• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halit Kanak
Halit Kanak
TÜM YAZILARI

Belgrad’ın Fethi (29 Ağustos 1521)

28 Ağustos 2021
A


Halit Kanak İletişim:

27 Nisan 1495’te Trabzon’da doğan Kânûnî Sultân Süleyman, babası Yavuz’un vefâtı üzerine 30 Eylül 1520’de İstanbul’da tahta çıktığında 25 yaşını 4 ay, 25 gün geçiyordu. Dört bir yana gönderilen saray özel görevlileri Sultân Süleyman’ın tahta geçtiği haberini dünya devletlerine duyurdu.

Bunlardan biriside Macaristan’a giden Divân Çavuşlarından tam özel yetkili Behrâm Çavuştu. Fakat Türk Elçisi Behrâm Çavuş’un Macar Kralı II. Layoş’un emriyle şehid edilerek, kesilen kulakları yeni hükümdar Sultân Süleyman’a tehdit amaçlı gönderilmesi hem bardağı taşırmış, hemde İtalya ile İran’a rahat bir nefes aldırmıştı. Demekki ilk sefer kendilerine değil, Macaristan’a yapılacaktı.

Öyle de oldu. Türk Hâkânı 17 Mayıs 1521’de babası adına yaptıracağı Sultân Selim Camii’nin temelini attıktan bir gün sonra 46 yıl sürecek hükümdarlığının ilk seferi için İstanbul’dan hareket etti. Hedefinde, Türk topraklarına 30 km. mesafede bulunan ve daha önce yapılan üç kuşatmada da alınamayan, Sırpların azınlıkta yaşadığı Macarların yenilmez kalesi Belgrad vardı.

Önce ordunun 5 gün kaldığı Edirne’ye, oradan Filibe üzerinden Sofya’ya varıldı. Burada Dâmâd Ferhat Paşa, barut ve kurşunla yüklü üç bin deve yükü cephaneyle orduya katılırken, Danişmend Reis 50 küçük gemiden oluşan ince donanmayla Tuna Nehrinden girmiş Sava ile Tuna’nın birleştiği yerde kurulu olan Belgrad’a doğru ilerlemekteydi.

Serhat şehri konumunda bulunan Semendire’nin Sancak Bey’i Gâzi Hüsrev Bey aldığı emirle Belgrad’a yardım gelebilecek yolları tutmuştu. Diğer Akıncı Bey’leri Mihaloğlu Mehmed Bey ile Balı Bey Macarları oyalamak İçin Hırvatistan ile Erdel Bölgelerine akınlara başlamışlardı. Diğer Akıncı Bey’i Turhanoğlu Ömer Bey ise Orduya öncülük ediyordu.

Kânûni, Sadrazâm Pîrî Mehmed Paşa’yı Belgrad’ın banliyösü konumundaki Zemlin’i almakla görevlendirmekle beraber, kendisi bizzat Böğürdelen Kalesine yöneldi. Burada ufak bir hesap görmesi gerekiyordu. Büyükdedesi Fâtih’in Belgrad’ın Fethi için yaptırmış olduğu Böğürdelen Kalesi Macarların elindeydi. Önce O’nun geri alınması gerekiyordu. Simon Logodin’in savunduğu Böğürdelen’e genç Sultân Kânûni’nin 7 Temmuz’da hücumu çok şiddetli oldu. Aynı gün Kale düştü. Kânûni’nin “ Evvel fethettiğim Kal’adır, mâmûr olması gerektir” emri derhal yerine getirilerek baştan aşağı onarılmaya başlandı. Kânûni yoluna devam etti.

Sava Nehri üzerinde 9 Temmuz’da yapılmaya başlayan köprü, bizzat Kânûni’nin nezâretinde devam ederken 12 Temmuz’da Gâzi Hüsrev Bey’in Zemlin Kalesini fethettiği haberi geldi. 18 Temmuz’da biten köprüden Türk Askerleri geçmeye başladı. Ayrıca Karaca Paşa’nın nezâretinde ikinci bir köprüde yapılmaya başlanmıştı.

Sultân Süleyman 26 Temmuz’da köprüden geçti ordusuyla Belgrad’a girdi. Şehir teslim oldu ancak Belgrad Kalesine çekilen Macarlar, dünyanın en güçlü kalelerinden biri olan bu kalede şiddetli direnişini sürdürüyordu. Bunlara aynı şiddetle cevap veren Kânûni, hiç dur durak bilmeden yaptığı nehirden ve karadan taarruzlarla, Hristiyan dünyası tarafından hiç düşürülemez denen Belgrad Kalesini üç hafta içinde düşürmeyi başardı.

Böylece Türk Ordusu, Ramazan Ayı’nın 5’inde başlattığı fetih hareketini, Fethi-i Mübîn’i gerçekleştirdiği 29 Ağustos 1521’de sonlandırmış oldu. Ertesi gün hem Cuma, hemde Kadir Gecesiydi. Sultân Süleyman şehre girdi. Camiye çevrilen en büyük kilisede edâ edilecek Cuma Namazından önce iki rekat şükür namazı kıldı.

Nasıl şükretmesindi. Daha önce Sultân Murad’a, sonra oğlu Fâtih’e, sonra O’nunda oğlu II. Beyazıd’a geçit vermeyen Belgrad Kalesi’nin Fethi kendisine nâsib olmuştu. Ayrıca, doğu işlerini hallederek İslâm Halife’si de olan babası Yavuz Sultân Selim bile öncelikle Avrupa’nın kapısı Belgrad’ı almak İçin batıya yönelmiş, ancak Belgrad’ın fetih hazırlığını yapmak üzere Edirne’ye giderken yolda vefât etmişti.

19 gün şehirde kalan Türk Hâkânı, Belgrad’a 200 top ve yeterli sayıda asker bırakarak İstanbul’a dönüşe geçtikten kısa bir süre sonra geldiği Niş’te 2 yaşındaki oğlu Şehzâde Murad’ın vefât haberini aldı. Üzülmüştü, yoluna devam etti. 19 Ekim’de ulaştığı Silivri’de ordusundan ayrılarak gemiyle Topkapı Sarayına döndü. Aralık ayında bu kezde 9 yaşındaki Veliaht Şehzâde Mahmud vefât etti. Sonradan boğdurulacak olan 7 yaşındaki Şehzâde Mustafa Veliaht oldu.

Diğer taraftan Belgrad’ın Fethi Hristiyan dünyasında büyük yankı bulmuştu. Çünkü 5 yıl sonra fethedilecek Macaristan doğrudan tehdit altına girmişti. Yapılan bu fetihle bir Macar şehri olan Belgrad asırlar boyu Türk şehri olarak kalmıştı.

Bugün dâhi, başta Sancak Bölgesi olmak üzere Sırbistan’ın pek çok bölgesinde Evlâd-ı Fâtihanlarımız yaşadığı gibi, Voyvodina bölgesinde yaşayan Macar’lar da nüfus ağırlığıyla dikkat çekmektedir. Âcizâne Tavsiyem vizesiz ziyâret edilebilen Sırbistan’a giderek ecdât yâdigarı bu toprakları ve Evlâd-ı Fâtihân’ı yalnız bırakmamak olacaktır.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Fetih

İstanbul fethedilmiştir; çünkü hâlâ bizimdir. Fetihten sonra elden çıkan yerler için ise maalesef ‘fethedilmiş’ denemezler

Vatandaş

Bu tarihte Büyük Taarruzu yazsaydın daha iyi olurdu.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23