• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

Atatürk var ama Pontus olmaktan kurtulamadılar, iyi mi?

16 Kasım 2018
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

“Atatürk olmasaydı, adınız Hans, Yorgo ya da Agop olurdu.”

*

“Atatürk olmasaydı, İstiklal Savaşı'nı kazanamazdık.”

*

“Atatürk olmasaydı, bugünkü özgürlüklere sahip olamazdık”

*

“Atatürk olmasaydı, Türkiye'nin sınırları bugünkünün yarısı kadar olacaktı.”

*

“Atatürk olmasaydı sen erguvanları zor görürdün.”

*

“Atatürk olmasaydı Hazreti Muhammed’in mezarı da olmayacaktı.” (Can Ataklı)

*

“Atatürk olmasaydı Türkiye İran'a benzerdi.” (Liam Fox)

*

“Eğer Atatürk olmasaydı burada belki de İngilizler vardı, Fransızlar vardı.”(Fatih Altaylı)

*

‘‘Atatürk olmasa, bizler de olmazdık. Türklük olmazdı’’ (Gazi Yaşargil)

*

"Atatürk olmasaydı, biz burada (TBMM’de) olamazdık!" (Bill Clinton)

*

Muhtemelen hemen herkes hayatında en az bir kere, içinde “Atatürk olmasaydı” klişesini barındıran bu tür “öznel yargılı bir cümle” ile karşılaşmıştır.

Bildiğiniz gibi,

“Öznel yargılı cümleler”in doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değiştiği için bu cümleler kanıtlanamaz. Cümle yalnızca söyleyen kişinin, kişisel görüşlerini ve düşüncelerini yansıtır. Bu nedenle, öznel yargılı cümleler kanıtlanamayacakları için birer boş laftan ibarettir.

*

Mesala;

2005 yılında, CHP Kastamonu milletvekili olan Mehmet Yıldırım, Ak Partili hemşehrisi Musa Sıvacıoğlu’na;

“Senin adını koyan CHP’dir. CHP felsefesi olmasaydı senin adın Yorgi olurdu, Yorgi’ diye efelendikten on yıl sonra, 47 yıllık partisi CHP’den istifa edip, Ak Parti'den aday adayı olmuştu.

Anlayacağınız;

İşin içine “koltuk” girince, Mehmet Bey’de ne “CHP felsefesi” kalmıştı, ne de “Yorgi” olma endişesi..

*

Benzer şekilde bir durum da Muharrem İnce’nin başına gelmişti.

11 Kasım 2013 yılında, CHP;

“Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 75. Yıldönümü” nedeniyle Eminönü Yeni Cami’de mevlit okutmuş, mevlide CHP Grup Başkan Vekilleri Muharrem İnce de katılmıştı.

Bay Muharrem, cami çıkışında yaptığı konuşmada, “ezanın okunmasını Atatürk’e borçlu olduklarını” savunduktan sonra;

“Atatürk olmasaydı, bu ülkenin kurtarıcısı olmasaydı, bugün hareket edenlere şunu söylüyorum; adınız Ahmet, Hasan, Hüseyin olmazdı. Adınız Dimitri olurdu, Yorgo olurdu.” demişti.

Ertesi gün, Atatürk’e rağmen ismini muhafaza eden Yorgo Demir adlı Türk vatandaşı, Agos gazetesine yaptığı açıklamada İnce’nin bu “küçümseyici” sözlerine tepki gösterince de,  Bay Muharrem anında tornistan yapıp;

“Türkiye vatandaşı olan değil, bu toprakları işgale gelen 'Yorgo'ları ve 'Dimitri'leri kastettiğini” öne sürerek, zevahiri kurtarmaya çalışmıştı.

*

Tabii bir de bu işin suyunu çıkaranlar vardı.

Bu isimlerin başında ise, hiç şüphesiz İbrahim Tatlıses geliyordu.

Tatlıses,

11 Şubat 1997’de İzmir’de gaza gelerek sahnede “politika” yapmaya heveslenmiş ve;

“Atatürk’e; Türkiye’yi düşman işgalinden kurtardığı için teşekkür ediyorum... Eğer Atatürk, düşmanı İzmir’de denize dökmeseydi, şimdi benim ismim belki Hans, annemin ismi de Sue Ellen olacaktı!..” demişti.

Kendisinin “Alman” annesinin ise “İngiliz” olacağını iddia eden Tatlıses, bu olaydan tam 9 yıl sonra, yani 2006 yılında, bu kez;

CHP İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem'in ev sahipliğini yaptığı Grand Cevahir Otel'deki yemeğe katılmış, burada CHP Genel Başkan Deniz Baykal'ın yüzüne bakarak;

“Yüce Allah eğer Atatürk’ü göndermeseydi, benim adım şimdi Abraham Sweetvoice olabilirdi" diyerek, bu kez de İngiliz olabileceğine dair öznel yargılı bir cümle kurmuştu. Baykal da, Fırat türküsünü isteyerek Tatlıses’e aslını hatırlatmıştı.

 Aynı Tatlıses, 4 yıl sonra yani 2010’da;

Zülfü Livaneli'nin yönettiği "Veda" filminin Günay restorandaki programında;

“Eğer atalarımız olmasaydı belki de benim adım Abraham Lincoln olurdu" diyerek,

 “Sweetvoice” soyadını “Lincoln” olarak güncellemiş, bu kez de Amerika’ya selam çakmıştı.

*

Tabii, “Atatürk olmasaydı” klişesi yalnız sözde kalmamış, kitap ismi olarak da karşımıza çıkmıştı.

Cemal Kutay’ın "Atatürk Olmasaydı" adlı kitabıyla, “Hamamböceği uzmanı” Uğur Dündar’ın “Ya Atatürk olmasaydı?”sını yukarıdaki bilgiler eşliğinde yeniden ele alacak olursak, bu iki kitap için “kâğıt israfından başka bir şey değiller” demek, sanırım daha doğru olacaktır.

*

Amma, lakin ve fakat!...

Geçmişte, “Atatürk olmasaydı” denilerek, “öznel yargılı cümle”lerden ziyade, bu ülkenin asli unsurları olan inançlı insanlara operasyonlar çekildiğini de hatırlatmadan edemeyeceğim.

Mesela;

Emin Çölaşan’ın 4 Kasım 1999’da yazdığı ve “Akit gazetesinden Hasan adlı birinin Yekta Güngör Özden’i öldürmesi karşılığında Kasım Gençyılmaz’a 2 milyon dolar teklif ettiği” iftirasından bir gün sonra Hasan Karakaya gözaltına alınmıştı.

5 gün gözaltında tutulan Hasan Abi;

Kasıtlı olarak 10 Kasım’da, “Atatürk’e saygı duruşu”nun ardından savcı Nuh Mete Yüksel’in karşısına çıkarılmıştı.

"Otelde görüştüğümüz kişiyi bugün gibi hatırlıyorum" dediği halde, DGM'de gerçekleştirilen yüzleşmede Hasan Karakaya'yı 7 kişi arasından teşhis edemeyen Gençyılmaz’ın duruşmada;

“Eğer Yekta Güngör Özden bugün yaşıyorsa benim sayemdedir.” dedikten sonra,

“Ben Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi bir insanım. (…)Atatürk'e dil uzatanlar şunu çok iyi bilsinler ki, Atatürk olmasaydı Türkiye bugün belki de İngilizlerin, İtalyanların veya Yunanlıların sömürgesi olan namusu ve şerefi lekelenmiş bir ülke olurdu." şeklinde, Hasan Abiye atılan iftira ile alakasız, “Laf konuştu bal kabağı” kabilinden bir cümle kurmuştu.

Böylece, bırakın cümledeki “öznel yargı”yı, koskoca ülkede gerçek manada bir “yargı” olmadığını…

“Atatürk” ismi üzerinden, inançlı insanlara kolaylıkla kumpas kurulabildiğini duruşma sırasında gözler önüne sermişti.

*

Buna benzer bir diğer olay ise 2000 yılında meydana gelmiş… Atatürk’ün 4 büstüne bomba koyan örgüt üyelerine 30 yıl hapis cezası isteyen DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, sanıklar hakkında 22.5 yıldan 30 yıla kadar ağır hapis cezası talep ettiği iddianamesinde, Atatürk devrimlerinden genişçe bahsettikten sonra sözü “Atatürk olmasaydı”ya getirmiş, sanıklara; “nesebiniz bile belli olmazdı." diyerek, yakışıksız bir cümleye imza atmıştı.

***

Gördüğünüz gibi, eskiden “Atatürk olmasaydı” klişesi, sürekli olarak mütedeyyin insanları susturmak için bir araç olarak kullanılırdı. Hâlbuki şimdi, Atatürk’ten geçinenler, Atatürksopasını kullanmaktan vazgeçmiş görünüyorlar.

Artık daha da eskiye giderek, Atatürk öncesi Gayr-i Müslim olduğumuz imasında bulunmaya başladılar.

Son olarak,

Çorlu’da bir aymazın Atatürk heykeline yaptığı provokatif saldırıyı fırsat bilerek basın toplantısı düzenleyen CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Kadir Mısıroğlu’na üzerinden Trabzonlulara “Pontus Rumları” imasında bulundu.

*

Daha düne kadar “Atatürk olmasaydı Agop olurdunuz” diyenCHP’lilerin durduk yere Trabzonlulara “Pontus Rumu” demesiyle, tam olarak neyi murad ettiklerini anladım dersem yalan olur.

Öte yandan “öznel yargılar”dan sıyrılıp, doğrudan Müslüman Trabzonlulara “Pontus” diye iftira atan bir CHP’nin de, Trabzon’da ne gibi bir karşılığı olacağını merak etmiyor da değilim hani!..

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23