Erdem çengel takmak değil halka olmaktır
Türkiye ve Suriye’yi sarsan deprem gerçekten büyük bir felakete yol açtı. Günlerdir hepimizin kafasını birinci derecede meşgul eden konu bu.
Sadece Türkiye’yi değil bütün İslam coğrafyasını hatta tüm dünyayı etkiledi. Bunun birinci sebebi elbette felaketin oldukça büyük ve zorlu olması, geniş bir alana yayılması ve iki ülkeyi birden sarsmasıdır. İkincisi ise Türkiye’nin artık İslam dünyasında ve uluslararası platformda önemli bir yerinin olması, dolayısıyla bu ülkede yaşanan gelişmelerin de tüm İslam dünyasındaki halkları ve genelde dünya kamuoyunu ilgilendirmesidir.
Felaketin büyük olmasına rağmen dayanışma ve güç birliği ile Allah’ın izniyle yaralarının sarılmasının da mümkün olacağına inanıyoruz. Ancak bunu başarabilmek için siyasi tavırlarımızı ve konumlarımızı bir kenara koyarak, zarar gören, zorluk çeken insanlarımızın sıkıntılarını hafifletme amacı uğrunda bir erdemlilik göstermeye ihtiyacımız var.
Fakat erdemlilik göstermek için de depremin sarstığı insanlara birinci elden ulaşmaya çalışanlara, yardımcı olanlara destek vermek, onların etrafında işbirliği halkaları oluşturmak gerekir. Bunu yapanlar ister gönüllü kuruluşlar adına, ister resmi kurumlar adına çalışıyor olsun fark etmez. Olayın başından beri sahada varlığını göstererek insanların yaralarının sarılması için bir şeyler üstlenmeye çalışan herkes insanlık adına orada bulunuyor ve bütün insanlığı temsil ediyor.
Fakat ne kadar ilginçtir ki bu şartlarda bile birileri çıkıp, birtakım rant hesapları için fiilen sahada yer alan ve insani yardım faaliyetlerinde aktif rol alan kurumları ve kişileri karalamak amacıyla onlara iftira atmak için adeta yalan üretme merkezleri oluşturuyorlar. Günümüz şartlarında sosyal medyanın etkisini bu kadar artırmış olması ve insanların bu alana büyük ilgi duyması da onların işlerini kolaylaştırıyor. Bu yüzden hadiseleri sıcağı sıcağına takip etme çabası içinde olanlar gelişmelerden değil kurgulardan, yalanlardan, tamamen birilerini karalama amacına yönelik rant hesaplı karalamalardan haberdar oluyor. Bu da ayrı bir depreme, zihin dünyasında yaşanan bir depreme yol açıyor. Dolayısıyla zihinlerin doğru yönlendirilebilmesi için bir de bu yanlış yönlendirmelerin ve kasıtlı çarpıtmların zihin dünyasında oluşturduğu hatalı bilgi enkazını kaldırma ihtiyacı hasıl oluyor.
Bu şekilde çarpıtmalar yapmanın ve şiddetli sarsıntıya uğramış insanların ellerinden tutmaya çalışanlara sürekli çengel takmaya çalışmanın kime ne yararı olacak? Bundan evleri yıkılanlar, yakınlarını kaybedenler, hastanelerde tedavi görenler bir yarar elde edebilecekler mi? Bilakis yer yer çalışmaların aksamasına neden olacağı ve zihinleri gereksiz şeylerle meşgul edeceği için zarar görecekler.
Depremin sebep olduğu felaketin oluşturduğu yükün altından kalkmak için büyük görev üstlenme aşaması bundan sonra başlıyor. Bu aşamada güçleri birleştirmek, yaraların sarılması için yürütülecek çalışmalara destek vermek ve bu konuda başarılı olunması için insanlarımızın zihin dünyasını işgal etmeye kalkışan iftiracılara kesinlikle prim vermemek gerekir.
Tabii bu dönemde insani değerlerden tamamen soyutlandıkları için deprem üzerinden çıkar elde etmeye çalışanlar da çıkabilir. Nitekim geçmişte bu tür felaketlerde bu gibi art niyetliler her zaman köşede bucakta bekleyerek bir şeyler koparmaya çalışmışlardı. O gibiler karşısında hem devlet yetkililerinin hem de halkımızın çok dikkatli olması gerekir. Başkalarının insani ve ahlaki faziletlerini kendilerinin dünyevi çıkarları için istismar etmeye kalkışanlara kesinlikle fırsat verilmemelidir. Ama bu konudaki hassasiyetin tamamen insani değerlerle ve samimi duygularla sahada yer almak isteyenlerin de önünü kesmeyecek düzeyde kalması önemlidir. Bu konuda da yetkili kurumların ve sorumluluk taşıyan görevlilerin durumu görmek isteyenlerin önlerini aydınlatmalarının büyük katkısı ve yararı olacaktır.
Yüce Allah’ın bütün iyilik ve erdem sahiplerine başarılar lütfetmesini diliyoruz.