• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Serdar Arseven
Serdar Arseven
TÜM YAZILARI

Edep, ille de edep!..

24 Ağustos 2016
A


Serdar Arseven İletişim: [email protected]

Özellikle bu hassas günlerde dikkat, bin kez dikkat, bin kat dikkat:

“Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz!”

Birçok konuda farklı düşüncelere sahip olabiliriz, daha doğrusu olmalıyız.

 “Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar.’’...

Farklı fikirler çatışır ve sonunda gerçeğe ulaşılır.

Mesele, fikir çatışmasını yaparken “edep” dışına çıkmamakta.

Kimse demesin ki; 

“Sen hiç çıkmadın mı yani?”

Kimi vakit nefse uydum ve çıktım evet, çıktımsa ne yani, sürdürmeli mi?

Siz, rakibinizi “belden aşağı” vurarak alt etmeye çalışırsanız “edepsizlik” yapmış olursunuz, karşı tarafa diyelim ki, “kılık kıyafeti”  üzerinden saldırırsanız, inancından veya inançsızlığından dolayı tahkir ederseniz...

At gözlüğü takmış birkaç kişiden veya birkaç bin kişiden, hadi diyelim birkaç yüz bin kişiden “alkış” alırsanız amma, günün birinde mahcup olursunuz.

En iyisi bu işleri bırakmaktır, “Hatanın neresinden dönsen kâr!” demektir!

Yoksa...

Sonun fena demektir!

Nasıl mı?

Bir misal:

“(Bir gün) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) minbere çıkıp şöyle nidâ etti:

“Ey diliyle Müslüman olup da kalbine iman nüfuz etmemiş olan (münafık)lar! Müslümanlara eza vermeyin, onları kınamayın, kusurlarını araştırmayın. Zira, kim Müslüman kardeşinin kusurunu araştırırsa, Allah da kendisinin kusurlarını araştırır. Allah kimin kusurunu araştırırsa, onu, evinin içinde (insanlardan gizli) bile olsa rüsvay eder.”

¥

Dedik ki, edep yahu!

Bir toplumda farklı biçimlerde yaşayan insanları birbirine düşürmek için “kışkırtıcı” mesajlar vermek de edepsizliktir.

FETÖ denilen edepsiz güruh, bugünlerde etkisi altına aldığı kesimlere özel “çatışma” mesajları verdirtmekte.

İlişkileri büyük ölçüde biliyoruz.

FETÖ’nün ele başı, “Bir yerde yoksanız hiçbir yerde yoksunuzdur!” der, FETÖ her yerde, hâlâ her yerde.

Ve FETÖ, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra AK Parti-CHP-MHP arasında “yapıcı müzakere” ortamının hazırlanmasına yönelik çabalardan son derece rahatsız.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, kutuplaşma ve gerilimlerin yumuşatılması için fedakârlıklarda bulunuyor.

Kendisine hakaret edenlere açtığı davaları geri çekmesi, bu yönde atılmış çok olumlu bir adım.

Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım da gerginlikleri azaltma yolunda çok önemli adımlar attı.

Sayın Devlet Bahçeli de son terör saldırılarının ardından MHP tabanını yine çok yerinde olarak “provokasyona gelinmemesi” konusunda uyardı.

¥

AK Parti ve CHP çevrelerindeki durumlar ise biraz farklı...

Her iki partinin yönetimleri bugünlerde sorumlu davranıyor ama ikisinin de etrafında hatırı sayılır güç odakları var ve bunlardan bir kısmı, geleneksel olarak “gerginliklerden” beslenir yapıdalar.

Bu memlekette gerginliklerin azalması bunların işine gelmez, bunlar için en güzeli çatışmaların şiddetlenmesidir.

Ortalığın “olumlu” mesajları duyulmaz hale getirecek kadar karışmasıdır.

Böyle “karışık” zamanlarda basit sloganlar öne çıkar; karşı tarafı susturmak için çirkeflik, edepsizlik yapar işi götürürsünüz.

Sağduyunun hâkim olduğu dönemlerde ise var olabilmeniz için fikir ve proje üretmeniz gerekir.

Bu zordur.

Çaba gerektirir, uzmanlık gerektirir, kurumsallaşma gerektirir.

Oysa sizin bir kitleniz vardır, bu kitlenin ekseriyeti sloganlarınızı kabul edivermeye ve “kışkırtıcı” mesajlarınızı sorgulamaksızın yutuvermeye hazırdır.

Arz ve talebin buluştuğu noktada işlem gerçekleştirilir, bir tarafta gaza getiren kurnaz yapı, diğer tarafta gaza gelmeye hazır, saf kitle!..

¥

Sonra sonra...

Görülür ki, bunlar iş değildir.

İşlerini yaparken “kaliteyi” esas alanlar süreç içerisinde öne çıkarken, “slogana” bel bağlayanlar, kitleler uyandıkça irtifa kaybeder ve günün birinde çakılırlar.

Reklamın kötüsü olmaz derler ya çok yanlış... Reklamın kötüsü olur ve kötü reklam ürünü günün birinde fena vurur!

¥

Bugünlerde “çatışmadan” beslenen çevrelerin iyice hırçınlaştıklarını ve kavga ortamı oluşturmak için “özel çaba” harcadıklarını görüyoruz.

Hem AK Parti’ye hem de CHP’ye yakınmış gibi görünen bu iki kesim aynı noktada buluşmakta.

Bunlar birbirlerini besleyen yapılar, biri olacak ki diğeri de olsun!..

Her iki partinin tabanına çağrımdır;

Özellikle bugünlerde kimin neye “hizmet ettiğini” çok iyi takip edin.

“Sloganlara” değil, “maksatlara” odaklanın.

Çok şey göründüğü gibi değildir aslında, “ya fazlasıdır ya da azıdır.”

Siz gerçekleri arayın ve herhangi bir yapının “davaları temsil” iddiasına şüpheyle bakın.

Ve edep, ille de edep.

Nihat Doğan gibi, Merhum Yunus Emre’den alıntıyla bitirelim mi:

Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep,

Dediler ilim geride, 

illa edep illa edep!” 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23