Maksima Elektrik İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Açık, yüksek enflasyona karşı en etkili çözümlerden birinin tarımsal üretim olduğunu belirterek, “Tasarruf tedbirleri kendisini amorti eden, ülke ekonomisine katkı sağlayan ve yüksek enflasyona çözüm üreten sulama yatırımlarında uygulanmamalıdır” dedi.
Mehmet Safa CANAT Hasan CANAT İSTANBUL
Tokat Aşağı Çekerek 1. Merhale Projesi’nden bahsederek sözlerine başlayan Sezai Açık, “Tokat Aşağı Çekerek 1. Merhale Projesi Zile, Maşat, Reşadiye, Çekerek ve Mamure Ovaları Sulaması 2. Kısım İkmali projesinin ihalesini 2024 yılında aldık. Şu an projenin yaklaşık maliyeti 10-11 Milyar TL civarındadır. Ancak devletin bize verdiği 2025 yılı ödeneği 1 Milyar TL’dir. Şayet devletimiz bu proje için daha fazla ödenek ayırabilirse 2027 yılında projemizi bitirerek mevcut ovaları sulamaya açmayı hedefliyoruz. Eğer projeye ödenek verilmezse ilerleyen yıllarda projenin maliyeti artacağı için devlet de zarar eder, tarıma açılamayan sulama alanlarından dolayı çiftçiler de zarar eder. Bizim inşa ettiğimiz Aşağı Çekerek 1. Merhale Projesi’nde sulamaya açılabilecek büyük alanlar yok. Projenin 2. merhalesinde büyük sulama kanalları ve tüneller var” dedi.
TOKAT OVALARI SULU TARIMA HASRET
Hükümetin yatırımlara büyük önem verdiğini belirten Açık, “Eskiden baraj inşa edilirdi, sulama hattı olmazdı. Ya da sulama hattı inşa edilirdi, baraj olmazdı. Şu anda bir sıralama var. Barajlar inşa edildikten sonra sulama hatları da inşa ediliyor. Ancak son yıllarda ödeneklerde daralma var. Yoksa hükümetin yatırım politikasını sıralama açısından yeterli buluyoruz. Mesela bizim Tokat Aşağı Çekerek’te inşa ettiğimiz sulama projesi kendisini çok kısa sürede amorti eder. Çünkü Tokat’ta tarıma elverişli büyük ovalar var. Tarımın ülkemizde ve bütün dünyada revaçta olduğu bir dönemde sulama projelerine daha fazla önem verilmelidir. Tokat’taki ovaları bizzat gezdim. Buğday ekseniz 1’e 3 verim alınabilecek ovalarda sulu tarıma geçilse 1’e 10 verim alınır. Sulu tarıma geçildiği takdirde çiftçiler buğdayın haricinde domates, pamuk, biber gibi başka tarımsal ürünler de ekebilir. Böylece ürün çeşitliliği de artar, ekonomik refah seviyesi de artar” diye konuştu. Sulama projelerinin daha hızlı ilerlemesi gerektiğini ifade eden Açık, “Sulama projeleri tamamen dolara endekslidir. Daha önceki ihaleler ile şimdiki ihaleler arasındaki farkın en büyük sebebi dolar kurudur. Önceden dolar 9 lira iken projenin maliyeti daha uygun oluyordu. Şimdi dolar 40 TL olunca devlet de ister istemez zarar ediyor. Çünkü sulama projeleri tamamen yerli değil. Sulama projelerinde boruların hammaddesi yurtdışından geliyor. Şu anda dolar kuru stabil olduğu için maliyeti çok farketmez. Eğer dolar kuru yarın bir gün yine aniden artarsa sulama projelerinin maliyeti de katlanarak artar. Bundan dolayı sulama projeleri ne kadar erken bitirilirse maliyeti ona göre dengeleniyor. 3 yıl içinde biten sulama projesi kendisini 3 yıl içinde amorti eder. Eğer 10 içinde biterse 10 yıl içinde amorti eder. Çünkü yıllar geçtikçe maliyeti de artıyor. Enflasyon olan ülkelerde kamu yatırımları ne kadar gecikirse o kadar zarar eder. Yüksek enflasyondan dolayı maalesef müteahhitler de zarar ediyor. Enflasyonu olmayan ülkelerde bile kamu yatırımları hızlı bir şekilde bitiriliyor. Çünkü geri dönüşünün daha hızlı olmasını istiyorlar. İş bitirme süresi uzadığı zaman herkes zarar ediyor” dedi.
GIDA ZARURİ İHTİYAÇTIR
Yüksek enflasyona karşı alınması gereken önlemlere de değinen Açık, “Enflasyona yönelik en büyük çözüm üretimdir. Tarımsal üretim de buna dâhildir. Tasarruf tedbirleri kendisini amorti eden, ülke ekonomisine katkı sağlayan ve yüksek enflasyona çözüm üreten sulama yatırımlarında uygulanmamalıdır. Gıda zaruri ihtiyaçtır. Rusya-Ukrayna savaşında bile dünya ülkeleri silolarla Ukrayna’dan buğday temin etti. Sulama projeleri ihale edildiği anda ödeneği hazır olmalıdır. 10 yılda biten sulama projesinin kimseye faydası olmaz. Hatta sulama projesi inşa edilmeden önce sulama amacıyla inşa edilen barajlar da maalesef hiçbir işe yaramaz. Bu projeler için yurtdışından inşaat firmaları gelse ilk önce projelerin yurtdışı endeksli kredi durumuna bakarlar. Türkiye’deki otoyolların kısa sürede bitmesinin sebebi kredileri hazır olduğu içindir. Sadece kamu bütçesi ile finanse edilen projelerin ihalelerine yurtdışında da kimse katılmıyor” diyerek sözlerini tamamladı.