlu kim?

Ödülü aldığı dalın ismi ekonomi.. 

O da, sözümona ekonomist..

Peki bakalım çalışmalarına, en fazla isminin anıldığı çalışmaları hangi alanda..

Özellikle son yıllardaki röportajlarına bakıyorsunuz.

Açıklamalarına bakıyorsunuz.

Demokrasiden bahsediyor..

İfade hürriyetinden bahsediyor..

Otoriterleşmeden bahsediyor..

Vesaire..

Ekonomi nerde?

Ekonomi sadece, “AK Parti iktidarı, ekonomiyi çok kötü yaptı. Ülke iflasın eşiğinde” modunda açıklamaları ile sınırlı..

10 yıldır bunları söylüyor..

Ama Türkiye’yi bir türlü iflas ettiremedi..

CDS primi 800’lere çıkınca..

“Bitti, Türkiye bitti.. yandı kül oldu” türünden açıklamalar yaparken. Yapanları desteklerken..

Şimdi o CDS primi 300’ün altına indiğinde..

“Bunu nasıl indirdiler? Gidip Mehmet Şimşek’ten öğreneyim” diyeceğine..

“Üç vakte kadar, Türkiye batacak. Tren kalktı. Son an bindik, bindik” türünden açıklamalara devam ediyor..

Ekonomi alanındaki öngörüleri tutmuyor..

Peki daha çok uğraştığı demokrasi, ifade hürriyeti konularında bir tutarlılığı var mı?

Ne gezer?

Daron Acemoğlu isimli şahıs, Amerika’da yaşıyor..

Amerika’da, iki bayan rektör, daha sonra da bir erkek rektör, üniversitelerinde Filistinli gençlerin İsrail’e protestolarını önleyemediği için, istifa ettirildiler..

İfade hürriyeti, hani nerede!.

Rektörlerin istifa ettirilmesine yönelik tehditler için, Daron Acemoğlu ne demiş?

Bakın, “İsrail’in soykırımı için ne diyor” sorusunu yöneltmiyorum bile..

Bir yılı aşkın süredir, İsrail hemen her gün, hastaneleri bombalıyor. Okulları bombalıyor.. Daron Acemoğlu, ifade hürriyetine verdiği önemin binde birini, hayat hakkına vermiyor mu?” diye de sormuyorum..

Onun derdi, Osman Kavala niçin cezaevinde..

Selahattin Demirtaş, niye hapis cezası aldı?

İfade hürriyeti için çırpınanlar..

Ki, onu da söyleyeyim. Kavala için de, Demirtaş için de.. 

Olayın ifade hürriyeti ile uzaktan yakından ilgisi yok.

İşlenmiş fiili suçlar, eylemler sözkonusu..

Ama bu iki isim üzerinden, “İfade hürriyeti olmazsa, demokrasi olmaz.. Demokrasi olmazsa, yatırım gelmez..” diye başlayıp..

Tepemizde boza pişirenler..

Şimdi İsrail’e, “Sivilleri öldürürsen.. Sivilleri geçtik.. Kadınları öldürürsen.. Onları da geçtik. Çocukları öldürürsen. Hatta bebekleri öldürürsen. Hatta hastanedeki bebekleri öldürürsen.. Sadece sen değil, 7 sıra senden sonra gelecek neslin de iflah olmaz” desene..

Yaşadığın Amerika’ya bir çift söz söylesene..

“Tüm dünyaya, demokrasi diye yutturulan. Özgürlükler ülkesi diye yutturulan Amerika’nın gerçek yüzü, İsrail’in soykırımında kendisini göstermiştir. Bombalar Amerika’dan gidiyor. Silahlar Amerika’dan gidiyor. Hatta İsrail, attığı bombalara karşı misillemede bulunanlara aciz kaldığında, savunmasını yapan da Amerika.. Batsın bu Amerika” desene..

Diyemiyorsan..

Türkiye’ye demokrasi öğütlerinde bulunurken.

Soykırımcı İsrail’e, soykırıma yardım eden Amerika’ya tek kelime edemiyorsan..

Nobel ödülü alsan ne yazar?

Almasan ne yazar!

Murat Alan ve Ali Karahasanoğlu'nun katılımı ile bugünkü Manşetlerin Dili programını bu linkten izleyebilirsiniz:  https://www.youtube.com/watch?v=DzmajV3ITEQ