• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Yıldız
Abdullah Yıldız
TÜM YAZILARI

Diyanet ve Mehmet Görmez niçin hedefte?

30 Mayıs 2017
A


Abdullah Yıldız İletişim: [email protected]

Mübarek Ramazan ayının bir gün öncesine kadar, olabildiğince yoğun bir tempo ile o şehirden bu şehre, ‘şu okul senin, bu okul-salon benim’ Namazla Diriliş programlarımızı icra etmek için koşturup duruyorduk ki, Kutlu Doğum Haftası üzerinden Diyanet’e ve Sayın Mehmet Görmez’e yönelik kirli bir kampanya başlatıldı. 1989’dan beri her yıl Nisan ayının ikinci haftasında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın öncülüğünde neredeyse tüm resmi ve sivil kuruluşlarımızın katılımlarıyla kutlanan ve Efendimizi (s.a.) bütün yönleriyle anlatmayı hedefleyen Kutlu Doğum Haftası, bu yıl bu sinsi tezgâhla gölgelendi.

28 yıldır toplumun her kesimince coşku ile idrak edilen Kutlu Doğum Haftası’nın sözde ‘FETÖ icadı’ olduğu şeklindeki akla ziyan bir iftira ve Sayın Görmez’in FETÖ’ye yazdığı söylenen mektup üzerinden başlayan kampanya, Diyanet Teşkilâtına yönelik kapsamlı bir itibarsızlaştırma operasyonuna dönüştü.

Her sene 14-20 Nisan tarihleri arasında kutlanmakta olan Kutlu Doğum’un, yine her yıl Hicri 12 Rebiülevvel’de kutlanmakta olan Veladet Gecesi/Kandili tarihi ile birleştirilmesi talepleri üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu Genişletilmiş İstişare Heyeti’ni toplantıya çağırarak Kutlu Doğum Haftası’nın her sene olduğu gibi Nisan ayında “Sîret Haftası” adı altında kutlanmaya devam edilmesini kararlaştırmış bulunuyor ki, bizce de bu çok isabetli bir karardır

Peki, Diyanet Teşkilatı’nı ve özellikle de başkanlığı döneminde kurumun itibarını ciddi manada artıran Mehmet Görmez’i yıpratmaya yönelik bu sinsi kampanyayı hangi şeytani güçler tezgâhlamıştı? 

Aylardır ortalıkta dolaşan bir meşkûk mektup üzerinden Görmez Hoca niçin hedef tahtasında idi?

Meşkûk mektup için çok şey yazıldı, söylendi... Yazmış olsa ne yazar! Mesele o değil!...

Erem Şentürk kardeşimin dediği gibi, “İhale mi alamadılar, kontrol edeceklerdi de diş mi geçiremediler?” (Diriliş Postası, 24.05.2017) Galiba ikincisi… Ama Görmez’i “kafaya taktıkları” kesin…

Öyleyse meseleye çok daha geniş perspektiften bakmalı ve bu sinsi kampanyayı yürütme görevi kendilerine ihale edilen tetikçi çevrenin arkasındaki şer odakların şeytani niyetleri doğru okunmalıdır.

Bizce asıl mesele, sistemin, ta başından beri kendisine uysal ve edilgen bir rol biçtiği Diyanet’in, son yıllarda giderek artan bir ivme ile aktif ve etkin bir rol üstlenmeye başlaması ve özellikle de Sayın Görmez döneminde yurtiçinde ve yurtdışında İslâmî dirilişimize öncülük eder hale gelmiş olmasıdır.

Hatırlayabildiğimiz kadarıyla ve özetle söylersek, Diyanet İşleri Başkanlığı:

-Çeyrek asrı aşan bir zamandan beri, her sene on binlerce Kutlu Doğum Programı düzenledi. 

-Bu planlı ve yaygın etkinliklerle, toplumun her kesiminin gönüllerine Peygamber aşkını taşıdı.

-28 Şubatçıların dayatmaları karşısında “Başörtüsü İslâm’ın emridir” fetvasında ısrar etti.

-Postmodern darbenin dini hayat üzerindeki yasakçı baskılarını Kutlu Doğum’la etkisiz kıldı.

-27 Nisan 2007 “e-muhtıra”sında Kutlu Doğum Haftası’nı 23 Nisan’a karşı düzenlemekle suçlandı.

-15 Temmuz 2016 gecesi bütün camilerde okuttuğu salâlarla kanlı FETÖ darbe girişimini durdurdu.

-Kapsamlı ve etkin faaliyetlerini, ülke sınırlarını aşıp ümmet coğrafyasının tamamına kadar yaydı.

-“Namaz Gönüllüleri Platformu” işbirliği ile Sultanahmet’te kalabalık Bayram namazlarını başlattı.

Diyanet Teşkilatımız, be-tahsis Saygıdeğer Başkanı Mehmet Görmez döneminde işte bu ve benzer etkin hizmetleri ve kararlı dik duruşu ile şer odakların maksatlı ve tehlikeli yıpratma operasyonlarına maruz kaldı. 

İmdi, hedef Diyanet ve Başkan Görmez değil, İslâm’ın tâ kendisidir!

Vakit, ‘etkinleşen’ Diyanet’e ve ilk kez insanımızın gönlüne girip, onlara “işte aradığımız başkan” dedirten Görmez hocamıza sahip çıkma vaktidir.

Osmanlı Devleti’nin kadîm ve köklü bir kurumu olan Meşîhât makamının kutlu mirası üzerinde yeniden güçlenmeye başlayan Diyanet’i daha etkin kılmaya yönelik olarak yapılabilecek öneriler ve eleştiriler ise bahs-i diğerdir; yerinde ve zamanında samimiyetle yapılmalı, ihmal edilmemelidir. Ama gün, Diyanet Teşkilâtımızı her türlü ideolojik, politik ve hizbî hesapların üstünde tutarak, adeta ‘göz bebeğimiz’ bilme, Diyanet’in ve muhterem Başkan’ının izzetini ve onurunu koruma günüdür. 

TAZİYE: Müstakîm duruşu ile mümin gönüllerde iz bırakan merhum Akif Emre kardeşime, Rabbimden Adn Cennetleri diliyorum.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23