1926 yılında Konya Asar-ı Atika müzesi adıyla yaşarken daha sonra bu adı alan müzenin yeri Selçuklu Sarayı' nın gül bahçesiymiş.

Kubbe-i Hadra(Yeşil Kubbe) denilen türbe, dört fil ayağı(kalın sütun) üzerine inşa edilmiş. 19. yüzyılın sonuna kadar eklemeler yapılarak bugünlere ulaşmış.

Karatay Medresesi ve Çini Eserleri müzesi... Karatay' da bulunan tarihi seramik ve arkeolojik kalıntıların sergilendiği müze, 1955 yılında ziyarete açılmış.

13. yüzyılda okul olarak yapılan, Osmanlı döneminde de medrese olarak kullanılan yapı, Anadolu Selçukluları döneminde Konya'da inşa edilen önemli eğitim kurumlarından biri. Ve Konya'nın tek yüksek noktası... Alaeddin Tepesi...

Karatay'da yirmi metre yüksekliğinde bir höyük. Çevresel etkenlerle sürekli kaydığı için yılda iki cm küçülen insan yapımı yığma toprak. Dünyanın en büyük ışıklı kavşağı...

İlk yerleşimi milattan önce 3000'lerde olan, şimdilerde mesire yeri olarak kullanılan bir cennet...

Tepenin üstünde de 13. asırdan kalma Konya'nın en eski ve en büyük camisi. Alaeddin Camii. Yapımı iki aşamada tamamlanan, Sultan Alaeddin Keykubat devrinde son şeklini aldığı için Alaeddin Camii adını alan cami.

Yine Karatay'da Selimiye Camii, Şems-i Tebrizi Camii, Aziziye Camii. Ahmed Eflaki Dede türbesi, Fakih Dede türbesi.

İstiklal Harbi şehitleri abidesi. Tarihi Mengüç caddesi. Ve Meram bağları... Manzarası, esintisi, ıslah edilmiş akarsuyu ve ortama uygun kafeleriyle çok huzurlu bir yer.

Yine Meram'da 1901'de kurulan, Türkiye’nin en eski ikinci arkeoloji müzesi. Etnoğrafya müzesi. Dinlenmek için Akyokuş park, Gedavet park.

Şeyh Tavus Baba Camii ve türbesi. Hasbey Mescidi ve Dar'ül Huffazı (Çocuk kütüphanesi). Anadolu'nun önemli medreselerinden Sırçalı Medrese.

Son olarak Selçuklu'da İnce Minare Taş Eserler müzesi, Mahmudiye Medresesi.

Unutmadan, Konya pilavını, etli ekmeğini, bamya çorbasını, Mevlana böreğini, fırın kebabını, tiridini ve sac arasını yemeden sakın dönmeyin. Sonradan methini duyunca çok pişman olursunuz.