Milli Takım netleşirken!..
İngiltere hazırlık maçından sonra Karadağ, Milli Takımımız için adeta ‘çantada keklik’ olarak görülebilirdi. Nitekim de öyle oldu. Avrupa Şampiyonası öncesi böyle bir takımla hazırlık maçı yapmak, ay-yıldızlıların ekip olarak, turnuvaya iki haftadan az bir süre kala akıllıca davranış! Keklik avına çıkan avcının, av sonunda yüzünün kızarmaması, aradığı morali bulmasına benzer bir durum!...
Karadağ maçının sonucu, skor olarak beklentilerin gerisinde kaldı ama sergilenen oyun açısından, Millilerin oldukça yol katettiğinin önemin canlı şahidi olduk. Hemen şunu da söylemek abes bir durum olmaz sanırım; ‘Milliler maçı ciddiye alsa, skor daha da farklı olabilirdi...’
Karşılaşmanın geneline bakıldığında, özellikle orta saha oyuncuların oyuna katılım ve üretkenliği üst düzeydeydi. Geride kalan maçlarda daha da iyi olma yolunda yol aldıklarına şahit olmaktayız. Oğuzhan ve Ozan adı geçen mevkilerin, dahası Milli Takımımızı tetikleyen isimlerdi. Gole yakın futbolcular için adeta besleyici görevi üstlenen Oğuzhan’a, övgü noktasında ayrı bir parantez açmak gerekecek...
Şimdi orta saha için böyle bir olumlu tablo ortaya çıkardığımızda, Hakan Çalhanoğlu ve Arda’yı da siz böyle bir kadroya dahil ettiğinizde, ortaya otomatikman forma kapma mücadelesi çıkacak. Bu alternatif kadronun varlığı, başlamasına az bir süre kala Fransa’daki şampiyonada karşılık bulacak gibi gözüküyor...
İngiltere mücadelesinden sonra Karadağ karşılaşmasında sahaya sürülen kadroya baktığımızda, ilk onbir de üç değişiklik göze çarptı; Selçuk İnan, Hakan Balta ve Gökhan Gönül. Olmayanların yerinde ise Arda Turan, Ahmet Yılmaz ve Şener Özbayraklı görev aldı.
Burada hemen akla İngiltere maçı sonrası Terim’in ‘kadroya yeni isimler dahil ederiz’ sözleri geliyor. Tıpkı bugün konuşulan genç yetenek Emre Mor’un, bulduğu şansı iyi değerlendirmesi gibi...
Ligimize bakıp, gol kaydetme yarışının ilk basamaklarında yabancıları gördüğümüzde problem apaçık göze çarpmakta. Milli Takım düzeyinde bu problemin aşılması için Terim; Cenk, Burak gibi değişik seçenekleri deniyor...
Burak Yılmaz’ın maç eksikliği olması en büyük olumsuzluk. Onun Milli Takım’daki en önemli artısı, yüksek toplarda sonuca götürecek fiziki kapasiteye sahip olmak. Takım açısından, özellikle hazırlık maçlarında ‘zafiyet’ diye tanımlanan bu durumu gözlemledik. Bu eksiklik Burak ile giderilebilir gözükse de, oyuncunun maç eksiği bu ihtimali, beklenen verimin alınmasını zorlaştırmakta...
Gol yollarındaki yaşanma ihtimallerine baktığımızda, Karadağ maçında geliştirilen sayısız atak, buna rağmen kaydedilen tek gol. Ve atılan bu golün gecikmesi, maç sonuna doğru skor tabelasını Mehmet Topal’ın değiştirmesi... Sanırım tezimizi doğrulur nitelikte...
Milli Takım kadrosundaki şekillenmede yavaş yavaş sona doğru yaklaşılmakta. Avrupa Şampiyonası’na gidecek kadroda sınır var. Mevcut 31 kişilik kadronun 23 kişiye düşürülme zorunluluğu. Bu seçimi yapacak olan teknik heyet. Hangi futbolcular ‘asil’ kadroda yer alacak gibi soru yöneltildiğinde, turnuva öncesi 5 Haziran’da yapılacak olan Slovenya son hazırlık maçı, ay-yıldızlı kadronun netleşmesi demek...
Danimarka değil de Milli Takımı seçen, Karadağ karşısında ise Milli forma ile tanışan Emre Mor’un Fransa kadrosunda yer alması, Terim’in kendi ‘kontenjanı-güveni’ olarak değerlendirilmeli ve normal karşılanmalı…