En parlak hafta
Bu hafta, biz otomotiv gazetecileri için epeyce yoğun geçti. Pazartesi’den Perşembe’ye bir lansmandan diğerine koşuşturup durduk. Dört yeni aracın basın tanıtımı vardı.
Nissan Qashqai ile başladık haftaya, hemen ertesi gün Porsche’nin yeni SUV modeli Macan’ın lansmanı vardı, Çarşamba günü ise önemli makyaj operasyonu geçiren Skoda Yeti test sürüşüne çıktı. Bu koşuşturmacanın son durağı ise Ford Transit’in basın tanıtımıydı.
Her bir tanıtımın öne çıkan yanları vardı; bu yüzden hepsi de oldukça önemliydi. Mesela, ilk neslinde önemli bir satış başarısı yakalayarak, Nissan için büyük bir sıçramaya sebep olan Qashqai, ikinci nesliyle karşımıza çıkıyordu.
Malum, ilk nesliyle büyük başarı yakalamış, segment öncüsü modeller, peşinden gelen rakipleri sebebiyle ve ikinci nesilde geliştirmelerin fiyatları artırmasıyla pazar kaybedebiliyorlar.
Örnek mi istiyorsunuz? O kadar çok ki. Kia Sorento mesela; ilk nesliyle satış rekorları kıran ve ömrü boyunca segmentinin liderliğini kimseye kaptırmayan Sorento, bugün Türkiye pazarında satılmıyor bile.
Kapaklı farlarıyla caddeleri kasıp kavuran, Mazda’yı en çok satan ithal otomobil konumuna getiren 323’ün ikinci neslinde ne kadar başarısız olduğunu hepimiz şaşkınlıkla izlememiş miydik?
Zafira’yı hatırlayın. Opel’in en başarılı, yollarda en sık rastlanan modellerinden biriyken, bugün yeni modelini sokak sokak arasak rastlayamayacağımız bir otomobil haline geldi.
Liste uzun; Qashqai’nin akıbetinin de böyle olup olmayacağı tartışılırken, hem çok daha kaliteli, daha tasarruflu hem de fiyatı uygun bir otomobil karşımıza çıktı. Tasarım göreceli, ona değinmiyorum.
Fiyatı duyunca küçük bir araştırmaya giriştim. Araştırma sonunda, yeni Qashqai bana, “Türkiye otomobilin en pahalı satıldığı ülke” sözlerinin gerçeği yansıtmadığını da göstermiş oldu.
Nasıl mı? Yeni Qashqai’nin fiyatlarını Avrupa’nın değişik ülkelerine bakarak karşılaştırdım, sonra bunları Türk Lirasına çevirdim. Buna göre; Türkiye’de 67 bin 990 lira olan başlangıç modeli, Danimarka’da yaklaşık 97 bin, Hollanda’da 70 bin lira karşılığında fiyata satılıyor. Aynı donanım seviyesine sahip Qashqai’nin bedeli ise Fransa ve İngiltere’de 65 bin liraya tekabül ediyor.
Tamam, Türkiye’nin kişi başına düşen milli geliri, bu ülkelere göre düşük, ama mesele otomobilin vergiler dolayısıyla pahalı satılmasıysa bu konuda yalnız değiliz, hatta bizden beterleri var.
Porsche’nin sunduğu yeni SUV modeli de markası için en az Qashqai kadar önemli, çünkü bu model, Alman lüks otomobil üreticisinin satışlarını fırlatmaya aday bir otomobil. Hem kompakt yapısı hem de Cayenne’e göre daha uygun fiyatıyla özellikle gençlerin ve kadınların büyük ilgisini çekeceğe benziyor.
Yeniden lanse edilen bir diğer SUV modeliyse Yeti’ydi. Onun da Skoda satışlarında artışa neden olacak önemli bir yanı var. Üstelik de Türkiye’ye özel olarak eklenmiş bir özellik. Yeti, sadece Türkiye’ye özel olarak üretilen, DSG otomatik vitesle donatılmış dizel motorla pazara sunuldu. Bunun satış şansını artıracağı muhakkak.
Gelelim yeni Transit’e. Transit’in yenilenmesinin Ford için olduğu kadar, Türkiye için de ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek var mı? Türkiye’nin en önemli ihracat ürünlerinden biri; yollara çıktığı 1965 yılından günümüze, Kuzey Amerika’dan Avustralya’ya uzanan coğrafyada 7 milyondan fazla sattı ve küresel pazarlar için bizim ülkemizde, Ford Otosan’ın Kocaeli tesislerinde üretiliyor. Ve şimdi, yeni halini görünce daha fazla şansı olduğunu düşünüyorum. Yolu açık olsun.