• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sefa Saygılı
Sefa Saygılı
TÜM YAZILARI

Tek hücreli canlılar ilkel midir?

07 Ağustos 2021
A


Sefa Saygılı İletişim: [email protected]

Bir kar veya kristal tanesindeki mükemmel oluşumu biliyoruz. Ancak bu gibi ileri derecede düzenli cansız sistemlerle canlı bir hücre arasında bile uçsuz bucaksız ve dipsiz bir uçurum vardır. Canlılık, gerçekten muhteşem bir olaydır.

Hatta ağırlığı bir gramın trilyonda birinden daha hafif olan en ufak bakteri hücrelerinin bile cansız dünyada eşi benzeri yoktur. İnsan eliyle yapılmış herhangi bir makineden çok daha komplikedir, akıl almaz derecede karmaşıktır.

Basitmiş gibi görünen bir bakteri bile 4 bin kadar farklı proteine sahiptir. 

Basit hücrelerin çıkışı 3,8 milyar yıl önceye dayandırılır. Metabolizma kapasitesi ve üreme fonksiyonuna sahip olan bir hücrenin karmaşıklığı çok şaşırtıcıdır. Paul Davies, Beşinci Mucize (1998) adlı kitabında öyle demektedir:

“Canlı hücre, büyüklüğü ölçüsünde, bildiğimiz en karmaşık sistemdir. Ondaki özel moleküller ki büyük kısmı yalnızca canlılarda bulunur, son derece karmaşıktır. Hepsi çok zarif bir bağlılıkla ve nefes kesici doğrulukta bir orkestrasyonla dans eder (….) Yine de bu dansın ortada görünen bir koreografı, akıllı bir denetçisi, bir mistik gücü, bilinçli bir kontrol aracı yoktur.”

Hücrenin bilgi zenginliğine gelince, ateist Richard Dawkins (1986) bile “Her hücrenin otuz ciltlik Britannica Ansiklopedisi’nin tamamından daha fazla dijital kodlu bir veri tabanı içerdiğini” söyler.

Bu da, rastgele kimyasal birleşme ile kendiliğinden olamayacağına göre, bu olağanüstü karmaşık düzenin yaratıldığı gerçeğine bizi götürür. Üstelik tüm yaşayan organizmaların hepsinin aynı maddelerden oluşması, aynı ilkelere göre davranmaları ve gerçekten birbirleriyle ilişkili olmaları tek bir Yaratıcıyı gösterir.

Davies, “Doğa yasaları, hayatı oluşturmak için gizli bir alt metni, kozmik gücü şifreler. Hayat da yan ürünlerini ortaya çıkarır; yani zihni, bilgiyi ve anlayışı” der. Aynı tezi ifade etmek için seçkin biyolog Christian de Duve şu olguya işaret eder: “Hayat maddenin birleşimsel özelliklerinin mecburi şekilde açığa vurulmasıdır. Hayat ve zihin, garip rastlantılarla değil, maddenin evrenin dokusuna yazılı doğal bir tezahürü olarak meydana gelmiştir.”

Canlılığın ortaya çıkışı inanılması son derece zor dar bir çizgide ilerleyen bir rota ile gerçekleşmiştir. Doğanın sabitleri, fiziğin yasaları, maddenin kararlılığını garanti eden güçlerin milimetrik miktarları, güneş enerjisinin istikrarlı çıktısı, hidrojenin milyarlarca yıl boyunca var olması ve hepsinde neredeyse sıfır sapma bulunması, kavrama kapasitemizin sınırlarını zorluyor.

Ayrıca sakin bölgeleri çok daha çalkantılı yerlerden koruyan aşırı büyük kozmik uzaklıklar ve gezegenlerle yıldızları kütleçekimsel çöküşü önleyerek yörüngede tutan dönme hareketleri de daha az hayret verici değildir. Hayatın oluşumunu destekleyen ve garantileyen parametreler ve doğa yasalarındaki bu inanılmaz hassasiyet, astronom Fred Hoyle’u şu ünlü sözleri söylemeye sevk etmiştir: “Evren bir danışıklı dövüş gibidir.”

Yani her şey kadiri mutlak tarafından yaratılmıştır ve muhteşem bir sistem olarak tasarlanmıştır. Ne mutlu düşünüp ibret alana…

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yiğit Murat Hanoğlu

Diğer köşelerde okur yorumlarında Said Nursi hakkında cahilce menfi yorumlar çokca yazılıyor. Saygılı Hoca dan rica: Said Nursi hakkında yazın ki cahil cühela tenevvür etsin. Adam sende deyip...geçemeyiz Hocam.

Selim Aygül

Ateizm bir akıl tutulmasıdır Yaradana iman aklın yoludur
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23