Turgut,ertav dini konulardan kimse rahatsız deyil bilakis örnek verebilirsin daha iyi anlaşılsın diye.fakat insanın,yarım saat zaman ayırması lazım senin yazdığını okuması iicin konu buurda dini mesele,deyil senin,zaman israfın,özet istersen kurandan Euzu besmele ,Fatiha dir kuranı bütün anlatmaya kafi.bundan dolayı kasılma,

Ülkemizin en büyük problemi bu kendini beğenmiş,benim dediğim olmazsa isterse ülke batsın diyen Batı hayranı,kendi ülkesinin milli değerlerine hatta dinine düşmanken Budist hayranı Chp zihniyetidir.Tüm Chp'liler böyle değildir ama bu soysuzların çok büyük kısmı hatta tamamına yakını Chp'lidir

Ali kardeşim senin yorumların bana ilaç gibi geliyor ağzına aklına ve yüreğine sağlık, selam ve dua ile

Ali kardeşim senin yorumların bana ilaç gibi geliyor ağzına aklına ve yüreğine sağlık.

Ali yeğenim abdnin hakaret dolu mektubu ne oldu sana dokunmuyordu.icinr sindirebildinmi sesin nezaman çıkacak. Sana birisi hakaret dolu mektup gönderse ayağına gidip taktım edermisin yakışıklıydı sana

Erdoğan, Türkler için tam bir kahraman. Onunla ne kadar iftihar etseniz azdır... 

Ayak ayak üstüne atmak madem terbiyesizlik be o zaman terbiyesiz herifler televizyon programında niye ayak ayak üstüne atıyorsunuz

Kaleminize yüreğinize sağlık Alibey onlara yani ç.h.p.ye gelince bunlar ezik ve usül bilmez edep bilmez devlet terbiyesi bilmez küfürden başka bir şey bilmez örnek(kocaelideki ağzı lağım dolu bir ç.h.p. li laikci bir çakal )bu ezikleri hiç muhatap almıyorum.

sosyal medya üzerinden dini yazıları duyurduğum için rahatsız olanalr varmış.turgun ertav ın din derslerini takip etmeye mecbur muyuz filan diyorlar.yandaş medya yazarlarından hilal kaplan nın söylemi ile cevap vereyim:vermiş olduğumuz rahatsızlıktan dolayı grur duyuyoruz.saygılar.

Abdullah özdemir kardeşim, çok güzel sallıyorsun. Mektubu rulo yapmışda bilmem ne de. Ufak at. Reisinizin kendisi söyledi, takdim ettim diye. Fazla heyecanlanma.

Sen onu bunu birakta, Ataturk'e hakaretten acilan davaya zorla goturulmene karar verilmis. Yusuf Yusuf etmeye baslandin mi. 

bir yorumcu kutadgu bilig den alıntı yapmış,devlet idarecilerine uyun diye.Yusuf Has Hacib in kitabı,Kutadgu Bilig “mesut olma bilgisi”, insana her iki dünyada saadete ermek için takip edilecek yolu göstermek amacıyla kaleme alınmış bir eser olup iddia edildiği gibi mansıp sahiplerine ahlâk dersi veren kuru bir öğüt kitabı değil, insan hayatının anlamını tahlil ederek onun cemiyet ve dolayısıyla devlet içindeki görevlerini belirleyen bir hayat felsefesi sistemidir.

Ali bey Kanuninin ıran sahin a yazdığı mektup gibi herkes yediginden karsisindakine ikram edermiş .Bunların hayatı pavlovun ..leri gibi .. gozunden bakınca herkesi kendi gibi goruyorlar. Reis mektubu rulo yapıp eline vermis. Al bunu............. demis

Müslanın elinden dilenden kimsenin zarar görmediği kimsedir diye anlatılır hadisi Şerifte. Ancak siz O kadar yalan yazıyor ve konuşuyorsunuz ki......

bu habere yorum yazanlardan birisi ''chp laik müşrikler''şeklinde bir suçlama yöneltmiş.müşrik,kâfir anlamındadır.kendisinin kâfir olup olmadığını bilmeden böyle bir iddia ile suçlamada bulunmak büyük vebaldir.kâfirlikle suçladığı kişi eğer kâfir değilse,bu söz söyleyene geri döner.yani bu suçlamayı yapan kâfir olur.hele hele, toptancı olarak bir zümreye karşı sırf öfkedene ötürü kâfir demek ise daha da vebaldir.bir müslümana kâfir demek yasaklanmış olup, böyle bir sözü söylemek câiz olmadığı gibi, bu şekilde inanmak en büyük günahlardan sayılır. bir kişi veya bir zümre kâfir olsa bile müşrik/kafir gibi söylemler yerine henüz iman etmemiş şeklinde söylemek,onları islama ısındırmak ve sevdirmek olur. aşağıdaki hadisleri inceleyin:"Bir adam din kardeşine, ey kâfir derse, bu söz ikisinden birine döner. Eğer böyle denilen kişi söylenildiği gibi ise söz doğrudur; yerini bulmuş olur. Aksi takdirde bu söz söyleyene geri döner." (Buhârî, Müslim, Îmân 111. Tirmizî, Îmân 16). "Kim bir adamı ey kâfir diye çağırır veya ona ey Allah'ın düşmanı derse, o adam da böyle değilse, bu söz, söyleyenin kendisine döner." (Buhârî, Edeb 44; Müslim, Îmân 112). 

O kolları kavuşturma pozun çok hoşşş. Yakışmış:)))

Birgün değerli samimi,hocamla hasbihal ederken hocadan çok dini konuları hocaya anlatırken,sanki hoca az biliyor,da bende senin kadar İslami konular,da bilgim var gibi.birden,hata ettiğini.sonralari anladım.bir hayli kalabalık içinde ucbes hoca,bir arada en,kıdemli yaşlı hoca konuşurken kimse saygıda ,sözünü bölmek şöyle dursun.bazi yazılarda yanlış var dese kimse ,edep den cevap vermiyordu,çok konuşmanın ziyadesinden sakinirlardi.

TURKIYENIN TEK HAS DUSMANI VAR, O DA CHP VE O PARTIYE OY VEREN SAFTIRIK TURKLERDIR! CHP, KA PA TIL MA LI DIR!

Allahtan başka kimseye biat etmem.

Turgut Ertav'in din dersini gormek zorundamıyız. Burdaki yorumculsrin hemen hepsi kendi çapinda ya imam ya müftü zaten.

Gene 3 kisi siyanürle olmüş. Gene iktidara bir surü laf edecekler. Gardını al hemen..

Trump özür mi dilemis mektubu takdim edilince de sayin yazar tükürdügüne yalamis sevincine girmis. Akli basindaki halki artik böyle laflar ile gaza getiremiyorsunuz. Bu gezinin somut sonucu ne onu yazin. Övgüler karnimizi tok etmiyor.

Şu yaziyi ilkokul cacugu da yazar. Ben senden umidi kestim. Sen gelişemeyeceksin.

Sonunda,biat etmeli dedi yazar Dogru bir analiz.

Halim Selim kardeşim,helal olsun o Hilal KAPLAN'a.Tüm ABD ve Trump'ın yüzüne,terör ve terörist destekçisiniz dedi.Gazetecimiz dâhi tüm dünyaya ABD'nin gerçek kimliğini ifşa etti.

Seni seviyoruz, karahasanoğlu çünkü elimizde adam gibi adam bir sen kaldın.

Sen ne anlatıyorsun hikaye mi roman mı, konuşman gibi de yazı yazışın sıkıcı anlamsız birbirine bağlayamıyorsun

Bunların istediği tip şu Merkel in karşısında iki büklüm ezik şekilde el pençe divan duran Turist Ekrem tarzı bir sonradan görme politikacı. NOKTA

YILLARCA M.KEMAL'in yalnızca insan olduğunu pulaştırıp ilahlaştırılmamasını savundum, sizde öyle ama şu başlık olmuş mu? Bizim ne farkımız kaldı onlardan! Yazık Türkiye sizin gibilerden arındırılmalı!

Allah senin gibi biat edenlerden bizi uzak eylesin. Allahın nuru adaleti savunanlarin üzerine olsun.

Ali abi, azimle yılmadan akepeyi, reisi yikayip yağliyorsin da seni neden uçaga almiyorlar. Senin gibi kendiside gazetecilikten bihaber olan Hilal Kaplan aliniyorsa, sen de alınmalisin abi.

bu ulkede bu kadar parti var,mesela kominist partisi var ve bir sehri yonetiyor.ama bir mahalleyi bile yoneten bir islam partisi yok. bu kadar musluman geçinen insan var ama şeriat-islam partisi kurmak kimsenin aklına gelmiyo herhalde!!.musluman oldugunu iddia edenler koministler kadar açık ve net hareket edemiyor,takiye yapıyor,insanların siyanurle intihar ettigi bu bozuk laik- demokratik duzene hizmet ediyor.ondan sonrada cennet hayal ediliyo,cok trajik,tuhaf bi durum. "Ey insanlar ve cinler, yakında sizinle hesaplaşmak için özel vakit ayıracağız."rahman 31.

Hocam chp laikçi müşriklere cevap yetiştirmekten başka yazı yazamaz oldunuz. Müşrikler gündem belirliyor biz peşini toparlıyoruz. Bunların taharetsiz neticelerini biz mi toparlayıp duracağız. Laikçi putperestler, putları karşısında çocuklarımıza secde ettiriyor. Ayasofya zincirleri kırılamıyor.

Nevşin Mengi şuna benzer kedinin eli çiğere yetmezse hesabı tek taraflı bir spiker herşey CHP onun dışında hiçbirşey yok yani hasta ruhlu biri hastaları zikretmeyelim bu arada İmamoğlu HDP den sonra Siyonizme yanaşıyor yani herşey mübah olan bir partinin diğer hastası

Bu zavallının kapasitesi anca biat etmek. 

Meajlarımda sık sık vahiy teriminden bahsettim.Vahiy teriminin manası hakkında bilgi vermek gereğini duydum. VAHİY NEDİR? Vahiy konusu hristiyanlık ,Musevilik ve paganlarda(putperestlerde) farklı şekilde ele alınmıştır.Hiçbiri islama göre vahiy tarifi değildir.Sözlükte; gizli konuşma, gönderme, emir, işaret, ilham gibi anlamlara gelen vahiy, İslami anlamda ise;“Allah Teâlâ’nın dilediği şeyleri peygamberlerine, mahiyeti bizce tam olarak bilinmeyen bir yolla bildirmesi” demektir. Vahiy ile kalpte beliren bilgi demek olan keşif ve ilham birbirinden farklıdır. Vahiy sadece peygambere gelen kesin, değişmez ve daima hakikati ifade eden bir bilgidir.Allah tarafından korunmuş olan peygamberin kalbine, güvenilirliğinde şüphe olmayan bir elçi yani Cebrail meleği aracılığıyla bırakılır. Peygamberler dışındaki insanlara gelirse; o,keşif veya ilhamdır. Keşif ve ilhamın ise kesin doğruluğundan bahsedilemez. Kalpte beliriveren keşif ve ilhamın her zaman yanılma payı vardır. “Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle dilediğini vahyeder...” Şûra sûresi, 51. ayet. Bu ayetten sonuç çıkarılmıı ve vahyin üç şekilde geldiği söylenmiştir. 1- Allah’ın dilediği bilgileri, peygamberin kalbine ani olarak ulaştırmasıdır. Bu vahye örnek, Peygamberin “kudsî hadis”lerdir.Bunlara ''hadis i kudsî de denir.Mana olarak Allah’a, lafız olarak Allah peygambere ait  olan sözlere denir ,denilmiştir. 2- Allah’ın perde arkasından peygamberiyle konuşmasıdır. Bu çeşit vahiyde, peygamber Allah’ı görmeden, ilahi kelâmı işitir. Hz. Musa’nın (a.s.) Tûr Dağı’nda aldığı vahiy gibi. 3- Vahyin, melek aracılığıyla peygambere getirilmesidir. Vahiy meleği Cebrail, vahyi kelimeler halinde peygambere getirirdi. İlahi kitaplar bu çeşit vahiyle gelmiştir. Vahiy,Kur'an'da Allah'a ait bir fiil olarak kullanıldığı gibi, Allah'tan başkası için de kullanılmıştır. Bu sebeple sözlük anlamı itibariyle vahiy kavramı: İlâhî ve gayr-ı İlâhî vahiy şeklinde iki çeşit olarak tespit edilmektedir.(Cerrahoğlu, ismail, Tefsir Usûlü, 37; Turgut, Ali, Tefsir Usûlü ve Kaynakları, 79-80.).Şeytanların ve cinlerin insanlara düşmanlık etmeleri için birbirlerini telkin etme biçimine de vahiy denilmiştir.Bu, gayrı ilahi vahiydir. "Biz böylece her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar, aldatmak maksadıyla birbirlerine yaldızlı sözler vahyederler."En'am suresi, 112.ayet.). Burada söz konusu edilen vahiy kelimesi, fısıldamak, gizlice söylemek anlamındadır. (Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü, 37).  Allah tarafından yapılan vahyin “ilâhî vahiy” kavramını kendi arasında tekvînî, ilhâmî ve teşriî/hakîkî vahiy şeklinde değişik kısımlara ayırmak mümkündür.  Tekvînî vahiy: Tekvinî vahiy, cansız varlıkların hususi görevlerini bildiren bir vahiy şeklidir. Hususi vazifelerini kendilerine bildiren Allah, bunu vahiy kelimesiyle ifade etmiştir. Kur’an’da bu vahiy çeşidi, göklere ve yere yapılan vahiy olarak kendini göstermektedir. İlgili ayetler şöyledir: “Allah böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahiy etti.” (Fussilet suresi, 12.ayet.). “Yeryüzü o şiddetli sarsıntı ile sarsıldığı, içindeki ağırlıklarını çıkarıp dışarı attığı, ve insan: “Bu yere de ne oluyor?” dediği zaman, işte o gün yer, üzerinde olup biten her şeyi anlatır. Çünkü Rabbin ona vahiy etmiştir."(Zilzal suresi,1-5.ayetler.). Teşriî Vahiy: İnsanlık camiasından seçilip görevlendirilen peygamberler vasıtasıyla, insanların ve de cinlerin dünya ve ahiret hayatlarının mutluluğu için prensipler koyan ilâhî mesajlardan ibarettir. Buna hakikî vahiy de denilir.Hakîki/Teşriî vahiy kavramı; "Allah tarafından peygamberlere vasıtalı veya vasıtasız olarak ulaştırılan vahiy” olarak da tanımlanabilir. İslam Ansiklopedisi'ndeki Vahiy konulu yazısında,müellif Yusuf Şevki Yavuz şöyle demiştir:Vahiy kavramı Kur’ân-ı Kerîm’de yetmişi aşkın yerde fiil kalıplarıyla, altı yerde de “vahy” şeklinde geçer ve bu âyetlerin çoğunda Allah’a, bunun dışında şeytana ve yardımcılarına nisbet edilir. Allah’a izâfe edilen vahyetme fiili peygamberler yanında Hz. Mûsâ’nın annesinde olduğu gibi insanlara, meleklere, arılara, yer küresine ve göklere yöneliktir. Şeytanlara atfedilen vahiy sözlük anlamındadır ve şeytanın kendi dostları olan insanlara ve cinlere, peygamberlerle müminlere düşmanlık etmeleri için gizlice telkinde bulunmasını ifade eder (el-En‘âm 6/112, 121). Bazı âyetlerde (en-Nahl 16/2; el-Mü’min 40/15) peygamberlere indirilen vahyin “ruh” diye anılmasının sebebi vahyin insanları, mecazi mânada ölüm demek olan bilgisizlik ve imansızlıktan kurtarıp onların gerçeği bulmasına yardım etmesi hikmetine bağlıdır. Özellikle Kur’an vahyine, insanın dünya hayatının kaynağını teşkil eden unsura benzetilerek mecazi anlamda ruh denilmiştir (eş-Şûrâ 42/52; Fahreddin er-Râzî, XXVII, 190). Vahiy meleği Cebrâil için “er-rûhu’l-emîn” isminin kullanılmasını mânevî hayatla ilgili vahiy getirmesiyle açıklamak mümkündür. Hz. Îsâ’nın ruh şeklinde nitelendirilmesi de aynı sebeple izah edilebilir (a.g.e., XIX, 210-220). Kur’ân-ı Kerîm’de peygamberler dışında bazı insanlara da vahiy gönderildiği belirtilir. Bunlardan biri Hz. Mûsâ’nın annesidir (el-Kasas 28/7). Müfessirlerin çoğunluğu Cenâb-ı Hakk’ın Mûsâ’nın annesine indirildiği vahye ilham anlamı vermekle birlikte bu vahyin Hz. Îsâ’nın annesi Meryem’e olduğu gibi Cebrâil vasıtasıyla gönderilebileceğini düşünenler de vardır. Çünkü Allah’ın melek aracılığıyla kelâmını tebliğ ettiği insanın mutlaka peygamber olması şart değildir (Âlûsî, XVI, 187; Mustafa Abdürrâzık, s. 50). Cenâb-ı Hak Hz. Îsâ’nın havârilerine de vahiy indirmiş ve onlardan kendisine ve peygamberine iman etmelerini vahyetmiş, onlar da iman ettiklerini söylemiştir (el-Mâide 5/111). Havârilere gelen bu vahyi, Cenâb-ı Hakk’ın kalplerine murat ettiği mânaları koyması şeklinde yorumlayan ve bunu ilhamla özdeşleştiren âlimler de vardır. Kādî Beyzâvî ise bu tür vahyi Allah’ın Hz. Îsâ vasıtasıyla onlara iman etmeyi emretmesi şeklinde yorumlar (Fahreddin er-Râzî, XX, 70; Beyzâvî, I, 365; Mustafa Abdürrâzık, s. 51). Kur’an’da meleklere vahyedilmesinden de söz edilir. Yusuf Şevki Yavuz un vediği bilgilere göre Allah,sadece peygamberlere vahyetmemiştir.Meleklere,Musa peyamberin annesine,İsa peygamberin annesine ,hayvanlara,yer küresine ,göklere,dağlara-taşlara (ahzab suresi,72.ayet)vahyetmiştir. Vahiy, Allah ın kulları ile (Allah ın kulları ,kainat ve ahiret alemindeki yarattıklarıdır .)konuşmasıdır.Konuşma,varlıkların iletişim kurma aracıdır.Bunun için konuşma organlarına ihtiyacı vardır.Allah hiçbirşeye muhtaç değildir.Onun için konuşma organlarına da ihtiyacı yoktur.Allah ın konuşmasına hitap denir.Yani Allah hitap eder.Hitabı ise vahiy iledir.Vahiy türlü yollarla olur. İslami kaynaklı araştırmamda vahyin 10 yol ile geldiğini tesbit ettim. 1- Sadık rüyalar halinde. Peygamberin gördüğü rüyalardan bir kısmı, daha sonra gerçek hayatta aynen meydana gelmiştir. 2- Cebrail (a.s.) tarafından vahyin, Peygamber uyanıkken kalbine bırakılması. Şu ayet bu çeşit vahyin delilidir: “O’nu uyaranlardan olasın diye, Cebrail, apaçık Arapçayla senin kalbine indirmiştir”Şuara sûresi, 193- 195. ayetler. 3- Cebrail’in (a.s.) insan şekline girerek, getirdiği vahiy. Bu vahyin en hafif şeklidir. Cibril hadisi diye meşhur olmuş olay buna örnek olarak gösterilebilir. 4- Cebrail (a.s.) görünmeksizin vahyin, çıngırak sesine benzer bir sesle birlikte gelmesi. Bu çeşit vahyin çok ağır olduğu Peygamber Efendimiz tarafından bizzat bildirilmiştir. Tehdit ve korkutma muhtevası olan birçok ayeti kerime bu şekilde gelmiştir. Vahyin gelişi sırasında, Peygamber son derece heyecanlanırdı hatta titrer ve terlerdi.Buhari, Bed’ül – vahy. 2. 5- Cebrail’in (a.s.), Peygamber’e uyku halindeyken getirdiği vahiy. Bazı müfessirlere göre Kevser sûresi bu şekilde vahyedilmişitir. 6- Cebrail’in (a.s.) kendi şekliyle yani melek görünümünde getirdiği vahiydir. Bu şekliyle vahiy iki defa gerçekleşmiştir. Birincisi Peygambere, ilk vahiy aldığı gün Hira’dayken, ikincisi de Miraç’ta meydana gelmiştir: “Andolsun ki, O’nu, bir diğer defa da Sidretü’l-münteha’nın yanında gördü.”Necm sûresi, 13-14. ayetler . 7- Vahyi, Peygamberin vahiy meleği olmaksızın yani doğrudan Allah’tan alması veya perde arkasından Allah’la konuşması şeklinde gerçekleşen vahiydir. Bu da Miraç’ta gerçekleşmiştir. Sahabe-i Kiram vahyin gelişi sırasında peygamberin nasıl bir hal aldığını şöyle bildirmişlerdir. Vahyin gelişi esnasında Peygambere ağır bir sıkıntı hâli gelirdi. Mübarek yüzü gül gibi pembeleşir, gözlerini kapatır, başını önüne eğerdi. Ashâbı da başlarını önlerine eğerlerdi. Vahiy hâli sona erinceye kadar hiç kimse edebinden ötürü başını kaldırıp Peygamberin simasına bakamazdı. Vahiy geldiği zaman bazen de, yüzünün yakınlarında arı uğultusu gibi bir ses işitilirdi. Peygamber, o esnada çabuk çabuk nefes alırdı. En soğuk günlerde bile, alnından inci taneleri gibi terler dökülürdü.Buhârî, Bed’ü’l-Vahy 1/2, Umre 10; Müslim, Fedâil 87, Hudûd 13; Tirmizî, Tefsir 23/3173; Ahmed, V, 327. 8- Vahiy kâtiplerinden Zeyd bin Sâbit’in (r.a.) bildirdiğine göre gelen vahyin ağırlığı, inen hükümlerin ağırlığı ile mütenasip olurdu. Yani, inen vahiy ilâhî vaat ve müjde mahiyetinde ise Cebrâîl (a.s.) insan suretinde gelir, bu ise Peygambere bir güçlük vermezdi. Fakat vahiyde azap ile korkutmaya dair ilâhî ikazlar olduğu zaman da, dehşet saçan bir çıngırak sesi gibi gelirdi. 9- Vahiy, peygambere deve üzerinde iken geldiğinde, hayvan vahyin ağırlığına tahammül edemez, dizleri bükülür ve çökerdi. Nitekim Peygamber , Adbâ isimli devesinin üzerinde bulunduğu sırada Mâide Sûresi’nin üçüncü âyeti nazil olmaya başlayınca Adbâ’nın ayakları kırılacak gibi olmuş, peygsmber devenin üzerinden inmişti. Ahmed, II, 176; VI, 445; İbn-i Sa’d, I, 197; Taberî, Tefsîr, VI, 106. 10- İnen vahyin manevi ağırlığı olduğu gibi peygamberin bedenen de bir ağırlık ve meşakkat hissettiği de olurdu. Zeyd bin Sâbit (r.a.) şöyle der: “Resulullâh’ın yanında oturuyordum. Bu esnada Allah Resulü’ne vahiy geldi. Dizi benim dizimin üzerindeydi. Vallâhi o anda Resulullah’ın dizinden daha ağır bir şey hissetmemiştim. Neredeyse dizim kopacak sandım.”(Ahmed, V, 190-191). Aşağıdaki bilgileri https://kuran-ikerim.org/ sitesinden aldım. "Vahiy" kelimesi (VHY) fiilinin mastarı olup lügatte, gizli konuşmak, emretmek, îma ve işaret etmek, acele etmek, seslenmek, fısıldamak, mektup yazmak ve ilham gibi anlamlara gelmektedir.( el-Cevherî, es-Sihah; ibn Manzûr, Lisânü'l-Arab, "VHY" maddesi.) Bu kelime, Kur'an'da Allah'a ait bir fiil olarak kullanıldığı gibi, Allah'tan başkası için de kullanılmıştır. Bu sebeple sözlük anlamı itibariyle vahiy kavramı: İlâhî ve gayr-ı İlâhî vahiy şeklinde iki çeşit olarak tespit edilmektedir.(Cerrahoğlu, ismail, Tefsir Usûlü, 37; Turgut, Ali, Tefsir Usûlü ve Kaynakları, 79-80.). Allah tarafından yapılan vahyin “ilâhî vahiy” kavramını kendi arasında tekvînî, ilhâmî ve teşriî/hakîkî vahiy şeklinde değişik kısımlara ayırmak mümkündür.  Tekvînî vahiy: Tekvinî vahiy, cansız varlıkların hususi görevlerini bildiren bir vahiy şeklidir. Hususi vazifelerini kendilerine bildiren Allah, bunu vahiy kelimesiyle ifade etmiştir. Kur’an’da bu vahiy çeşidi, göklere ve yere yapılan vahiy olarak kendini göstermektedir. İlgili ayetler şöyledir: “Allah böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahiy etti.” (Fussilet suresdi,12.ayet). “Yeryüzü o şiddetli sarsıntı ile sarsıldığı, içindeki ağırlıklarını çıkarıp dışarı attığı, ve insan: “Bu yere de ne oluyor?” dediği zaman, işte o gün yer, üzerinde olup biten her şeyi anlatır. Çünkü Rabbin ona vahiy etmiştir."(Zilzal suresi,.ayetler1-5). Teşriî Vahiy: İnsanlık camiasından seçilip görevlendirilen peygamberler vasıtasıyla, insanların ve de cinlerin dünya ve ahiret hayatlarının mutluluğu için prensipler koyan ilâhî mesajlardan ibarettir. Buna hakikî vahiy de denilir.Hakîki/Teşriî vahiy kavramı; "Allah tarafından peygamberlere vasıtalı veya vasıtasız olarak ulaştırılan vahiy” olarak da tanımlanabilir. Vahiy kelimesinin manasını, ayrıca şu şekilde de aramak lazım: “Tenezzül-ü İlâhî” kavramı, Yüce Allah’ın kendi icadı olan yaratıklarıyla, özellikle ahsen-i takvimde yarattığı insanlarla, onların hak ilahı olarak konuşmaya tenezzül buyurması anlamına gelir. Bütün canlı mahlûklarını konuşturan ve konuşmalarını bilen yüce Allah'ın kendisinin de konuşmasıyla onların konuşmalarına iştirak etmesi, ulûhiyet ve rubûbiyetinin/yaratıcılık ve idareciliğinin, hak mabut ve ilahlığının gereğidir. Allah'ın insanlarla konuşması demek, onların anlayacağı şekilde, akıllarının seviyesine göre onlara hitap etmesi, O'nun bir Yaratıcı olarak yaratıklarına karşı merhametiyle tenezzül buyurmasıdır. Teârüfü Rabbanî:  “Teârüfü Rabbanî” kavramı, Yüce Allah’ın bütün varlıkları yaratan, sevk ve idare eden bir idareci/alemlerin Rabbi olarak, tenezzül buyurup kendini mahlukatına, bir lütuf olarak, tanıtmasını ifade etmektedir. Kendini tanıttırmak için, kâinatı bu kadar hadsiz masraflarla, baştan başa hârikalar içinde yaratan ve binler dillerle kemalâtını söylettiren, sonsuz ilim ve kudretini ilan eden yüce Allah, elbette kendi sözleriyle de kendini tanıttıracaktır. Mukabele-i Rahmanî:  “Mukabele-i Rahmanî” kavramı, Rahman ve Rahim olan Yüce Allah’ın, her şeyleriyle kendisine muhtaç olan insanların isteklerine, -merhamet buyurup- karşılık vermesi anlamındadır. Mevcudatın en seçkini, en nazlısı ve yaratıcısına en müştakı olmakla beraber onların en fakiri, en acizi ve en muhtacı olan hakîkî insanların isteklerine ve şükürlerine fiilen mukabele ettiği gibi, kelâmıyla da mukabele etmek/onların isteklerine karşılık vermek yaratıcılık vasfının gereğidir. Mükâleme-i Sübhanî:  “Mükâleme-i Sübhanî” kavramı, her türlü noksan sıfatlardan münezzeh olan Yüce Allah’ın, her türlü kusurdan uzak olan vahiyle yaratıklarıyla -özellikle insanlarla- konuşmasını ifade etmektedir. İlim ile hayatın zarurî bir lâzımı ve ışıklı bir tezahürü olan konuşma sıfatı, elbette kuşatıcı, sonsuz bir ilim, sermedî/daimî, tükenmez bir hayatı taşıyan yüce Allah’da, kapsamlı, sonsuz, sınırsız ve sürekli bir şekilde bulunur. İşte vahiy de bu sonsuz mükâlemenin bir tezahürüdür/bu sayısız konuşmanın bir yansımasıdır.  İş'âr-ı Samedânî:  “İş'âr-ı Samedânî” kavramı, hiçbir şeye muhtaç olmayan Yüce Allah’ın, her yönden kendisine muhtaç olan yaratıklarının -özellikle de insanların- bu ihtiyaçlarını yerine getiren bir merci olarak, varlığının en kuvvetli belgesi olan konuşmasıyla kendini onlara bildirmesi, her an ilim ve kudretiyle yanlarında hazır ve nazır olduğunu hissettirmesi anlamına gelmektedir. Yaratıklar içerisinde en sevimli, en sevecen, hayatında en endişeli/en kaygılı, sırtını vereceği bir istinat noktasına en muhtaç, sahibini ve yaratıcısını bulmaya en müştak olan –insanoğlu gibi- mahluklarının ruhlarına bir iştiyak, bir muhabbet vermekle beraber, onları fakir ve âciz yaratan Allah'ın, aynı zamanda her derde devayı yetiştirebilecek bir kuvvet ve kudrete sahip olan kendi zâtını onlara konuşması ile bildirmesi, Ulûhiyetinin bir gereğidir. (bk .Nursi, a.g.e.). Doç. Dr. Muhittin Akgül vahiy konusunda şöyle demiş: Vahiy kelimesi sözlükte; gizli konuşmak, emretmek, ilham etmek, îmâ ve işaret etmek, seslenmek, fısıldamak, yazmak ve acele etmek anlamlarına gelmektedir. Terim olarak vahiy; Yüce Rabbimizin, insanlara bildirmeyi arzu ettiği emir, yasak ve olayları, süratli ve gizli bir şekilde, vasıtalı yahut vasıtasız olarak, insanların alışık olmadığı bir yolla peygamberlerine bildirmesidir. Bir de vahyin genel anlamı vardır ki o da; Yaratıcı olarak Yüce Allah’ın, bütün varlıklara biçim ve görev vermesi, onların yerli yerinde hareket edebilmeleri için birtakım yollar göstermesi ve hayat programlarını içlerine yerleştirmesidir. Vahiy, sadece Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) değil, aynı zamanda diğer peygamberlerin de peygamberliklerinin bir delilidir. Yüce Yaratıcı, gönderdiği her peygambere vahyetmiştir. Peygamberlerle diğer insanlar arasındaki en bariz fark da vahiy gerçeğinde yatmaktadır. Saygılar.

3-5 kongre üyesi gelmis, sanki T.C. Baskanina hesap soruyorlar.. Cok zoruma gitti… Yok böyle birsey! CB muhatabi ayni seviyedeki CB dir, kongre üyesi degil.. Disislerimiz daha dikkatli olmalidir... Saygilarimla..

basın yayın çoğu muhafazakar ama hala laiklerin bir iki kağıt parçası kadar algı oluşturup gündem yapamıyorlar neden acaba çok merak ediyorum

biad,hak dine yani vahiylere olur sayın yazar.biadda itaat ve kulluk etmek vardır.kulluk ve itaat etmek,itaat edileni tapmak manasına gelir.kulluk ve itaat ise sadece Allah a yapılır.Kişileri desteklemek manasındaki biad ise,Allah ın emirleri yani dini/vahiyleri doğrultusunda haraket edenleri desteklemek demektir.Bu da ulul emirleri biad etmek demektir,yani islam alimlerine biaddır.erdoğan,Allah ın emirleri yani dini/vahiyleri doğrultusunda hareket eden islam alimi mi de ona biad edin diyorsunuz; sayın yazar?..Saygılar.

Mazlumun fendi, zalımı yendi. İnsanı yücelten kendi, çocuklar gibi şendi. Bu ne biçim iş efendi? Ama şuçlu hep sendi. Sonunda giyeceğimiz şey kefendi. Yine de ettik temenni, sevdik katmerli. Gurbetten selam olsun, kardeşlik temelli.

Demokratik, medeni ülkelerde biatcilik olmaz!.. Görev ve sorumluluk, vatandaslik bilinci vardir, ama kime anlatacaksiniz!

Türkiyenin en büyük sorunu chp gibi partinin olması bu zihniyetten kurtulmadan ileleyemeyiz,çünkü bunlar içerde ve dışarıda hep engel olurlar

chp hala başarısız gezi diyor yuh be

HAZIMSIZLIK,ÇİRKEFLİK ve KİN bu üç kelime onlar için var....AHLAKSIZLIK zaten kanlarında var....yalan yanlış yaşayıp birilerine haber satıyorlar ya işte en büyük başarıları budur...BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR .ne oldu zoruna mı gitti!

Ali bey bunların kafası bu izmir ne halde batının bir çok yerlerdeki idareciler o yeri pislik içinde idare ediyor ama gönüleri kalpleri kapalı oldugu için yine o kişiyi seciyorlar güzel olan şeylerin önemi yok onların için sadece partizanlık yancılık birde tarafcılık var ne yaparsan yap görmezler..körlerdir..

" Sonra nerede kalmistik deyip yine Amerikancilik yapiyorlar" demissiniz.Eeee ne yapacaklardi kendi sahiplerinin sesi olmayip da Turkculuk rolu mu keseceklerdi? Tabii ki Amerikancilik yapacaklar cunku bu ucuncu sinif irk materialistlerini Amerikalilar klonladilar.

Reis yaklaşık beş sene önce istanbul fetih şenliğinde sefer hazırlığındayız dedi bu yüzyılın manşeti idi benden başka bunu farkeden olmadı sadece bir gazete kücük pencere yaptı yani yıldırım anadolu hisarını fatih rumeli hisarını yaptı avucumuzun içindeki devleti kolay yıkmadık.Oturduğumuz yerden yazması kolay bu işler kolay işler değil.Gücümüs nispetinde en iyisi yapılıyor.Zamanı gelince binlerce ceset bırakarak buradan defolup gidecekler biz ahiretimizi kurtarmaya bakalımki allah cc burada bize yardım etsin.Allah aşkına kandi nefsimizi ailemizi işimizi idare edemiyoruz.Başkanın yaptığımı begenmiyoruz.Ben muvazzaf askerlik yaptım savaşın bir provası olan alarm bile insanı dehşete katar.Savaşmak kolaymı dünya ile savaştayız henüz bize birşey yansımadı mehmetcik gerekeni yapıyor.Hazır bekleyelim dua edelim.Ancak bunlarda o yüz nerede gölge etmemek erdemini bile yapamıyorlar.Çünkü kimyaları bozuk.Bunların tohumundada sıkıntı var.Münafık kafirden şiddetlidir.

Türkiye'deki bütün dini ve dinsiz safsatalardan beriyim.

Sayın Yazar; Sayın Cumhurbaşkanı, ilk başta çiğ idi, sonra pişti, şimdi yanmış ve olgunlasmistir. Ona göre en uygun biçimde hareket ediyor. Bagirmiyor, tehdit etmiyor, kırmadan, dökmeden hedefine doğru net adım atıyor. Temennim, tum iman sahiplerinin de bu boyuta gelmesidir.

Dün Esra Erol'un,programında kirikkaleden kadın 59 yaşında bir adamda bahsediyorlar .kadın ticareti yapıyormuş adamın elinde üç beş kadın,varmış bağ evinde bulusturuyormus.adam itiraz ediyor öyle haykiriyorki nefesi kesiliyor.sutuduyodaki 59 yaşındaki yaşlı kadının başında başörtüsü ayrıca yalan konuşuyor birazda içtiğini söylüyor.bunlar görünüşte teseturlu içini desince ,tam kasarlanmis supe çektirmek için bu kiyafetde fakat müslümana zarar veriyor bazilarida bir müslüman kadını elde ettiğini sanıyorlar.bunlarin hepsi İslam'a zarar veriyor kadın ticareti yapan adamın karisida kendi başına buyrukmus kocasın dinlemezmis,işte bizim ahvalimiz.

DİLİN KEMİĞİ YOK SOLUNDA DİNİ YOK HER ŞEYİ SÖYLERLER.

Siz niye CB. ile dış gezilere katılmıyorsunuz? Dikkatimi çektiği için soruyorum. Hilal Kaplan Trump'a iyi soru sordu bu konuya değinmediniz

CHP ittihat ve terakkinin artığıdır devamıdır . Bir zihniyettir. Değişmez bu yaptıkları şaşırtıcı değildir . En iyi yaptığı iş CHP nin milli dini değerlere karşı mücadele etmesidir . Bazen Amerikancı olurlar bazen batıcı olurlar

Her ay başı abdye giden amerikancı değil solcular amerikancı tamam 

Selamunaleyküm, Ali bey, seni yetiştiren ananın babanın ve eğiticilerinin ellerinden öpüyorum, yedi ceddine rahmet diliyorum, yüreğimize su serpiyorsun. aklınla, izanınla, ferasetinle de bizlere rehber oluyorsun. Allah sana zeval vermesin, her yazını her tv programını sıkıca takip ediyorum. lütfen! konuş, susma.

Ali bey; chp ye oy verenleri Rabbim'e havale ediyorum ... B.Düzünde ezanlar susturuldu nerden geldiği belirsiz bir arı vızıltısı gibi bir ses geliyor ezanmı okunuyor acaba diye camları açıyorsun anlamak mümkün değil takvime bakarak namazımızı eda ediyoruz,Allah bu iman yoksunlarına fırsat vermesin VATANımızı bu münafık din düşmanlarından korusun Âmin.CUMAMIZ MÜBÂREK OLSUN.

Hocam yapılan hainlik değil particilik eskiden bizim patron çiller ci fanatik 2000 yılında ecevit başbakan Ken demediği kalmıyordu öyle ülkede herşeye hainlik denirse herkezin neyi çıkar

Beyin lazım her insana akıl lazım her müslümana kafirler sizin dostunuz olmuş müslümanlar bize yeter vaybe ne iktidar hırsı imiş ya solcu CHP İslamcı olmaya sağcı AKP lilerde amerikanci olmaya başladı adamın bir küfür etmediği kaldı cumhurbaşkanına ve Türk halkına sen mektubu masasına koydum diyorsun özür diletmek hiç aklınızdan geçmiyor degilmi bu kadar teslim olmuşsunuz işte

Seni bilmem ama ben TÜRK VATANDAŞIYIM.Kelime oyunlarıyla PKK yı alenen destekleyen Türkiye'den üstün tutan binlerce tır silah gönderen Trumpun ayağına gidip karşılıklı iltifat etmek binlere şehidimize yapılmış en ağır hakarettir.Ama Reis beyin neden bu kadar kibarlaştığını herşeyi sineye çektiğini herkes çok iyi biliyor.Tabi zarrafta.

neymiş trum ın yaladığı? açık seçik tane tane net bir şekilde anlatın da millet görsün!

Euzubillahimineseydanirraciymbismillahirrahmanirrahiym müminler ancak kardeştir Hucurat süresi 10.ayet.elhamdulillah.sayin yazarımız Karahasanoglu o çocukların psikolojik danışmanlık alması gerekir.bunu yapanlar egitimcimi.ne kadar cahillik.o çocuklara sahip çıkılması gerekir deriz.cami yapan , hakkı söyleyen bir başkana Recep Tayyip Erdoğan'a tabiki de destek verilmesi gerekir deriz.yaziniz için teşekkürler.saygilar selam ve dua ile Allah'a emanet olun.hasbinallahu ve nimel vekil deriz

“Türkiye vatandaşıyız. Türkiye vatandaşı olmaktan gurur duyuyoruz. Başkanımız Erdoğan’dan gurur duyuyoruz”

yırtılıp çöpe atılan mektupmu

CHP ,tibki bir zamanlar Çukurova dizisindeki çiftliğin rolünü oynayan gafur.

MAALESEF CHP BÖYLE.DÜN DE AYNIYDI..İŞİ GÜCÜ MİLLETİN DİNİ ,EZANI VE KIYAFETİ İL UĞRAŞMAK OLDU.BU GÜN DE AYNI YOLDA,YANİ MİLLET İLE ,O NUN DEĞERLERİ VE SEVDİKLERİ İLE,ON HİZMET GETİREN VE DEVLETİNE İTİBAR KAZANDIRANLAR İLE HABİRE UĞRAŞIYORLAR..YAZIK..ŞEYTAN AZAPTA GEREK DİYE BİR SÖZ VAR YA,İŞTE TAM DA ONA UYGUN DAVRANIYORLAR..HALBUKİ BU MİLLET İLE BARIŞSALAR BU MİLLET DE ONLARI BAĞRINA BASAR..ELLERİNİZE SAĞLIK.MÜBAREK CUMA GÜNÜNÜZÜ TEBRİK EDİYORUM..

Artık MC derman var,bu mekan bize dar,adamdda ne ceherlerler var.adam yorum yerine beste yapıyor,hep rakip çalım yapıyor işi gücü gırgır .bundan böyle,Ahval ben fakir.

En buyuk musibettir, beladir. İngilizlerin Mustemleke valisi gibi İSLAMA, MÜSLÜMANA SALDIRMIŞ, Kin ve nefretini küsmüştür. Kamalist it suruleri sizin dusmanliginizda Reis ERDOĞAN a degil onun şahsinda İSLAMA DÜŞMANLIĞINIZI İYOT GİBİ AÇIK EDİYORSUNUZ. Kahpe bizansin , yunanin artiklari, selanik donmesi soysuzlar sizi.

Ali bey selamlar . Çok güzel ifade ettiniz.Bu zihniyeti nasıl tanımlarsak tanımlamlayalım iyice deşifre oldular.Bu ülkeye fitne fesad tohumlarını ekenler adamlarını öyle sistematik şekilde yerleştirmişler ki temizlemek için çok çalışmak gerek.Bakıyorsun bir parti altında, bir STKaltında, bir lider adı altında ,bir ideoloji altında kamufle olmuşlar milli ve manevi değerlerimize saldırılarına devam etmekteler.Bu saldırıları beraber taraf etmek için pısırık savunma değil aktif olmak gerek.Bunlara artık yeter denmeli.Balyoz gibi kafalarına inmeli artık.Bu ülkenin cifkeflerle kaybettiği zaman yeter.

Hazımsız, bağnaz, ... Kamalist ... siz ne yaparsaniz yapin, ahlaksizlikta, hainlikte, burada yazdiğıniz küstah yorumlardaki seviyesizliğinize ragmen bu kervan yuruyecek. M.kamale bile halkin vermediği destek ve sevgi BAŞKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN A VERİLDİ. MUŞLUADAM.

İyiki varsın abim allah yokluğu vermesin yolun açık olsun allah sizlere uzun ömür versin inşallah ağzına sağlık nokta

Sayin yazar bey elinize sağlık pek güzel acikliyorsunuz ancak biz sol yandan carkli tayfalar Şartlanmis kafayı ..siz ne doğru işler yapsanız da biz doğru DEMEYİZ ..

Tutunacak yok bir dalım, iyi günler geçti balım. Neyse çıksın falım, giymedim ayağıma nalın. Sözlerim üşüttüyse sırtınıza kalın birşey alın. Ama etmeyin zulüm başkasına zalım. Herkese hayırlı cumalar.

Cumhurbaşkanımızın dış politikada izlediği siyaseti chpli olarak destekliyorum. Kutadgu Biligde Yusuf Has Hacip şöyle demiş halka. Yönetenin kanunlarına uyun, verginizi verin ve onun dostunu dost, düşmanını düşman bilin. Chp sondaki unsuru göz ardı ediyor.

Bunlar chpkk ülkemi yıkmak isteyen her avcıya ...... yapmakdan geri duramazlar sahiplerine çok sadıklar ülkemin hayrına bir taş bile koymamışlar !!, varsa göstersinler varsa yoksa islâm düşmanlığı.