• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Akla ziyan tezler!

20 Şubat 2019
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Dün diyorlardı ki..

“Ne bu kardeşim. Her yer beton oldu.. Bina bina bina.. Yeter artık..”

Sadece yeşil açısından değil..

Gerçek büyümeye götürmeyen, netice getirmeyen, sürdürülebilir olmadığı için bina yapımına itiraz ettiler..

“Bina yapmışsın, neye yarar. Nereye kadar yapacaksın. Bir gün bina yapmaya son vermek zorundasın. Bina yapa yapa, sürekli büyüyemezsin ki..”

Biraz ekonomideki çalkantı..

Biraz piyasanın dönemsel olarak doyuma ulaşması..

Biraz “önümüzü görelim, sonra alırız” düşünceleri ile..

Ocak ayında konut satışı önceki yılın aynı ayına göre % 25 azalmış..

Ne kadar muhalif varsa..

Hepsi karalar bağlamış, ağlaşıyorlar..

“Gördünüz mü, konut satışları azalmış işte..”

Konut satışları azaldı ise, sevinin..

“Her yer beton oluyor” diye itiraz ediyordunuz..

Konut satışları azalınca..

Müteahhitler de artık inşaat yapmazlar.

Hali ile betonlaşma da azalır..

Niye sevinmiyorsunuz?

Dertleri betonlaşma-betonlaşmama değil çünkü..

Bugün ne yapılırsa yapılsın.

Ona itiraz edecekler..

İnşaat yaparsanız, inşaat yaptığınıza..

İnşaat yapmazsanız, inşaat yapmadığınıza itiraz edecekler..

Betonlaşmanın azalmasına niye itiraz etsinler ki diyeceksiniz.

Ederler ederler..

Binaların % 60’ı kaçak diyorlar ya..

O binaların hemen tamamı, 1999 depreminden önceki inşaatlar.

Dolayısı ile onların tamamının yıkılıp, yerlerine sağlam binaların yapılması gerekir..

Yani, mevcut kötü binalar yerine..

Yeni, sağlam betonlaşmalar gerekli..

Bu yapılmadığında..

“Depreme dayanıklı bina yapımına destek yok. Eski binaların altında ezilip yok olacağız” diye, bu sefer de tersinden propagandaya başlayacaklar..

**

Akla ziyan tezler belli konularla sınırlı değil.

Hangi mevzuya el atsanız.

Mutlaka akla ziyan bir tez ile karşınıza çıkıveriyorlar..

Mesela meyve-sebzeye bakalım..

“Canım Osmangazi Köprüsünün fiyatı olmuş bilmem kaç lira... Bir de eklemişsin, kamyonlara Yavuz Sultan Selim’den geçme mecburiyetini.. Eeee.. Daha ne bekliyordunuz. Tabii ki patlıcan çıkar 20 TL’ye..”

Maksat ne?

Maksat, meyve-sebzedeki operasyonu gözlerden kaçırıp, “Arka planda gizli niyetler yok.. Doğal sonuçlar bunlar. Osmangazi Köprüsü yapılınca.. Köprü fiyatı bilmem kaç lira olunca.. Yavuz Selim’den geçiş zorunluluğu getirilince.. Bu köprülere ödenen paralar, meyve sebze fiyatlarına eklenecek tabii ki..”

Akla ziyan diyorum..

Haksız mıyım..

Sorsak bu aklı kıtlara..

Akılları kıt olduğu halde..

Aklı olanları kafalamaya çalışanlara..

“Osmangazi Köprüsünden geçiş mecburiyeti getirildi de, biz mi bilmiyoruz? Eskiden körfez geçişi nereden yapılıyor idiyse, yine ordan geçsin meyve-sebze taşıyan kamyonlar.. Zam yapıp da, astronomik fiyatlarla mal satmaya kalkmasınlar.. Malları ellerinde de kalmasın.”

Onlar belki, köprü yapılmadan önce kullandıkları arabalı vapurun fiyatına da itiraz ederler..

“O zaman körfezi karayolu ile dolaş kardeşim.. Sana engel olan mı var?” diyeceğiz ama..

Bunlara böyle akıl çalıştıracak soru sormak bile abes..

Diyecekler ki, “Osmangazi Köprüsüne bir çözüm buldun. Yavuz Sultan Köprüsüne de bul da görelim.. Kamyonlar, Boğazı geçerken sadece Yavuz Sultan Köprüsünü kullanabiliyorlar!”

Kafanı çalıştırmaya niyet ettiysen.. Çözüm çok..

Sen göster bana, İstanbul’un Asya yakasında, Avrupa yakasına göre daha ucuz meyve-sebze fiyatlarını.. Ben de sana Avrupa yakasına geçişin formülünü söyleyeyim.. 

Çıkın bakalım Kartal’daki meyve sebze fiyatlarına. Bakalım Pendik’teki fiyatlara.. 

Seni haklı gösteren bir sonuç var ise, eyvallah..

Baktığımızda..

Kartal’daki manavda.. Pendik’teki manavda fiyatların makul olur.. 

Yavuz Sultan Selim’i geçtikten sonra geleceğin Fatih’de, Esenler’de, Bakırköy’de, Küçükcekmece’deki fiyatların yüksek olur, anlarım.. 

Ama Kartal’daki fiyatın, Fatih’deki fiyatından daha ucuz değil ki.. Zammın gerekçesini de, Yavuz Sultan Köprüsünden mecburi geçişe bağlıyorsun..

Biliyorum..

Anadolu’daki okurlarımız..

“İstanbul’a takılmış kalmışsın.. Bizim buralarda da, fiyatlar aynı.. Burda Yavuz Sultan Selim Köprüsü yok ki! Burda niye fiyatlar pahalı?” diyecekler..

Aynen öyle..

Yapmak istedikleri bir kara oyun..

Ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar..

Hatırlatınca da..

Böyle yalanlara başvuruyorlar..

Ama, kimseyi inandıramıyorlar..

**

Kafaları karıştırmak için..

İddialarını ciddileştirmek için..

Bir karşı argüman da geliştirmişler:

“Sebze -meyve kamyonları yollardan bedava geçsin!”

Ohh, ne güzel..

Bir de kamyonlarla uğraşırız..

“Senin kamyon meyve taşıyor. Diğer kamyon hayvan taşıyor.. O bedava, bu niye paralı” soruları sırada bekliyor..

Hatta.

“Meyve taşıyan kamyon bedava.. İnsan taşıyan otobüs paralı” itirazını da, cepte hazır bekletiyorlar..

İstemezük kafası budur işte..

Tanzim satış mağazalarındaki meyve sebzenin yarı fiyata satıldığını görmezler..

Ortada tartışmasız bir operasyon olduğunu kabul etmezler..

Dikkatler farklı yönlere çekerek, “Patlıcanın 20 TL olması çok makul.. Biberin de fiyatı, haklı olarak 15 TL oldu.. Kimse itiraz etmesin” derler..

Şimdi yeni moda, internette gıda satışı..

PTT de bu işe soyunmuş..

Markete, tanzim satışa gitmeye artık gerek yok..

Oturduğunuz yerden, meyvenizi, sebzenizi PTT’ye ısmarlıyorsunuz..

Kapınıza kadar geliyor..

Hani diyorlar ya..

“Devlet meyve-sebze satışına niye giriyor ki?”

Yarın, “PTT de devlet kuruluşu.. Meyve sebze kargo hizmeti niye veriyor ki” derlerse..

Hiç şaşmam.

Onun için de, akıllara ziyan başka tezlerle de bulurlar, karşımıza dikilirler..

Maksat, muhalefet etmek..

Maksat, “istemezük” demek!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23