• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Serdar Arseven
Serdar Arseven
TÜM YAZILARI

İsrail ve Rusya... Gerçekler!

29 Haziran 2016
A


Serdar Arseven İletişim: [email protected]

Bir tarafta AK Parti’nin doğrusunu da yanlışını da  “alkışlayan” bir anlayış var, öbür tarafta ise AK Parti’nin en büyük ve en başarılı icraatlarını bile “karalama çabası” içinde olan bir başka anlayış.

Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilen bir “delikanlı muhalif”i de, gerektiğinde uyarabilen bir “dost”u da zor buluyorsunuz.

Bariz misal:

Şu paralel meselesine bakın; AK Parti paralel yapı tarafından aldatılırken, istismar edilirken kaç “dost” çıkıp da uyardı, “Bunlar yanlış işler!” diye.

Çok azı yapmıştır bunu; çoğu gerçeği görmüştür de, o gün işine öylesi geldiği için ve  “paralel yapı”dan da faydalanma imkânı olduğu için uyarmamıştır.

Öte yandan…

Bir de, İsrail’le anlaşma imzalanıyor diye AK Parti”yi resmen “ihanet”le suçlayanlara bakın; istisnalar müstesna “paralel yapı” denilen ihanet şebekesinin güdümündeler bugün, paralel yapıya resmen “uşaklık” ediyorlar!..

Her iki uca da dikkat!

Daha fazla uzatmadan, İsrail ve Rusya ile “yumuşama” meselesine gelelim.

Başbakan Binali Yıldırım ve AK Parti Dış İlişkiler Başkanı Mehdi Eker’in ev sahipliğindeki  iftar programında, dış politika alanında kafa yoran “fikri hür” bazı dostlarla uzun uzun sohbet etme imkânı bulduk.

Yetmedi, sohbetleri sahur vakti civarına kadar taşıdık.

Uzun süredir takipte olduğumuz meseleler zaten; İsrail ile anlaşma imzalanacağını ilk duyuranlardanız…

Vesaire…

Geldiğimiz nokta şu:

Türkiye, son 15 yılda köhne sistemin engellemelerine, yurtdışındaki ve içindeki birçok krize rağmen gerçekten “BM 5’li çetesinin başına dert” olacak kadar yüksek performans sergiledi.

Bu süreçte, Avrupa’nın finans merkezi olarak öne çıkan Londra ile onun yerine geçmek için çaba sarf eden Frankfurt çekişirken, piyasaya hiç de hesap edilmeyen bir “İstanbul” faktörü çıktı.

Avrupa’daki birçok güçlü ekonominin krizlere düştüğü süreçlerde, biz “Osmanlı mirasçılığı”nın ve Recep Tayyip Erdoğan gibi bir büyük lidere sahip olmanın  avantajlarını iyi değerlendirdik…

 ABD’nin “11 Eylül”ün ardından belirlediği yeni stratejinin mağduru olan, kendisini tehdit altında hisseden “Müslüman İş Dünyası”nın kaynaklarını “büyük riskleri” alarak çekmeyi başardık.

Ulaştırma, Savunma ve Enerji başlıkları altında inceleyebileceğimiz büyük hamleler sayesinde de, “Yeni Türkiye”nin altyapısını büyük ölçüde hazırladık.

Bütün bunları yaparken, beklendiği üzere “önümüzü tıkamak” için büyük operasyonlar gerçekleştirildi; yargı kullanıldı, PKK kullanıldı, IŞİD, paralel yapı, geziciler kullanıldı, Türkiye durdurulmaya çalışıldı.

Bu süreçte, Ankara’nın mücadele ve müdahale kapasitesini çok aşan işler geldi başımıza.

Mesela, şu Rus uçağının düşürülmesi!..

Hiç şüphem yok ki bir “derin tezgâh”tı, hem Türkiye’yi hem de Rusya’yı vuran çok büyük bir operasyondu.

Rusya ile “soğuk savaş”ını sürdüren ABD, bu süper gücü yıpratmak için önüne sürekli olarak  “görece küçük” ülkeleri atıyor.

Rusya, bunlarla uğraşırken enerjisinin büyük kısmını harcamış oluyor.

Türkiye de “Rusya” ile böyle bir çatışmaya sürüklenmek suretiyle, 2023 hedeflerinden uzaklaştırılıyor..

Bir tezgah kurup Rusya ile Türkiye’nin ilişkilerini “iyice” bozarsan, hem “yakın tehlike” Rusya’yı, hem de orta vadeli tehlike Türkiye’yi yıpratmış olursun!..

Rusya’nın Suriye’ye çekilmesi de benzeri bir operasyonun sonucu; hem Rusya’ya hem de Türkiye’ye darbe indirmiş oldu “ABD-İsrail ittifakı”  böylece!..

Türkiye ile Rusya son hamleleri ile bu oyunu büyük ölçüde bozmuş oldular.

İsrail ile anlaşma meselesine gelince.

Gazze halkına nefes aldırmak elbette büyük hedeflerden.

“Hamas üzerinden oluşturulan gerilimi” düşürmeyi de hedefliyor ülkeyi yönetenler, Hamas’ın uluslararası arenadaki meşruiyeti arttıkça, bizim bagajımız hafifleyecek, hareket alanımız genişleyecek.

Bir düşünür “İmaj gerçektir” demiş, kısmen doğru.

Türkiye, yıllar boyunca her tarafla kavgalı bir ülke görüntüsü verdi; ABD, AB, İran, İsrail, Rusya, vesaire, …

Bu durum Türkiye’nin kusurlarından kaynaklanmasa da fatura Türkiye’ye çıktı ve tablo “piyasaların” moralini bozdu.

Türkiye, bu çabasıyla “gerilimleri azaltmak” ve ‘kazan kazan’ yaklaşımını hayata geçirmek için her türlü imkânı kullanacağını deklare etmiş oluyor…

Son ataklar, “sıkışma” belirtileri veren piyasaları rahatlatacaktır.

İngiltere’nin AB’den kopuşa karar vermesi de, Türkiye üzerindeki baskıların azalmasına ve ülkemizin yeni fırsatları yakalamasına vesile olacaktır.

Öbür tarafta da, İsrail ile “anlaşma”nın riskleri de yok değil.

İsrail bir kez daha “kalleşlik” yaparsa, “aldatılma” hakkını tamamen tüketmiş olan yönetim için büyük zorluklar meydana gelecektir.

Türkiye, başka çıkış yolu olmadığı için büyük bir “risk” almış oldu…

ABD’nin, Rusya’nın, Almanya’nın ve diğer büyük güçlerin “gittikçe artan risklerle” boğuştukları bu dönemde “risk almadan” bir yere varmamız mümkün değildi.

Allah sonumuzu hayretsin!..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23